Hep suç bende değil, beni yakıp yıkan bir nazar vardır.

O şarkıya özenip, söylenecek mısralar vardır

Sezai Karakoç

Bizim de o mısralara özenip, kabuk bağlamamış, mütemadiyen 'cerrahat' fışkıran yaralara bakarak söylenilecek sözlerimiz vardır. Çağlar üstü kadim bir medeniyetin mensupları olarak böyle mi olmalıydık? Ama maalesef durum bu. Vicdanlara katran döktü geceler. Bir lokma ekmeğini, tanımadığı bir başkasıyla paylaşabilen insanlarımıza bir haller oldu. Nemelazımcı, egoist, vurdumduymazlık gibi kötü ve tedavisi mümkün olmayan, hasletler ufkumuzu kararttı. Taşıdığımız değerlerimizi yitirdik ve kendimizde boğulmaya başladık. Olan tam da bu noktada oldu. Komşunun açlığı, sıkıntısı, derdi bizim dünyamızı terk eyledi. Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini. Bu girizgahtan sonra gelelim esas konuya.

Hasan Ölçer, türlü hastalıklardan muzdarip, makineye bağlı olarak hayatını idame eden; sempatik, sevecen ve cana yakın bir aile reisidir. Kör olası yokluk (ateşten gömlek) elini kolunu bağlamış. Onun da herkes gibi hayalleri, gerçekleştirmek için uğraş verdiği güzel plan ve projeleri vardı. Demek ki 'Kaderin üstünde bir kader' olunca adım atmak zorlaşıyor. Hasan Abi'nin hanım hanımcık, edep terbiye timsali bir hanımı var ki; bence her türlü zahmeti bertaraf etmeye yetiyor. İsmini 'Bahar Çiçeği' koymuş. Evi çekip çeviren odur. Günlük olarak aşevinden yemek getiriyor. Nerede bir iş varsa Bahar Çiçeği oradadır.

Aşevinden konu açılmışken sorumluların kulaklarını çınlatmak istiyorum. Dağıtılan yemekler beğenilmiyor ve çoğu çöpe atılıyor. Yapılan yemekler çok yağlı, kullanılan yağlar da iyi değil, etler yeteri kadar değerlendirilmiyor vb. şikayetler var. Bu işin suçunu hepten personele yükleyip, üzerimize düşen yükümlülüklerden kaçmayalım. Güvensek de denetleyelim ve gereğini yapalım. Zira bu imkanlar kimsenin çiftliği değildir.

Hasan Abi; Hakimdede Mahallesi, Saraç Sok. No: 33'te müstakil bir evde ikamet ediyor. Bu avlulu eve, aylık 350 TL kira bedeli ödüyor. Kira ödeme günleri yaklaşınca kriz seansları geçiriyor. Çünkü aldığı maaş normal ihtiyaçları bile karşılamıyor. Hasan Abi; Mehmet, Orhan, Murat ve Yaşar isimli 4 oğlan babasıdır. En büyük oğlu Mehmet 'karaciğer nakli' olmuş, haliyle çalışamaz duruma gelmiş. Mehmet'in hanımı 2 küçük çocuğu Mehmet'e bırakarak babasının evine gitmiş. Mehmet, çarnaçar biri 7 ötekisi 5 yaşında olan iki oğluyla tekrar Hasan Abi'nin hane-i saadetlerine dönmüş. Orhan ve Murat da evlenip evden ayrılmışlar. Onların durumları da pek iyi değil. Hasan Abi'nin küçük çocuğu Yaşar ise Karaköprü GAP Meslek Lisesi 3. Sınıfta okumaktadır. Yaşar, bazen yol parası olmadığı için okula yürüyerek gidip geliyor.

Hasan Abi'nin ayrıca genel borçlarının yanı sıra elektrik borcu da bulunmaktadır. Borcu ödeyemediğinden dolayı elektrikleri zaman zaman kesiliyor. Makineye bağlı olarak yaşayan Hasan Abi, bu kesintilerden olumsuz yönde etkilenmektedir.

Bu tür kanayan yaralara lakayd kalıp, es geçen, donatılmış, misafirsiz misafir odalarının, fiyatları dudak uçuklatan lüks arabaların sahipleriyle Hac farziyetini yerine getirdiği halde, diyanet ve 'Hac, Umre işini organize eden' şirketlerin gazına gelerek tekrar tekrar giden, bir çırpıda gözünü kırpmadan yirmi, otuz bin TL düğün salonları yemek parası verenlere, bir çağrıda bulunmak istiyorum. Tabi bu konuda duyarlı olup, böyle insanların derdiyle hemhal olmuş, sıkıntılarını içinde hisseden şahsiyetleri, özellikle tenzih ederim. Gelin Cennet'i uzaklarda aramayalım. Hasan Abi ailesi vb. ailelerin içinde bulunduğu perişan durumlara çare olalım. Göreceğiz ki 'Cennet-i Âla' çok uzaklarda değilmiş. Allah bu yollara kendini adamış kişilerin eksikliğini vermesin, sayılarını arttırsın inşallah…

(Hasan Ölçer İletişim : 0543 640 60 63)