Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AFAD Başkanlığında düzenlenen AFAD-DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokol Töreni'nde yaptığı konuşmada, bugün sel ve taşkınları azaltma yolunda kritik bir adım daha attıklarını belirtti.

Devletin ilgili kurumlarının, sel, taşkın afeti öncesi, anı ve sonrasına müdahale noktasında lojistik ve teknik kapasitesini bu vesileyle güçlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, AFAD envanterinde bulunan 111 iş makinesinin, DSİ'nin kullanımına verilmesini kapsayan protokolün her iki kurumun etkinliğini arttıracağını söyledi.

Bugün ilk etapta 31 iş makinasının devir teslimini gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, bu iş makinalarının da hizmete girmesiyle birlikte DSİ'deki ekskavatör sayısının 816'ya ulaştığını bildirdi.

Karadeniz Bölgesi'nden başlanacak

Yerli ve milli üretim olan ekskavatörlerin özellikle sel ve heyelan riski yüksek bölgelerde görev yaptığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Karadeniz Bölgemizdeki 13 ilimizde risk azaltma faaliyetlerine süratle başlıyoruz. Böylelikle, önceki senelerde yaşadığımız sel, taşkın ve heyelan afetlerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Derelerimizdeki temizlik ve ıslah çalışmalarına hız vermek suretiyle yoğun yağış dönemi başlamadan gerekli tedbirleri hayata geçireceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi depremler, seller, heyelanlar, yangınlar gibi tabiat olaylarının önüne geçemeyiz. Fakat, bunların yol açacağı zararları en aza indirmek bizlerin elindedir. Bizim inancımızda tedbir tevekküle mani değildir. Hangi meselede olursa olsun önce her türlü önlemi bihakkın almak, ardından da Rabb'imizin takdirine teslim olmaktır. Tedbirsiz tevekkül, samimiyetin değil, cehaletin alametidir. Hz. Mevlana bu hakikati 'akıl sonradan ah çekmek için değil, düşünüp tedbir almak içindir' diyerek ifade etmiştir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü imza töreniyle, özellikle yağış mevsimi kapıyı çalmadan riski en yüksek yerlerden başlayarak, devlet olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını dile getirdi.

Protokol sayesinde kullanıma sunulan yeni iş makinalarının da yardımıyla 2024 yılını daha sorunsuz, sıkıntısız, can ve mal kaybı yaşamadan atlatacaklarına inandığını vurgulayan Erdoğan, AFAD ve DSİ'ye çalışmalarında kolaylıklar diledi.

"Coğrafya kaderdir, sözünün ne demek olduğunu bizler çok iyi biliyoruz"

Sadece jeopolitik açıdan değil coğrafi olarak da kritik bir bölgede yaşadıkları için tedbirleri buna göre almaları gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Negatif ve pozitif anlamlarıyla 'coğrafya kaderdir' sözünün ne demek olduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Akdeniz Havzası'nda yer alan Türkiye, aynı coğrafyayı paylaştığı diğer ülkelerle birlikte iklim krizinin can yakıcı sonuçlarını en çok hisseden, bundan en fazla mağdur olan devletlerin başında geliyor. 2023 senesi, ülkemizle birlikte tüm dünyada en sıcak yıl olarak maalesef kayıtlara geçti. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik olarak adlandırılan üçlü gezegen krizi karşısında en yoğun mücadeleyi veren ülkelerden biri olduk. Son yıllarda, depremden sel baskınlarına yangınlardan taşkınlara, salgından savaşa, çok farklı sınamalarla karşı karşıya kaldık. Tedbirli olmak ile tedbirsiz yakalanmak arasındaki devasa farkı bu sınamaların tamamında bizzat tecrübe ettik. Binlerce canımız, plansızlığa, hazırlıksızlığa kurban giderken vaktinde önlem alındığında can ve mal kayıplarını nasıl azaltabileceğimizi de yine bu hadiselerden bizzat görmüş olduk.

Evvelsi gün İstanbul'un göbeğindeki bir parkta çok basit tedbirler alınmadığı için 5 yaşında bir evladımız göz göre göre hayatını kaybetti. Bu acı olay öncesinde Beşiktaş Gayrettepe'deki gece kulübü yangınında 29 emekçimiz, Antalya'daki teleferik faciasında ise bir vatandaşımızı ihmallere kurban verdik. Lafa gelince işçi hakları konusunda mangalda kül bırakmayanların bu iş cinayetlerinin hiçbirinde sesi, soluğu çıkmadı. Hatta, Antalya'daki teleferik faciasının sorumlularını ellerinden gelse neredeyse demokrasi kahramanı ilan edeceklerdi."

"Fütursuzca eleştirildi"

Erdoğan, 6 Şubat depremlerinde aynı kesimlerin nasıl tavır aldıklarını herkesin gayet iyi hatırladığını belirterek, bu kesimlerin AFAD başta olmak üzere devletin kurumlarına karşı çok yoğun bir linç kampanyası yürüttüklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tamamı yalan ve çarpıtma üzerinden resmi kurumlarımız, gönüllü kuruluşlarımız, sahada canla başla çalışan askerimiz, polisimiz, yardım ve kurtarma görevlilerimiz fütursuzca eleştirildi. Vicdanları yaralayan ithamların muhatabı oldu. Daha sonra bu kirli kampanyayı, sırf oy tercihlerinden dolayı depremzedelerimizi hedef alacak, onlara hakaretler savuracak kadar ileriye götürdüler. Oysa toplam 14 milyon insanımızı ve 11 ilimizdeki 7 bin mahalle ve köyü etkileyen bu depremler, son bir asırda maruz kaldığımız en ağır tabii affetti."

"53 binden fazla kardeşimizin acısı yüreklerimizde hiç dinmeyecek"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asrın felaketi olarak nitelenen depremlerde 680 bini konut, 170 bini iş yeri olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölümün kullanılamaz hale geldiğini anımsattı.

Depremin şehirlere yol açtığı maddi hasarın toplamının 104 milyar doları geçtiğine işaret eden Erdoğan, "Aramızdan ayrılan 53 binden fazla kardeşimizin acısı yüreklerimizde hiç dinmeyecek. Rabb'im, afetlerde kaybettiğimiz tüm kardeşlerimize rahmet ve merhamet eylesin." dedi.

"Yıl sonuna kadar 200 bin deprem konutunu sahiplerine teslim edeceğiz"

"80 bine yakın konut ve köy evini sahiplerine teslim ettik." diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Her ay 10-15 bin konut teslimat yaparak yıl sonuna kadar bunu 200 bine ulaştırmayı hedefliyoruz.

Nüfusunun yüzde 71'i deprem riski yüksek yerlerde ikamet eden Türkiye için kentsel dönüşüm çalışmaları, tercihten öte zorunluluktur.

Ülke ve millet meselesinin siyasi partisi olmaz, afetlere hazırlık bizim nazarımızda siyaset üstü bir konudur.

Deprem İstanbul için bir beka meselesi haline gelmişken hiçbirimizin dönüşüm projelerini geri plana itme, önemsiz hale getirme lüksü yoktur."

Kaynak: AA