İlimizde bulunan, "Şanlıurfa Gazeteciler Birliği" tarafından çeşitli dallarda ikinci kez bir yarışma düzenlendi. Jüri tarafından ödüle layık görülen, hak ettiklerine inanılan yarışmacılara geniş katılımın sağlandığı bir etkinlikle ödüller takdim edildi. Öncelikli olarak cemiyetin bu çalışmasını takdire şayan buluyorum. Jüride görev alanların, yetenek ve eforlarını takdir etmemek mümkün değil… Çünkü jürinin başarılı olduklarına inandıkları ve bu nedenle ödüle layık buldukları, katılımcıların çoğunu günlük hayatta tanıyor, çalışmalarını takdir ettiğimiz kimselerdir. Halkıyla, yazarıyla, bürokratıyla geniş katılımlı bir çalışma olduğu gibi aynı zamanda kanal Urfa'da canlı olarak verilmesi kayda değer bir olaydı. Yapılan konuşmaları, dağıtılan ödülleri; hem Urfa, hem cemiyet, hem de gazeteciler için gayet önemli buluyorum. Bu çalışma daha önce yapılmış bir çalışmanın ikinci adımıdır. Dileğimiz bu çalışma bir süreklilik arz eder. Yılda bir kez de olsa; yeni isimleri tanımamıza vesile olur, onların başarılarına ortak olmanın sevincini yaşatırlar. Yarışmada dereceye girmemiş, ya da birincilik ödülüne layık görülmemiş olan, ayrıca kendi kategorisinde dereceye girmemiş ve girdiği dereceyi beğenmeyenler haliyle olacak. Aslında onların yazı yazma samimiyeti ve kendilerine güvenmeleri başlı başına bir birinciliktir. Ben ödülü bir formalite olarak görürüm. Yazı yazan bir yazarın yazıları okunuyorsa bunların mutlaka birinci olacaklar diye bir şart olamaz. Bir metin değerlendirilirken; yazının teması, fikri, muhtevası, noktalama işaretleri, cümle kuruluşu, yazıdaki; giriş, gelişme, sonuç kuralına uyup uymadığı, kullanılan kelimeler, sözcük tekrarları hepsi göz önünde bulundurularak değerlendirildiği bir gerçek. Yerelde yapılan bu tür etkinliklerin; gençleri teşvik, sınama, başarı elde etme, yeteneklerini geliştirmeye yönelik olduğunu da unutmamak gerekir. Yarışmaya katılanların genel anlamıyla yazılarına bakılmasına fayda vardır. Birkaç yazı yazmış, yeteneği, çalışma şekli bilinmeyen, yazarların durumu bilinmesi anlamında geçmişe dönük yazılarının incelenmesi yorucuda olsa incelenmesinde fayda vardır. Bu yarışmaya katılan yazarın yazı yaşamındaki samimiyetini, ciddiyetini ortaya koyar. Kimi yarışmalara katılanların yazıyı nereden esinlendiği, nereden intihal ettiği kolay kolay anlaşılmadığından fırsatçıları bilme ve önlenmesi anlamında önemlidir. Yazının sadece konusu, içeriği yeterli olmadığı gerçeği jüri tarafından her yönüyle değerlendirildiği bilinmektedir. Tabii ki yazılmayan yazı, söylenmeyen söz yoktur. Önemli olan, içine sevgi, barış, güzellik, mutluluk katılarak yazılmış ve söylenmiş olmasıdır. Acıda teselli olmalı, hüzünde ortak dili kullanmasını bilmelidir. Onların yarışmaya değil yazarak okuyucunun karşısına çıkmaları bile başlı başına bir cesaret işidir. Bu doğrultuda, bütün yazarları başarılı ve cesaretli buluyorum Yarışmalarda eleştirileri sıralayanlar olduğu kadar, yapılanları başarılı görenler de yok değil… Ancak bardağın dolu tarafından bakmanın faydasına inanan biriyim. Her çalışmada olduğu gibi önerilerini sıralayanlar elbette olacak. İcatlar yapbozla yeniden şekillenirken, kültürler kendilerini insan diriminin akarında yenilenerek gelişirler. Bana göre bu yarışmayı düzenlemek başlı başına bir başarı ve yürek işidir. Her yeni bir yarışma düzenlendiğinde farklılıklar katılarak, yarışmanın mantalitesine uygun şekilleneceğine inanıyorum. Özellikle yazarların, yazılarının ödüle layık görülmesi konusunda, belli bir yaş sınırının olması göz önüne alınmalıdır. Yazarın yaşadığı ömür gereği, deneyimi, edindiği tecrübe, yaşadıkları farklılık oluşturacağından önemli bir ayrıntı olarak görülmeli. Halkımızın arasında teşbihte hata olmasın, yaygın bir deyim var; "koçlarla kuzular bir kırpılmaz." Çömezle ustaları bir kategoride değerlendirilmesinin yanlışlığını değil; verilen emeğin farklılığına dikkat çekmek istiyorum. Ben yarışmaya katılmadım. Katılsaydım çıkacak sonucu memnuniyetle karşılardım. Çünkü kendi değerlendirmemi istiyor isem bu mutlaka benim memnuniyetimle sonuçlanacak diye bir şart koşmam doğru değildir. İnsanlarımız eleştirel davrandıkları kadar eleştiriye açık değildirler. Eleştirinin insanı yenilediği gibi yarışmalarda yazarın da kendini tanımasına neden olur. Yıllarını kaleme bila bedel vermiş, edebiyatı ve memleket sevdasını kalem elde, kelam dilde yazan, çizen, nefes tüketen o yazarlara; vefaları, hizmet ve gayretleri, sürekli yazılarından dolayı ödüllendirilmeleri genç nesillerin dikkatini çektiği gibi azmini, şevkini artırır. Programda ebediyete göç etmiş olanlar için kısa da olsa bir anma olmalıydı ki onları yâd edelim, "ahde vefa" anlamında bir farklılık katılmış olsun. Buradan yazı hayatına emek veren, kompası tutan, ellerine puntoların boyası geçen yazarları saygıyla, şu anda hayatta olmayanları da rahmetle anıyorum.