Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Başkent Millet Bahçesi'nde, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, 1-7 Haziran Türkiye Çevre Haftası kapsamında düzenlenecek etkinliklere ilişkin bilgi verdi.

Toplantının başında, Türkiye Çevre Haftası için hazırlanan ve '#ortakevimiz' etiketiyle yayımlanan bir video izletildi.

Video gösteriminin ardından konuşan Bakan Kurum, Çevre Haftası kapsamında yapılacak çalışmalar nedeniyle heyecanlı ve mutlu olduklarını dile getirerek, 'Aslında 29 Mayıs'ta, Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizdeki yüzbinlerce vatandaşımızın katıldığı fidan dikim törenimizle bir anlamda, Türkiye Çevre Haftası etkinliklerimizi de başlatmış olduk. 565 bin vatandaşımız akın akın Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'ne koştu. Fethin 569. yıl dönümü kutlamalarına koştu.' dedi.

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'ndeki törene katılımları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'ye şükranlarını sunduğunu ifade eden Kurum, 'En önemli teşekkür de orada büyük bir coşkuyla 100 binlerce İstanbullu kardeşimize. Akın akın Atatürk Havalimanı'na geldiler. Tören çerçevesinde bu heyecanımıza ortak oldular ve tüm Türkiye'ye, tüm dünyaya oradan çevre ve doğa sevgisini net bir şekilde gösterdiler. Onlara da şükranlarımı sunuyorum.' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Türkiye genelinde 'Çevre Haftası' ilan edildiğini, 1-7 Haziran'da birçok etkinlikle kutlanacak haftanın bu yılki temasının 'sıfır atık' olduğunu belirten Kurum, 'Geri dönüşüm oranlarımızı artıracağımız, kaynaklarımızın sınırsız olmadığı bilinciyle hareket edeceğimiz, çocuklarımıza yemyeşil, tertemiz bir dünya bırakmak adına sıfır atık temasıyla bu yıl çevre haftası etkinliklerini düzenliyoruz.' dedi.

81 İlde 81 Milyar Adım Çevre Yürüyüşü

Düzenlenecek etkinlikler hakkında konuşan Bakan Kurum, şu bilgileri verdi:

'Bu çerçevede çocuklarımızla millet bahçelerimizde, parklarda, meydanlarda, orman alanlarında, sit alanlarında etkinlikler yapacağız. Çevre etkinlikleriyle birlikte çocuklarımızı bilinçlendireceğiz ve yine 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde, '81 ilimizde, 81 milyar adım çevre yürüyüşümüz' başlayacak. 14.30'da eş zamanlı olarak tüm illerimizde bu yürüyüşümüz başlayacak. Yürüyüşümüz, pazar günü LGS sınavının bitimiyle birlikte, buradan çocuklarımıza da başarılar diliyoruz, ailelerimiz, öğrencilerimiz, sınava giren kardeşlerimiz, 85 milyon vatandaşımız bu yürüyüşe inşallah ortak olacaklar ve '81 milyar adım' mobil uygulamasıyla da bu etkinliğe katılabilecekler. 10 bin adım hedefine ulaşan vatandaşlarımıza da çekilişle hediyelerimiz olacak. Yine bu çerçevede tüm Türkiye'de bu etkinliği yapıyor olacağız.'

Çevre ve Çocuk Akademileri hayata geçiyor

Hafta kapsamında geri dönüşümden elde edilmiş 10 milyon çantanın sektör temsilcileri ve firmalar tarafından vatandaşlara dağıtılacağını bildiren Kurum, şöyle devam etti:

'81 ilde bahçelerimizde, parklarımızda, doğal sit alanlarımızda, özel çevre koruma bölgesi alanlarında fidanlar dikeceğiz, gençlerimizle, çocuklarımızla fidan dikim törenimiz olacak. Onlarla birlikte toprağı ilk fidanlarla buluşturacağız, ilk can suyunu vereceğiz ve onların da aslında mutluluğuna hep birlikte şahit olacağız. Yine çok önemsediğimiz Çevre ve Çocuk Akademimiz var. Bunun da lansmanını 6 Haziran'da yapacağız. Çevre Çocuk Akademisi ile birlikte sıfır atık konularında farkındalık oluşturmak amacıyla dijital ve yine engelsiz bir eğitim platformu sunuyoruz. Bu çerçevede de 4 fakülte, 2 kulüpten oluşan 1 çocuk üniversitemiz olacak. Bu üniversitede çocuklarımız istediği dalları seçecekler, burada eğitimlerini alacaklar. Bu eğitimlerle birlikte onlara bir belge vereceğiz. Bu belge ile de aslında onları mezun edeceğiz. Farkındalığı artıracağız, eğitimi arttıracağız ve aslında aile ile birlikte de bu farkındalığı tüm Türkiye'ye yaymış olmayı hedefliyoruz.'

Çevre Haftasını, 19 Mayıs ve 23 Nisan'da olduğu gibi tüm çocuklar ve gençlerle bir şölen ve bayram havasında kutlamak istediklerini dile getiren Kurum, etkinlikler kapsamında denize kıyısı olan illerde kıyı ve göl temizliği yapılacağını da belirtti.

Çevre, doğa, sıfır atık ve iklim değişikliği ile ilgili konularda düzenlenecek fotoğraf sergisi ve yarışmasına çocukların katılacağını aktaran Kurum, 'www.ortakevimiz.com' adresinden bu yarışmaya ulaşılabileceğini kaydetti.

İklim değişikliğiyle ilgili en önemli eylemlerinden bir tanesi olan mikromobiliteyi artırmak, bisiklet farkındalığı oluşturmak amacıyla da etkinlikler düzenleneceğine vurgu yapan Kurum, 'Tüm Türkiye'de, 81 ilimizde bisiklet yollarında vatandaşlarımızla gençlerimizle etkinliğimiz olacak ve bisiklete binmenin ne kadar önemli olduğunu, çevreyi, doğayı tanımalarının, korumalarının ne kadar önemli olduğunu da yine bir bisiklet programıyla çocuklarımızla beraber yapıyor olacağız.' şeklinde konuştu.

4-5 Haziran'da Başkent Millet Bahçesi'nde ve Türkiye'nin 81 ilinde etkinlikler ve sanatçıların konserleri olacağını da aktaran Bakan Kurum. 'Türkiye Çevre Haftası'nın ilanı aslında Türkiye'nin son 20 yıldaki çevre vizyonunun, çevre hassasiyetinin önemli bir iz düşümüdür, göstergesidir, sonucudur.' ifadelerini kullandı.

'2053'e ilişkin tüm sektörlerimizle birlikte bir vizyon ortaya koyacağız'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tüm dünyaya 2053 net sıfır emisyon hedefini ilan ettiğini, bu hedef doğrultusunda Türkiye'nin ilk iklim şurasını düzenlediklerini hatırlatan Kurum, şöyle devam etti:

'Akademisyenlerimizin, sanatçılarımızın, sporcularımızın, bilim insanlarımızın katıldığı, sektörlerimizin ortak olduğu 7 başlıkta 217 kararımızı ortaya koyduk. Burada iklim değişikliğine uyum, iklim değişikliğine adaptasyon, yenilenebilir enerji kaynaklarımızın artırılması, sanayide yenilebilir enerjinin kullanılması, döngüsel ekonomi anlayışı, yine Yeşil Kalkınma diye tarif ettiğimiz ve burada tüm dünyada öncülük etmek istediğimiz süreçlerin hepsini konuştuk. Ulaşımda demir yolunun artırılması, mikromobilitenin artırılması ve bu çerçevede emisyon oranlarının azaltılarak emisyon ticaret sisteminin ülkemizde Avrupa Birliği ile uyumu ki ticaretimizin yüzde 50'den fazlasını Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz, dolayısıyla Avrupa Birliği ülkelerine uyumlu bir şekilde emisyon ticaret sistemini de hayata geçireceğimiz kararlarımızı aldık. Bu uygulamaları inşallah hayata geçiriyor olacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız da milletimizle bu projelerin detaylarını paylaşacaklar ve bu çerçevede yerel yönetimlerimizle, sanayicilerimizle 2053'e ilişkin tüm sektörlerimizle birlikte bir vizyon ortaya koyacağız. Bu vizyon çerçevesinde aslına bakarsanız yıllar itibarıyla 5 yıllık, 10 yıllık periyotlarda tüm bakanlıklarımızın hedefleri önünde olacak.'

'Doğayı koruyarak kalkınacağız'

Hedefleri hakkında da konuşan Kurum, şunları aktardı:

'Vatandaşlarımızı, düzenleyeceğimiz iklim kanunu ile birlikte bilinçlendireceğiz ve hep birlikte topyekün ülkemizi 2053'e hazırlayacağız. Pırıl pırıl gençlerimize tertemiz bir dünya bırakmak adına bu çalışmaları tüm ekibimizle, tüm bakanlıklarımızla birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya koyacağız ve kararlı bir şekilde bu adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Doğal korunan alanlarımızın sayısını, miktarını artıracağız. Ülkemizi baştan başa yeşil ağlarla örmek adına 81 ilimizde şu an 500'e yakın Millet Bahçesi ile yeşil alanlarımızı artıracağız. Özel çevre koruma bölgesi alanlarında doğal sit alanlarında o güzelim doğamıza, çevremize, göllerimize zarar gelmeyecek şekliyle bu alanları koruyacağız ve geleceğimize emanet edeceğiz. Geleceğimiz, çocuklarımız, emin olun bugünden çok daha iyi bir dünya için hep birlikte onlarla birlikte bu mücadeleye ortak olacağız. Eminiz ki onlar da bizden daha iyisini daha güzelini yapacaklar. Doğayı koruyarak kalkınacağız. Bu da çok çok önemli. Kalkınmalıyız evet ama doğayı koruyarak kalkınacağız.'

Ecdadın gittiği, fethettiği her yerde ağaçları, ormanları, oradaki kültürel değerleri korumaya gayret gösterdiğini vurgulayan Bakan Kurum, sözlerini şöyle tamamladı:

'Fethettiği şehirlerde oranın kültürüne, doğasına hiçbir şekilde zarar vermeyecek şekilde emin olun süreci yürütmüşler. Biz de aynı anlayışla bir fidan dikmenin ne kadar önemli olduğunu Peygamber efendimizin müjdelediği 'İstanbul'u fetheden komutan ne güzel komutan, burayı fetheden asker ne güzel asker' dediği anlayışla bizler doğamızı, çevremizi koruyacağız ve kimsenin çevremize, doğamıza zarar vermesine müsaade etmeyeceğiz ve milletimizle birlikte de bu hedeflerimizi gerçekleştirmeye gayret edeceğiz. Bu manada Dünya Çevre Günü'nü yine Türkiye'mizin Çevre Haftası'nı gönülden kutluyorum.'

Bakan Kurum, toplantının açılış konuşmasının ardından kapalı bölümde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kurum, bir gazetecinin havaların ısınmasıyla birlikte gündeme gelen müsilajla ilgili eylem planına ilişkin sorusu üzerine, her doğal afet olayında olduğu gibi müsilaj konusunda da 'Afet yönetim anlayışı' ile problemle başa çıkmak için süreci titizlikle yönettiklerini söyledi.

Denizlerden 10 bin metreküp müsilajın toplandığını hatırlatan Kurum, 'Denizdeki azot ve fosfor kirliliğini azaltabilmek, oksijen seviyesini artırabilmek amacıyla 22 maddelik Marmara Denizi'ni Koruma Eylem Planı'nı ortaya koyduk ve bu eylem planı çerçevesinde kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken adımları da tartıştık, istişare ettik. Bilim insanlarımızla ve bütün Türkiye'nin de takdirini alan ortak bir çalışmayı tüm ekibimizle birlikte yürüttük.' ifadelerini kullandı.

Kurum, ODTÜ ve İstanbul Üniversitesi ile yürütülen ortak çalışmaların olduğunu aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Üniversitelerimizle MARMOD Projesi kapsamında denizde bizim gemilerimiz ile birlikte izleme faaliyetlerimizi anbean yürütüyoruz. Denetimlerimiz dahilinde son 48 günde 7 bin 327 tesis, 25 bin 290 gemi olmak üzere toplamda 33 bin 617 çevre denetimi yapılmıştır. Bu çerçevede 135 işletmeye 24 milyon, 7 gemiye 36,5 milyon olmak üzere tam 60 milyon 660 bin lira idari para cezası uygulandı, 39 işletme de faaliyetten men edildi. Dolayısıyla biz 7 gün 24 saat seferberlik ruhu anlayışıyla Marmara Denizi'ni 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ilan ederek kıyıları, gölleri, Marmara Denizi'ne kıyısı olan tüm illerimizde bu takibi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bu kısa vadede atılabilecek tüm adımları attık yani atık su arıtma tesislerinin izlenmesinden, buradaki denetim faaliyetlerine kadar, atık su arıtma tesisi olmayanların kapatılması gibi çalışmalar içerisindeyiz. Yani Marmara'daki o kirliliği azaltmak zorundayız. Dolayısıyla belediyeler de üstüne düşen vazifeleri yerine getirmek zorundadır. Buna ilişkin yapılan toplantıda varılan mutabakatla belediyeler 3 yıl içerisinde arıtma tesislerini ileri biyolojik arıtma tesisi veya membran teknolojisi ile yapılmış arıtma tesisine getirecek adımları atmak zorundalar. Bunun altına imza atmışlardır. Bu noktada bakanlığımız da destek olacağını, bu çerçevede gerek kanunda düzenlemelerle, gerek üstümüze düşen ne varsa yapacağını orada ifade etmiştir. Bu projeye siyaset üstü bir bakışla bakıyoruz ve olması gereken her türlü desteği yapmaya gayret gösteriyoruz.'

'Bugün müsilaj denizlerimizde yoktur'

Meclisteki düzenlemelere ilişkin de konuşan Bakan Kurum, 'Aslında müsilajla mücadele kapsamında ortaya koymuş olduğumuz uzun vadeli yatırımlarla belediyelerimize destek olmak amacıyla bir düzenleme söz konusudur. Bu düzenlemede ne var? Yap-işlet-devret, yap-kirala modelleri var. Yani atık su arıtma tesisleri... Belediyelerimiz sadece müsilajla ilgili değil, bugün herhangi bir belediyemiz bir çevre yatırımı yapacaksa bunu mevcut dar bütçesinden yapamadı ama uzun vadede yap-işlet-devret, yap-kirala gibi modellerle yapabilecek, bunun yolunu açtık.' ifadelerini kullandı.

Kurum, bu uygulamanın Türkiye'deki bütün çevre projeleri için geçerli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

'Aynı şekilde müsilajla mücadelede arıtma tesisleri yapılabilmesi içindir ama gel gelelim yine muhalefet aynı anlayışta tek merkezden maalesef algı, yalan, iftira söylemlerine devam ediyor. İşte Çevre Ajansı. Efendim, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin şirketiymiş gibi, bir şahsın şirketiymiş gibi... Kanunla kurulduğunu kendileri çok iyi biliyorlar. Meclisin onayı ile kurulduğunu çok çok iyi biliyorlar. Bunları bilmelerine rağmen akşam bir yalan atıp sabahları o yalanı kendileri pişirip piyasaya sürüp gündem oluşturmak suretiyle algı oluşturmaya devam ediyorlar. Burada da Çevre Ajansı tamamen kamu iştiraki, bakanlığımızın iştiraki bir şirkettir. Gerek müsilaj, gerek iklim değişikliği konularında tüm ülkede proje yapabilmek amacıyla kurulmuş, depozito uygulamasını hayata geçirecek, çevre ve doğa yatırımlarına destek olacak belediyelerimize destek olacak bir ajanstır. Kamu ajansıdır. Kanunla kurulmuştur hiçbir şahsın kişinin, tüzel kişinin, özel kişinin hissesi yoktur. Katarlıların değildir, Arap ülkelerinin de hiçbirinin hissesi yoktur, olma ihtimali de yoktur. Ama maalesef aynı söylemlere devam ediyorlar. Aslında bizim yaptığımız projeleri bence hazmedemiyorlar, işte sonunda onu görüyoruz, 'Bu kadar güzel projeyi AK Parti nasıl yapar? AK Parti anlayışı nasıl yapar? 100 yılda yapılacak işleri 20 yıla nasıl sığdırdılar? Biz bunlarla projede, eserde, hizmette yaşamıyoruz, algıyla bari bu anlayışın önünü keselim, bu düşüncelerin önünü keselim...' siyaseti güdüyorlar. Böylece vatandaşın durumlarını da etkiliyor. Dolayısıyla müsilaj bugün için denizlerimizde yoktur, bu olmayacak anlamına gelmez ama yapmış olduğumuz çalışma, ortaya koymuş olduğumuz kısa, orta, uzun vadedeki adımlarımız da bu çerçevede olmaması adına atılan adımlardır. İnşallah bu anlayışı kararlı bir şekilde devam ettireceğiz.'

'Türkiye'deki geri dönüşüm oranlarını, yüzde 13'ten yüzde 30 seviyesine çıkardık'

Sıfır atıkla ilgili son durumun sorulması üzerine Bakan Kurum, 'Sıfır atığı tabii çok çok önemsiyoruz. Aslında döngüsel ekonomi anlayışının evlerden başlayıp tüm Türkiye'de yaygınlaşmasını... Bu projeyi Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde yürütüyoruz. Türkiye'nin en büyük, en çevreci projesidir, kadınlarımızın öncülük ettiği bir projedir. Tüm sektörlere bu manada yayıyoruz. Bu projeye 2017'de başladığımızda Türkiye'deki geri dönüşüm oranları yüzde 13 mertebesindeydi. Bu proje ile biz şu anda yüzde 30 seviyesine çıkardık. Amacımız üretilen tüm ham maddeleri geri dönüşüme tabi tutmaktır. Çünkü bu kaynaklar sonsuz değil ve bu bilinçle hareket etmek zorundayız. Bunu da yaygınlaştırıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.

Kurum, AB'ye uyum çerçevesinde mutabakatla birlikte genelgenin yayımlandığını aktararak, şunları söyledi:

'Bu genelge çerçevesinde Ticaret Bakanlığımızın da ortaya koymuş olduğu, ticareti aslında tarif edecek, geri dönüşümden elde edilmiş maddelerin üretimde kullanılmasını zorunlu hale getirecek bir genelgeyi Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla yayımlamış olduk. Depozito uygulamasını şu an Çevre Ajansımız bünyesinde yürütüyoruz. Depozito uygulaması ile birlikte bu geri dönüşüm oranlarını da çok daha fazla artıracağız. Amacımız 2030'da bu oranları yüzde 50'lere kadar çıkarmak, akabinde daha da artıracağız ve bunu artık bir kültür haline getireceğiz. Bir tişört üretirken 20 bin litre su harcanıyor. Bu kaynaklar sonsuz değil. Dolayısıyla giydiğimiz tişörtten, kullandığımız kıyafetten günlük hayattaki ihtiyaçlara kadar her şeyi gözden geçirmemiz gerektiğini tüm dünya bize söylüyor, aslında doğa bize bunu söylüyor. Biz de gerek Çevre Haftası etkinliklerimizle gerek projelerimizle farkındalığı artırarak yapmış olduğumuz düzenlemelerle bunları zorunlu hale getirerek geri dönüşüm oranlarımızı, miktarlarımızı artırıyor olacağız. Bu konuda kararlıyız, vatandaşımızın da bize destek olduğunu görüyoruz. Her anlamda da bu geri dönüşümü uygulamaya devam edeceğiz.'

'Hiçbir çöp gelmiyor, gelmesine de müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz'

'Türkiye AB'nin çöplüğü oluyor' iddialarına ilişkin soruya ise Bakan Kurum, 'Ülkemize geçtiğimiz yıl 14,7 milyon ton atık gelmiştir. Atıklar çevre mevzuatı çerçevesinde ülkemize gelir. Bunun 12 milyon 700 bin tonu metal, 685 bin tonu plastik, 1 milyon 200 bin tonu kağıt, 54 bin 500 tonu da camdır. Bu atıklar çevre kanunu çerçevesinde geliyor. Çevreye, doğaya zarar verecek hiçbir atık kanun çerçevesinde gelemez. Atık ithal edecek işletmeler çevre kanunu çerçevesinde bakanlığımızdan işletme belgesi almak zorunda. Bu işletme belgesine uymayan işletmeler atık getiremez. Bu işletmeler bu ürünleri geri dönüşümde kullanmak zorundalar. Ham madde olarak kullanmak zorundalar. Yani çöpe atılmak için demir gelmiyor.' yanıtını verdi.

Bakan Kurum, demirlerin, kağıtların ham madde olarak kullanıldığını belirterek şunları kaydetti:

'Karışık plastik gelmiyor, gelemez. Görüntü diye yıllar önceki görüntüyü çevirip çevirip servis ediyorlar. Yerine gidip baktığımızda öyle bir görüntüyle karşılaşmıyoruz, karşılaşırsak da gereken cezayı keseriz, işletmeyi de kapatırız. Çevrenin kirletilmesine müsaade etmeyiz, etmiyoruz. Bu çerçevede gelen atıkların tamamı ham madde olarak üretime gitmektedir. Biz niye döngüsel ekonomi, anlayışı diyoruz. Şu an üretime kota koyduk. Sadece üretimin yüzde 50'sini getirebiliyorsunuz. Yüzde 50'sini yurt içinden karşılamak zorundasınız. Yurt içinde toplanan çöp diye tabir ettiği, onların geri dönüşüm oranlarını artırarak o malzemeyi değerli hale getirdik. Dün ülkedeki toplanan kağıt, plastik, metal para etmiyordu, şu an para ediyor. O kotayla birlikte üretimi de dengeleyecek kotayı her geçen gün artırıyoruz. Üretimdeki bu projedeki, döngüsel ekonomideki sıfır atık dönüşüm oranlarımızın artmasıyla birlikte kotayı düşüreceğiz. Yüzde yüzünü yerli ham maddeden elde edeceğimiz üretime geçeceğiz. Bu bir zaman istiyor, orada binlerce kardeşimiz istihdam ediliyor, çalışıyor, üretiyor. Bugün AB, üretimde geri dönüşümü zorunlu hale getirmiş. Ülkemiz bu anlamda da gerçekten öncü, üreten bir ülke. Dolayısıyla hiçbir çöp gelmiyor, gelmesine de müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz.' AA