Röportaj; İshak Polat- Tuğba Polat / Hobilerini aşka dönüştüren ve ürettikleri sebze, meyve ve bıttım reçelini ticaretten ziyade ikram etmekten büyük keyif alan Ayşe- Ali İhsan Kara çiftçine hobilerini ve hikayelerini sorduk. Aldığımız cevaplar..

Sizi tanıyabilir miyiz?

AİK; Ben Ali İhsan Kara 1969 Maşuk köyü Şanlıurfa doğumluyum. Evliyim iki çocuk babasıyım. Bir kamu kurumunda çalışıyorum.

AK; Ben Ayşe Kara, Ali İhsan Kara'nın eşiyim iki çocuk annesiyim. Ev hanımıyım.

Urfa fıstığı, bıttım ile olan bağınız nereden geliyor?

AİK; Doğuştan. Hem köylü çocuğu olmamız hem de atadan, babadan ailemizin Urfa fıstığı ile uğraşmasından kaynaklı bir bağımız söz konusu. Bunun yanı sıra babam 1980'li yıllardan vefat edene kadar fıstık ticareti ile uğraştığından fıstık ile bu bağımız artarak devam etti diyebilirim.

AK; Bende eşim gibi köylü çocuğu olduğum için aynı bağ benim içinde geçerli. Eşime evlendikten sonra bu bağ bende de daha güçlendi ve ortak bir bağ, hobi oldu.

Babanızın çok güzel bir lakabı var

Evet; ' Hac Fıstık' Babam Urfa fıstığı yetiştiriciliğinin yanı sıra 1980'li yıllardan vefat edene kadar Urfa fıstığı ticareti yapardı. Bir gün Türkiye Büyük Millet Meclisi ziyaretinde babamın kim olduğunu soran birisine babamın kadim arkadaşı Faruk Melik'in bu arkadaş ta ' Hac Fıstık' demesi üzerine babam o zamandan itibaren ' Hac Fıstık' olarak çağrılmaya ve anılmaya başlandı. Rahmetlik babam geçimini fıstıktan sağladığı gibi aynı zamanda gerçek bir Urfa fıstığı uzmanı idi. Aşısından hastalığına ağacın yetiştirilmesinden ticaretine, değerlendirilmesine kadar. Bunun yanı sıra babam bütün evlatlarını yani bizleri bu Urfa fıstığı ticareti ile büyüttü, bu yerlere getirdi. Bugün bizim ailemizin bu noktaya gelmesi, ailemizin ' Fıstık Ailesi' olarak anılması, bizim Urfa fıstığına olan ilgimiz Urfa fıstığının ve rahmetlik babam ' Hac Fıstık'ın vesilesi iledir.

Yenge hanımın ve sizin ortak hobisi olan Urfa fıstığı evlenince daha güçlendi diyebilir imiyiz?

Kesinlikle. Hem onun çocukluğu hem benim çocukluğum fıstık çuvallarının, fıstık ağaçlarının tepesinde geçti. Evlenince, eşim Fıstık ailesinin bir ferdi olunca bu fıstık sevgisi bizim en güçlü bağlarımızdan birisi oldu.

Bıttım reçeli bildiğim kadarı ile Türkiye'de bir ilk. Bu tadı hayata geçirmek fikri nereden aklınıza geldi?

A.K; Bilindiği üzere fıstık bir yıl çok bir yıl az olur. Fıstığın az olduğu bir dönemde fıstık az olduğu için fıstık reçeli yapmaya elim gitmedi. Bari bıttım reçelini bir deneyeyim dedim. Fıstık reçelini bir ablamızdan öğrenmiştim ama bıttımı hiç denememiştim. O yıl bıttım reçeli yaptım ve bayağı beğenildi. Bende beğendim tat ve rayiha olarak ta fıstığa göre daha keskin geldi bana.

Yaptığım araştırmalara göre bıttım reçelini Türkiye çapında ilk defa siz yapmışsınız. Tescil etmeyi ve bu tadı ticarileştirmeyi, gastronomi festivaline katılmayı düşünüyor musunuz?

A.K.; Ben öyle bir araştırma yapmadım. Ticarileştirme konusunda ise öyle bir düşünce içerisinde de olmadım. Ben sadece hobi olarak yapıyorum ve eşe dosta hediye ediyorum. Hediye ettiğimiz dostların bu tadı beğenmesi ve teşekkür etmesi beni ziyadesi ile mutlu etmeye yetiyor.

AİK; Benim de bildiğim kadar bıttım reçeli Türkiye'de bir ilk. Tescil konusuna gelince öyle bir şey aklımızdan geçirmedik doğrusu. Bizim tek derdimiz aslında yabani diye kesilen bıttım ağaçlarının değerlendirilmesi. Türkiye'nin Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Batman gibi illerinde Allah vergisi olarak bıttım ağaçlarının değerlendirilmesine vesile olabilirsek bu bizim için en büyük mükafat olur.

Bıttım reçelini tattırdığınız insanlar yine istemiyor mu?

A.K.; İstemez olmazlar mı. Tadı, kokusu rayihası ile gerçekten mükemmel bir tat. Bu lezzeti tadanlar bir daha istiyor ama belli bir zamanda ve belli miktarda yapabildiğimiz için ancak tadımlık ikram edebiliyoruz.

Bugün mütevazi bağınızda fıstık ve bıttım ağaçlarının içerisinde farklı bir hobinizi hayata geçirdiğinizi gördüm. Ata tohumlarını çoğaltıyorsunuz. Bu hobinizin kaynağı nedir?

A.K.; Ata tohumlarına olan ilgimin, hobimi kaynağı annem. Üç kız çocuğunun içerisinde bahçe işlerini en çok seven bendim. Annemle birlikte tarla işlerinde çalışırken bu ilgi bende oluştu. Bunun yanı sıra babamın da büyük bir katkısı var aslında. O durum da şöyle; babam hal pazarından sebze almazdı ve bize ektirirdi. O dönemlerde kendi ektiğimiz sebzelerin tohumunu saklar ertesi sene o tohumları tekrar kullanırdık. Genetiği ile oynanmış tohumlar ile ekilmiş sebzelerin piyasayı kaplaması ile birlikte bende geleneksel ata tohumlarımızı saklama ve çoğaltma fikri doğdu ve hala da kendi tohumlarımız ile ektiğimiz sebzeleri tüketmeye gayret ediyorum.

Hangi tohumları çoğaltıyorsunuz? Kaç çeşidiniz var?

A.K.; Maydanoz, dereotu, beji domatesi, acur, hıttı, cin darısı, kavun. Biber gibi tohumlarımız var. Bunu yanı sıra bahçemizde kahnevi, küllehi, tulgoran, gulguli gibi Urfa'nın yerli üzümleri var. Birde jalıpen biberi var bu yıl getirttim onları ektim ve çoğaltmak istiyorum.

Bahçenizde farklı bir tat olan Şamu dutu var. Bölgede çok nadir görülen bir dut çeşidi. Bu ağacın hikayesi nedir?

Şamu dutu veya ahu dutu denen bu ağacı babam aşılamış. Bu aşı normalde her ağaçta veya herkesin elinden olmuyor. Rahmetlik babam ' Hac Fıstık' veya annesi olmadığı için bir diğer adı ile ' Haci Fato' nun bizlere güzel bir hatırası. Her tattıkça kendisine rahmet diliyoruz.

Bu hobinizi gerçekleştirirken eşiniz Ali İhsan beyden maddi ve manevi destek görüyor musunuz?

A.K.; En büyük destekçim eşim zaten. Maddi ve manevi her zaman destekli beni ve desteklemeye de devam ediyor.

Geçen yıl talihsiz bir kaza mı desek, üzücü bir olay yaşamışsınız?

A.K.; Maalesef. 4 yıllık emeğimizin ürünü olan tohumlarımız geçen çalındı maalesef. İnanın çok üzüldük. Yıllardır biriktirdiğimiz tohumlar gitti. İnşallah alan kişi de bunları ekmiştir, ekmek için çalmıştır. Çünkü tohumlardan ve bahçe hortumundan başka çalınan bir şey yok. Bu durumda akla bu işin bilinçli bir şekilde olduğunu gösteriyor. Ama dediğim gibi inşallah bu tohumları alan kişi ekmiştir.

Çocukların ilgisi nasıl? Onlar sizin bu hobinize ortaklar mı?

A.İ.K.; Hayır henüz hobimize ortak değiller. Onlar sadece yeme konusunda ortaklar.

Ayşe hanım ata tohumları konusunda hayalinizde neler var?

Kendi seramı kurup bizim ve geleceğimiz için çok kıymetli olan bu tohumları çoğaltıp isteyen kişilere dağıtmak var. Allah'ın izni ile bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Çocuklarımız büyüdü ve inşallah bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum.

Pandemi süreci insanların doğaya olan ilgisini artırdı. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

A.K. Yıllar önce insanlar çeşitli sebepler ile köyleri terk etti. Köylerimiz harabeye döndü bir nevi. Ben o yıllarda şunu söylemiştim kendi kendime ' İnşallah bir şeyler vesile olur da bu köyle yine şenlenir' ki öyle oldu. Keşke hastalıkla olmasaydı ama yine de her şer de bir hayır var. Şimdi inanın köyler cıvıl cıvıl. Kendi ailemden örnek vermek isterim; Biz 10 kardeşiz ve hemen hemen bütün kardeşlerim köye döndü. Hatta bir abim geçen yıl o kadar mutlu olmuş ki bu yıl tamamen köye yerleşti.

A.İ.K; Allah bizlere öyle nimetler vermiş ki. Bakın toprak ile uğraştığınız zaman, emek verdiğiniz zaman verdiğiniz emeğin kat be kat fazlasını size geri veriyor. Birde bu pandemi süreci aslında bize doğal hayatın, doğal besinlerin ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlattı. Bu manada insanların tekrar doğa ile buluşması bence çok faydalı oldu.

Sizlerin tecrübelerinden faydalanmak isteyen var mı? İsteyenlere yardımcı oluyor musunuz?

A.İ.K.; Tecrübelerimizden faydalanmak isteyenler oluyor ve onlara da seve seve yardımcı oluyoruz. Gerek tohum, fide ekimi bunların korunması, hastalıkla mücadele, tohumluk ayrılması gibi konularda bilgi ve birikimimizi seve seve paylaşıyoruz.

İyi bir koşucu olan Ali İhsan beye neden koştuğunu başka bir röportaj konusu olarak sormak kaydı ile şimdilik eklemek istedikleriniz nelerdir?

Öncelikle bizim kendi çapımızda yürüttüğümüz bu hobimize ilgi ve alaka gösterdiğinizden dolayı size ve gazeteniz GAPGündemi'ne teşekkür ediyoruz. İnşallah bu röportaj özellikle bölgemizde çok bulunan ve asıl değeri pek bilinmeye bıttım meyvesinin değerlendirilmesine vesile olur. Bunun yanı sıra insanlarımızın doğaya olan ilgisini arttırır diye umuyoruz ve bu vesile ile okuyucularınıza selamlarımızı iletiyoruz.