Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya ilçesi Bağcılar Aşağı Camisi'nde kıldığı cuma namazının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kapsamında çıkarılacak uyum yasalarının TBMM'ye ne zaman geleceğine ilişkin soru üzerine Yıldırım, şöyle konuştu:

'Uyum yasaları zaten bir süredir Meclisten çıkıyor. Yeni bir, özellikle seçimi ilgilendiren 8-10 maddelik teklif önümüzdeki hafta Mecliste olacak. 100 bin imza ile gösterilecek cumhurbaşkanı adaylığının esas ve usulleri de bu teklifte yer alıyor. Burada noter şartı falan yok. Aday göstermek isteyen vatandaşlarımız, kimi aday gösterecekse ona yönelik gerekli kimlik bilgilerini, kendi rızasıyla aday göstermek istediğini belirtecekler. O şekilde aday göstermiş olacak. Yani birisi oturup 100 bin vatandaşlık numarası girip 100 bin vatandaşımızın ismini yazıp gelip 'Ben adayım.' derse olmaz. Vatandaşın adaylığına rızası olması lazım. Bunu da Yüksek Seçim Kurulu kanalıyla yapılacak. Bütün bu ayrıntılar gelen teklifte yer alacak.'

Yıldırım, TBMM'ye sunulacak teklifte, özellikle seçimin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uygun olarak yapılmasıyla seçim kanunlarındaki teknik düzenleme ve uyum düzenlemelerinin yer aldığını, bunun dışında düzenlemenin bulunmadığını belirtti.

'FETÖ üyelerine kucak açılması kabul edilebilir değil'

Yunanistan Danıştayının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan darbecilerden Süleyman Özkaynakçı'yı serbest bırakmasına ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:

'Yunanistan bizim komşumuz, dostumuz bir ülke. Bizim düşmanımızın Yunanistan'ın da düşmanı olması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle davranması gerektiğine inanıyoruz. O bakımdan ülkemizde darbeye aktif olarak katılmış FETÖ üyelerinin hiçbir şekilde korunması, onlara kucak açılması kabul edilebilir bir şey değildir. Son zamanlarda maalesef FETÖ suçluluları, Yunanistan'ı güvenli bir barınak olarak görmeye başladı. Bu da komşuluğumuza, dostluğumuza zarar veriyor. Ümit ederim ki bu suçluları, FETÖ mensuplarını ülkemize iade eder. Bu çağrımızı tekrarlıyoruz. FETÖ mensuplarının Yunanistan-Türkiye dostluğunu, ilişkilerini olumsuz şekilde etkilemesini arzu etmeyiz. Tabii ki Türkiye de hukuk devletidir. Hukuk devleti kuralları çerçevesinde onlar yargılanacak. Hak ettikleri sonuca katlanacaklar.'

'Biz birlikte Türkiye'yiz'

Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantıda, 'MHP ile ittifakın, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde dillendirilmemesi uyarısında bulunduğu' iddiasına yanıt verdi.

Böyle bir durumun söz konusu olmadığı bildiren Yıldırım, şöyle konuştu:

'Türkiye'nin doğusu da batısı da güneyi de kuzeyi de bizim. 81 milyon vatandaşımız, 780 bin kilometrekare vatan toprağında herkes bir, beraber, kardeş. Biz birlikte Türkiye'yiz. Ne demek? Öyle bir şey olmaz. Milliyetçi Hareket Partisi de Cumhuriyet Halk Partisi de AK Parti de demokrasi içinde, çok partili sistem içinde siyaset yapıyor, memlekete hizmet için gayret gösteriyor. O bakımdan bizim 'hangi bölgede, hangi söylemleri yapacağımız' diye bir sınırlama olmaz. Batıda ne diyorsak doğuda da aynı şeyi söyleriz. Bizim söylediğimiz tek şey; tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan. Bundan gocunan, rahatsız olan varsa varsın olsun.'

'Onlar kendi işlerine baksın'

Yıldırım, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert'ın 'Türkiye'de erken seçimin OHAL altında adil ve şeffaf olacağından endişeliyiz.' sözleri hatırlatılarak değerlendirmesi sorulması üzerine de 'Onlar önce kendi işlerine baksın. 1,5 sene geçti seçimlerden Amerika'da halen 'Seçimlerde hile yapıldı, usulsüzlük yapıldı.' tartışmaları bitmedi. Amerikalılar seçim görmek istiyorsa Türkiye'ye gelsinler, ne kadar şeffaf olup olmadığını yerinde görsünler. Onlara benim tavsiyem böyle.' diye konuştu.

'Şiddetle, kavgayla futbol olmaz'

Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan karşılaşmada ortaya çıkan görüntüleri nasıl değerlendirdiği sorusuna Yıldırım, şu cevabı verdi:

'Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'e yapılan bu saldırı kabul edilemez. Şiddetle kınıyorum. Bu, dostluğa, futbola, futbolun mehabetine de uyan bir şey değildir. Şenol Güneş'e de çok geçmiş olsun diyorum. Tabii takımlar arasında rekabet olağan bir şeydir ama bu rekabeti şiddete dönüştürdüğünüz zaman eğlence olmaktan çıkıyor, taraftarların birbirine husumetine dönüşüyor ve bunun da futbol özelliği kayboluyor. Ha anarşi ha orada yaşanan şiddet, bunlar arasında fark yoktur.

Bu tip olayların bazı provokasyonlarla gerçekleştiği yönünde de geçmişten gelen tecrübeler var. O bakımdan başta takımların yöneticileri olmak üzere taraftarları, futbolun keyfine, zevkine varmaya davet ediyorum. Şiddetle kavgayla nizayla futbol olmaz ve asırlık tarihi olan takımlarımız da bunu asla hak etmiyor. Böyle olaylar yüzünden kötü bir unvan sahibi olmaları ülkemize de Türk futboluna da zarar veriyor. Ümit ederim buna benzer olaylar bir daha yaşanmaz. Bu arada Türkiye Futbol Federasyonu da gerekli araştırma, soruşturmaları yapıyor. Ne gibi müeyyidesi varsa sorumluluğu olanlar mutlaka karşılığını görecek.' AA