Libya, Arap Baharı isimli süreçte Muammer Kaddafi'nin 42 yıllık yönetimini NATO'nun da askeri müdahalesiyle 2011 yılında sonlandırdı. Aradan geçen 10 yılda siyasi geçiş süreci girişimleri sürekli farklı şiddette silahlı çatışmaların alevlenmesiyle başarısız oldu.

Geçiş yönetimi, üzerinde savaştan çıkmış bir ülkeyi 24 Aralık'ta seçime taşımanın baskısını hissediyor.

Ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in uluslararası müttefiklerinden aldığı destekle Nisan 2019'da başkenti ele geçirme çabası, ülkenin içine sürüklendiği en yoğun şiddet dalgasını doğurdu.

Ancak, Halife Hafter'in başkenti ve yönetimi silah zoruyla ele geçirmesi mümkün olmadığı gibi darbeci lider, Haziran 2020'de ülkenin batısından çekilmek zorunda kaldı. Uluslararası konjonktürün de değişmesiyle ibre yeniden siyasi çözüme döndü.

Yönetimi, silahlarına sarılmış milis grupların varlığı, paralı askerlerin ülkenin belirli bölümündeki hakimiyeti ve mayınlar gibi güvenlik sorunlarıyla mücadele bekliyor.

BM'nin Libya içinden farklı etnik, siyasi ve bölgesel temsilden seçtiği 75 üyeden oluşan Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) 5 Şubat'ta liste usulü yapılan oylamada, 24 Aralık'a kadar ülkeyi seçimlere taşımak üzere Başkanlık Konseyi Başkanı olarak Muhammed el-Menfi, Başbakanlık görevine de Abdulhamid Dibeybe'yi seçti.

Geçen hafta Temsilciler Meclisi'nden güvenoyu alan Dibeybe yönetimi, birkaç gün önce Tobruk kentinde yıllar sonra toplanmayı başaran Temsilciler Meclisi önünde yemin etti.

Normal şartlar altında, göreve gelen yeni yönetimin Meclis önünde yemin töreni rutin bir gelişme arz ederken, Libya özelinde, çatışmaların parçaladığı parlamentonun tek bir çatı altında toplanması ülkedeki iyimserleri sevindiren bir gelişme oldu.

Güvenlik konusunda endişeler

Çiçeği burnunda yönetim, 24 Aralık'ta seçim için kolları sıvadı. Ancak, ülkede 10 yıldır çatışmanın kronik hale getirdiği birçok sorun ve seçimlere ilişkin zaman baskısı, bir süredir devam eden olumlu havanın üstünde kara bulut şeklinde dolaşmaya devam ediyor.

Yıllardır iç çatışmanın derinleştirdiği toplumsal ayrışmada, bir ulusal uzlaşı ve sosyal barışın tesisi de diğer bir başlık.

Bu sorunların başında, ülkede ordunun parçalanmış durumda olması, kol gezen çok sayıda irili ufaklı silahlı milislerin silahlarını bırakmaması, ülkenin farklı bölgelerine döşenmiş mayınlar, esirler dosyası ve bölgeler arasındaki yolların güvenliğinin sağlanamaması, kısacası güvenlik dosyasında çok sayıda çetrefilli başlık çare bekliyor. Bunların arasında, yağma olayları ve yargısız infaz durumlarıysa ülkedeki güven ortamını derinden yaralayan eylemler. Tüm bu güvenlik dosyası, sandık emniyetine yönelik endişeleri de beraberinde getiriyor.

'Hafter'e bağlı milisler Bingazi'den çıkmalı' çağrısı

Halife Hafter'in kontrolündeki Bingazi şehrindeki aşiretler de kent çevresinde yaşanan çok sayıda eylem karşısındaki sessizliğini bozdu. Ülkenin doğusundaki Barka (Sireneyka) bölgesi aşiretleri, yaptıkları ortak yazılı açıklamada, Hafter milislerinin Bingazi'den çıkarılması çağrısı yaptı.

Barka'daki gizli hapishanelerin açığa çıkarılması, kaçırılanların akıbetinin açıklanması ve bunu yapanların da cezalandırılması çağrısı yapılan açıklamada, Libyalı kadın avukat Henan Berasi'nin öldürülmesi ve milletvekili Siham Sergiva'nın kaçırılması gibi terör eylemleriyle ilgili soruşturma açılması istendi.

Libya vatandaşları, altyapı eksiklikleri, koronavirüsle mücadele, pandemi ve çatışmaların doğurduğu ekonomik sorunların giderilmesini istiyor.

Açıklamada, Bingazi'de tamamı Hafter'e bağlı silahlı oluşumların kentten çıkarılması ve İçişleri Bakanlığının kentte güvenliği sağlama görevini devralması talep edildi.

Ekim 2020'den bugüne geçerli ateşkes

Libya'da tarafların birbirine askeri olarak üstün gelemeyeceğinin anlaşılması, 'ne savaş ne de barış' mottosuyla 23 Ekim 2020'de iki tarafın da bağlı kalacağını açıkladığı bir ateşkese dönüştü. Halife Hafter'e bağlı milislerin birkaç ihlaline rağmen bu ateşkes geçerliliğini koruyor.

Ancak, ülkenin doğusunda çatışmalarda baş aktör Halife Hafter, emrindeki silahlı milis gruplarını feshetmedi ve kendisini Libya ordusunun başı olarak görmeye devam ediyor.

Hafter'in 2016 yılında sivil yönetime karşı çıkma çabası, 2019 yılında silah zoruyla başkente saldırmaya kadar uzandı. Şimdi Hafter'in içinde bulunduğu zor durum karşısında ülkedeki Başkanlık Konseyi'ni tanıyor olması, olumlu gelişmeler yönünde sembolik de olsa önem arz ediyor.

Dibeybe, hükümetini kurarken, 'tüm tarafların Savunma Bakanlığını almak için uğraştığını' belirterek, 'Yeniden bir savaşa müsade edemeyiz.' demişti.

Başbakan, Savunma Bakanlığını şimdilik kendisinin üstleneceğini ve Başkanlık Konseyi ile istişare halinde buraya bir ismi atacağını açıklamıştı.

Güvenlik konusunda, çatışmanın iki tarafından beşer askeri ve güvenlik temsilcisinin katıldığı 5+5 Ortak Askeri Komitesi, ordunun birleştirilmesi, mayınların temizlenmesi, yolların güvenliği, yabancı paralı askerlerin ülkeden çıkartılması gibi başlıklar üzerinde çalışıyor.

Ulusal barış gündemde

Libya'da Başkanlık Konseyi Başkanlığının başına gelen Muhammed el-Menfi, göreve gelmesinin ardından yılsonuna kadar, 'nihai bir ulusal uzlaşının sağlanmasının mümkün olmadığını' belirtti.

Menfi, buna rağmen 'uzlaşının temelini atacaklarını' ve bu sayede ülkeyi 24 Aralık'ta sandığa taşıyarak halkın seçtiği isimlerin 'bu toplumsal barışı tamamlayacağını' vadetti.

Ülkenin doğusu ve batısı arasında silahların derinleştirdiği ayrışma ortadan kaldırılmazsa, Libya'da kalıcı istikrardan bahsetmek için henüz erken. Libya'da bugüne kadar Halife Hafter'e verdiği siyasi destekle tartışmalı bir figür olarak kabul edilen Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, yaptığı bir konuşmasında, 'Artık hoşgörü göstermenin, el sıkışmanın, uzlaşmanın ve geçmişin ötesine gitmenin zamanı geldi.' ifadelerini kullandı.

Salih, 'uzlaşı, ulusun yeniden inşası, kimseyi dışlamadan kenara itmeden herkese fırsat verilmesi ve güvenlik, adalet, istikrarın tesis edilmesi.' çağrısı yaptı.

Birleşme yönünde göstergeler

Ülkedeki bu olumlu hava, göreve gelen Ulusal Birlik Hükümeti'nin, ülkenin üç bölgesinde de faaliyet gösterebilmesinin önünü açtı. Libya yakın tarihi açısından mihenk taşı kabul edilebilecek hükümetin ülke çapına uzanması, Libya'nın can damarı niteliğindeki Merkez Bankası, Libya Ulusal Petrol Kurumu gibi yapıların yeniden bütünlük arz etmesini sağladı. Temsilciler Meclisi'nin Tobruk'ta toplanabilmesi de ülkedeki tablonun değiştiğini gösterdi.

Libya Hükümeti, uluslararası toplumun desteğini almaya devam ederse ilerleyen süreçte ülkedeki yabancı ücretli milislerin, Wagner'e bağlı paralı askerlerin çıkartılması gibi konularda da ilerleme kaydedebilir.

Seçim yasası ve anayasa

Libya'da 24 Aralık'ta seçimlere gidilmesinin önündeki diğer bir kritik eşik, anayasa ve seçim yasası.

Seçimlere gidilecek anayasa ve seçim kanunu konusu uzun tartışmaları da beraberinde getirdiği için 21 Aralık 2020'de LSDF'de bir Yasa Komitesi kuruldu.

Komite, ülkedeki Tobruk Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi ile seçimlerin yasal zemininin oluşturulması ve anayasa taslağı üzerinde çalışıyor.

BM'nin Libya'da daha önce önüne çıkan engellerden edindiği tecrübeler dolayısıyla, bu yol haritasında 'Yasal metinlerin kullanılarak sürecin yavaşlatılmasına müsade edilmeyeceği' ifadesi bulunuyor.

Libya sokağı, yakıcı sorunlara çare bekliyor

Her savaşta olduğu gibi Libya'da da çatışmanın en ağır bedelini ödeyen sivil halk oldu. Son on yıldaki çatışmalar boyunca yüzbinlerce insan ülke içinde yerinden oldu. Çatışmaların yavaşlamasıyla evlerine dönen sivillerin bazıları da evlerinin yıkılmış veya yağmalanmış olduğunu gördü.

Üst üste savaşlar ülkedeki havalimanı, liman, hastane, tesisler gibi kamu ve özel altyapıya da büyük hasar verdi.

Afrika'nın kanıtlanmış en büyük petrol rezervlerine sahip Libya'da başkent dahil birçok kentte saatler boyu süren elektrik kesintileri, Libyalılar için hayatı en çok zorlaştıran unsurlardan birisi.

Bunun yanı sıra diğer alanlarda yatırım eksikliği, ülkedeki sağlık, ulaşım, çöplerin toplanması gibi temel hizmetlerde yoksunluğu beraberinde getiriyor.

Çatışmalar sırasında evlerinden ayrılmak zorunda kalan, evlerini ve işlerini kaybeden binlerce Libyalı, hayatlarına etki edecek adımların hızlandırılmasını bekliyor.

Ülkede çözüm bekleyen diğer bir konu Kovid-19 ile mücadele. Libya, çatışmalar sayesinde sınırlı insan trafiğiyle virüse sonradan ve kontrollü yakalandı. Yaklaşık 6 milyon nüfusa sahip Libya'da şu ana kadar 143 bin kadar vaka tespit edilirken 2 bin 300 kadar da can kaybı yaşandı. Dünya Sağlık Örgütü, Afrika ülkelerine sağlanan COVAX girişimi kapsamında Libya'ya 292 bin 800 doz İngiliz AstraZeneca aşısı geleceğini söyledi ancak henüz Libya'ya ulaşmadı. AA