İLKHA/Çıraklıktan ustalığa bir ömrü bakır işleme sanatına adayan Ayata, ilerlemiş yaşına rağmen emek, sevgi ve azimle ömrünü adadığı mesleğini ara vermeden devam ettiriyor.
13 yaşında amcasının yanında çırak olarak başladığı mesleğini yarım asırdır severek ve büyük bir aşkla sürdüren Ayata, tarihi Gaziantep Kalesi civarındaki küçük dükkanında büyük bir azim ve heyecanla bakır işlemeciliği yapıyor.
Dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak 1957 yılında dünyaya gelen Ayata, henüz ilkokul birinci sınıfta iken meslek hayatına atıldı. 13 yaşında iken bakır işleme sanatına öğrenmeye başlayan Ayata, çalıştıkça da bakırcılığı severek yapmaya başladı.
Aradan geçen yıllara rağmen bakıra şekil vermeyi bir an olsun bırakmayan Ayata, kentte yetişen son bakırcı ustalar arasında yer alıyor.
Mesleği öğrendikten sonra ustalaşan ve kendi işyerini açan Ayata, mesleğinden elde ettiği kazançla yıllardır ailesinin geçimini sağlıyor. Bakırcılık mesleğinde yarım asrı geride bırakan Ayata, mesleğinin eski cazibesinin kalmamasından yakınsa da vefat edinceye kadar mesleğini sürdüreceğini belirtiyor.
Çocuk yaşlarda başladığı ata mesleği olan bakırcılıkta yeni çırakların yetişmediğini, bu mesleğe eskisi kadar yoğun ilgi olmadığını ve gençlerin ise mesleği öğrenmek istemediğini belirten Ayata, bakırcılık mesleğine sahip çıkılmasını istiyor.
Son yıllarda gelişen teknoloji ile beraber unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasındaki yerini alan bakırcılık mesleği ile çocukluk yıllarında tanışan Ayata, maddiyatı geri planda bırakıp sadece sevdiği ve değer verdiği bir mesleği yapmanın haklı gururunu yaşıyor.
Çocukluk yıllarında bakırcılık mesleği ile tanışan ve bir dönem ise 7 yıl ara verdikten sonra bakırcılığa tekrar başlayan Ayata, yaklaşık 50 yıldır bakıra şekil vermek için çekiç sallıyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla beraber 'bismillah' deyip açtığı dükkanında rızkının peşinden koşan Ayata, bir taraftan da unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği gelecek nesillere taşımaya çalışıyor.
Çocukluk döneminde tanıştığı bakırcılık mesleğini ilerleyen yaşına rağmen sürdüren Ayata, yarım asırdır bakır döverek geçimini sağladığını söyledi.

'Mesleğimizi yok etmeye çalışıyorlar'
Bin yıllık sanat geçmişi olan bakır işlemeciliğinin kaybolmayla karşı karşıya kaldığını ifade eden Ayata, '1957 doğumluyum Gaziantep bu mesleği amcamın vesilesiyle başladım. Mesleğe başladığımda 13 yaşındaydım. Şu anda 64 yaşındayım. Yıllardır mesleğimizi devam ettiriyoruz. Yıllardır bu meslekle de rızkımızı kazanmaya çalışıyoruz. Elimize de ne geçerse şükür ediyoruz. Fakat mesleğimizi yok etmeye çalışıyorlar. Yoksa bizim mesleğimiz güzel bir meslektir. Yetkililer mesleğimize sahip çıkarlarsa çok iyi olur. Ayağımdan rahatsız olduğum halde çalışıyorum, aslında benim evde istirahat etmem lazım. Ama mecburiyetten çalışıyorum.' dedi.
Bakırcılık mesleğinin zamanla hak ettiği değerden uzaklaştığını aktaran Ayata, yetkililerden bakırcılık mesleğine sahip çıkmalarını istedi.

'Mesleğe amcamın yanında başladım'
Bakırcılık mesleğini amcasından öğrendiğini belirten Ayata, 'Amcam bakırcı olduğundan dolayı beni de yanına çırak olarak aldı, bu şekilde mesleğe başladım ve halen de devam ediyor. Bir ara mesleği 7 sene bıraktım. Fakat daha sonra tekrar mesleğime döndüm. Yaptığım ürünler kalitelidir. Fakat kimse kaliteye bakmıyor, nerede ucuz ürün varsa onu tercih ediyor. Birkaç defa yemek yaptıktan sonra ise o ürün çürüyor. Ondan sonra bütün bakırcı ustalarını suçluyorlar.' ifadelerini kullandı.
Bakırcılık mesleği ile 5 çocuk büyüttüğünü belirten Ayata, ancak mesleğinin geliri az olan bir meslek olduğu için çocuklarını okutamadığını ifade etti.

'Ucuz ürün yapanlar, bu
mesleğin kaderi ile oynuyor'
Kaliteye önem verdiğini belirten Ayata, 'Mesleğimizin geliri çok azdır. Aşırı bir kazancı yoktur ve 60 liraya mal ettiğimiz ürünü 70 liraya satıyoruz, fakat alan yok. Ürünlerimiz kaliteli, fakat vatandaş ucuz ürünü tercih ediyor. Bakırın kaliteli olması lazım. Ucuz ürün yapanlar, bu mesleğin kaderi ile oynuyor.' diye konuştu.

'Bakırcılık mesleği tamamen el işi ve göz nuru ile yapılır'
Mesleğini zevkle ve severek yaptığını anlatan Ayata, 'Fakat eski zevkim kalmadı. Çünkü sabahtan beri halen siftah yapmamışım. Vatandaş daha çok ucuz ve ince olan ürünleri alıyor, yevmiyem çıkarsa dua ediyorum. Çünkü başka çarem kalmadı. Yevmiyem çıkarsa Allah'a şükür ediyorum ve eve gidiyorum. Bu yaştan sonra ne yapayım, kim beni işçi olarak yanına alır? Bakırcılık mesleği daha önceleri çok kıymetliydi. Kuyumculuk ve bakıcılık çok meslekleri çok kıymetli mesleklerdi. Kuyumculuk ilerledi ancak bakırcılık geride kaldı. Bu mesleğin teknoloji ile bir alakası yoktur. Defalarca bu mesleği teknolojik makinelerle yapmaya kalktılar, fakat yapamadılar. Çünkü bakırcılık mesleği tamamen el işi ve göz nuru ile yapılır. Bizler eski ustalar olarak bir şekilde mesleğimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu yaştan sonra ne yapalım? Elimizden geleni yapıyoruz.' şeklinde konuştu.

'Mesleği öğrenen yok'
Yetiştirecek çırak bulamamaktan yakınan Ayata, 'Yetişen eleman da yok, kimse çocuğunu çırak olarak yanımıza göndermiyor. Bundan dolayı meslekte yetişen eleman yoktur. Bugün bakırcılık atölyesinde çalışan en küçük kişinin yaşı 50'dir. Çünkü mesleği öğrenen yok. Mesleği tercih eden, seven ve heves eden yok. Bugüne kadar ben bu mesleği zevkle yaptım. Fakat bir şeye de sahip olamadım. Kısmetimiz bu kadarmış, başka çare yok. Mesleğimizi gücümüzün yettiği kadar devam ettirmeye çalışıyoruz ve ölünceye kadar da devam ettireceğiz.' dedi.
Ayata, bölgedeki ve kentteki bakır ustalarının en yaşlısı olduğuna dikkat çekerek bakırcılık mesleğine sahip çıkılmasını istediğini de sözlerine ekledi.