Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Kuveyt ve Umman'ın katılımıyla 1981'de kurulan KİK'in 42. Zirvesi 14 Aralık'ta Riyad'daki Dıriyye Sarayı'nda gerçekleştirildi.

Riyad zirvesi, 5 Ocak 2021'de Suudi Arabistan'ın El-Ula kentinde düzenlenen ve Körfez ülkeleri ile Katar arasında 2017 yazında patlak veren krizi sona erdiren 41. KİK Zirvesi sonrası düzenlenen ilk zirve olma özelliği taşıyor.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın liderlik ettiği Riyad zirvesinde, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Bahreyn Kralı Hamed bin İsa, BAE Devlet Başkan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, Kuveyt Veliaht Prensi Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ve Umman Başbakan Yardımcısı Fehd bin Mahmud Al Said yer aldı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman'ın Umman, BAE, Katar, Bahreyn ve Kuveyt'i kapsayan beş günlük Körfez turunun ardından düzenlenen zirvede, liderler arasındaki samimi ve uyumlu atmosferin hakim olduğu ifade edildi.

Uzmanlar, zirvede, Körfez ülkeleri arasında iş birliği ve stratejik entegrasyon için temiz bir sayfa açıldığını, Ula zirvesinde alınan kararların hayata geçirildiğini ifade ediyor.

Anlaşmazlık sayfasının kapatılması

Katar'da yayımlanan Er-Raye gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Ganim el-Benali el-Muhannedi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zirvenin Körfez ülkeleri için parlak bir aşama olduğunu ifade etti.

Zirvede Körfez halklarının taleplerinin gerçekleşmesi başta olmak üzere KİK'in değişmez ilkelerine bağlılığına dikkat çekildiğini söyleyen Muhannedi, 'Zirvenin sonuç bildirisinde, anlaşmazlık sayfasının kapatılması vurgulandı; liderlerin Körfez saflarının uyumunu, birliğini ve gücünü artırmaya yönelik istekleri somutlaştı.' dedi.

Muhannedi, bildiride bölge halklarına; KİK ülkelerinin gelişim ve refahının oluşturulması, güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesi için en üst seviyede uzlaşı, iş birliği, istişare ve koordinasyonun sağlanması yönünde açık ve önemli mesajlar verildiğini aktardı.

Zirvedeki olumlu atmosferin, iş birliği ve stratejik entegrasyon için yeni bir sayfa açılması adına önemli bir itici güç olduğunu belirten Muhannedi, böylece Körfez ülkeleri arasındaki ilişkiye önceki ivmesini yeniden kazandıran Ula zirvesi kararlarıyla bir bütünlük sağlandığını kaydetti.

Bölgesel meselelere değinildi

Riyad zirvesinin ayrıca bazı önemli meseleler konusunda tutum birliği sağlandığını ifade eden Muhannedi, bunların başında Filistin davası, Yemen'de İran destekli Husi milislerle mücadele, Afganistan ve bölge ülkelerdeki gelişmelerin yanı sıra yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının etkilerinin azaltılması konusunda sarf edilen çabaların birleştirilmesinin yer aldığını söyledi.

Muhannedi, Riyad zirvesinin sonuç bildirisinde, Körfez Demiryolları Otoritesinin kurulmasına onay verilmesinden, Katar-Suudi Arabistan Koordinasyon Konseyi Başkanlığının yükseltilmesi yönündeki adımlardan dolayı memnuniyetini ifade etti.

Liderlerinin akıllıca adım atarak Körfez'in eski günlerine dönmesini umut ettiklerini dile getiren Muhannedi, umut verici başarılara doğru iş birliği ve ortaklığın sürdürülmesini istediklerini kaydetti.

İstikrar ve kalkınmanın gerçekleşmesi

Katarlı yazar Halid bin Muhammed el-Buayneyn de uzlaşmaya, yakınlaşmaya, ekonomik ve siyasi ilişkileri yeniden şekillendirmeye ihtiyaçları bulunduğunu; söz konusu adımların, özellikle tüm dünya ekonomilerini etkileyen salgın şartlarında bölgenin çıkarına olacağını söyledi.

Buayneyn, Körfez liderleri düzeyindeki bir koordinasyonun, dünya meselelerine karşı ortak bir tutum edinmelerini sağlayacağını, bu meselelerin, Körfez ülkelerini de ilgilendirdiğini ifade etti.

'Körfez ülkelerinin, her alanda iş birliğini güçlendirmeye ihtiyacı var. Dünyanın karşı karşıya bulunduğu sıkıntılarla mücadele, koordinasyon ve iş birliğini gerektiriyor. Bu da Körfez'de istikrar ve kalkınmayı gerçekleştirmeye katkı sağlayacak.' diyen Buayneyn, KİK'in, bölgesel sorunları çözme ve Körfez ülkelerinin tutumlarını koordine etme konusunda öncü bir güç olduğunu dile getirdi.

Buayneyn, Suudi Arabistan'daki zirvede, 'üye bir ülkeye yönelik herhangi bir saldırının tüm üyelere saldırı' niteliğinde olduğunun teyit edildiğine dikkati çekti.

İran'a karşı tutum

KİK'in, yeni İran yönetiminin, bölgede gerginliği azaltma ve güven inşa etmede olumlu bir rol oynamasını umduğu ifade edilen kapanış bildirgesinde, Tahran yönetiminin bölgesel güvenlik ve istikrarın sarsılması konusunda attığı adımlardan endişe duyulduğu kaydedilmişti.

Bildiride ayrıca, KİK'in, egemenliğe saygı ve iyi komşuluk politikaları çerçevesinde ortak hedeflere ve çıkarlara ulaşılmasına katkıda bulunacak şekilde İran nükleer dosyasıyla ciddi ve etkili bir şekilde iş birliği yapmaya ve anlaşmaya hazır olduğu vurgulanmıştı. AA