Siyaset kurumu, 2012'nin önemli bir kısmını ‘Anayasa Müzakeresi' ile geçirdi. 2011'in son çeyreğinde harekete geçen Anayasa Uzlaşma Komisyonu, aynı yılın son gününe kadar ‘milletin görüşlerini' aldı. Adını-sanını bilmediğimiz siyasî partiler... Kanaryasevenler de dâhil olmak üzere, tüm dernekler... Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve TİSK üyesi veya bağımsız işçi ve işveren sendikaları... TOBB'dan TÜSİAD'a belki yüzden fazla işveren kuruluşu... En babasından en mütevazısına tüm üniversiteler... Şu anda aklımıza bile getiremediğimiz binlerce kuruluş... Toplamda 20 bini aşkın sivil veya resmi tüzel kişilik... Ve nihayet, ‘çorbada benim de tuzum bulunsun' diyen gerçek kişiler, yani vatandaşlar... Herkes konuştu. Lafı olan söyledi. Deyim yerindeyse, eteklerdeki taşlar döküldü. Yetmedi, bilmem kaç ülkenin anayasalarında yer alan hükümler ele alındı, karşılaştırmalı tablolar yapıldı. PATİNAJ Meclis'te temsil edilen 4 siyasî partinin eşit sayıdaki temsilcilerinden oluşan Anayasa Uzlaşma Komisyonu, 2012'nin ilk haftalarından itibaren, toplumun her kesiminden gelen görüşleri de masaya koyarak, yeni Anayasa için kolları sıvadı. Meclis Başkanı Cemil Çiçek, hedeflerinin 2012 yılı sonuna kadar toplumun önüne yeni bir Anayasa metni koymak olduğunu beyan etti. Yanlış hatırlamıyorsam, geçen sene Nisan ayından itibaren sıra Yeni Anayasa'nın yazımına geldi. Ve o andan itibaren, komisyon patinaj yapmaya başladı. Çünkü, suya sabuna bulaşma zamanı gelmişti. Her partinin kendi hesabı vardı. Zaman geldi, partilerin başka alanlardaki fikir ayrılıkları, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu dağılma noktasına getirdi. Başkan Çiçek'in olağanüstü çabaları, Komisyonu en azından dağılmaktan kurtardı. Lakin, senenin sonu gelip de belirlenen süre dolunca, Komisyonun henüz bir arpa boyu yol aldığını gördük. Bilanço şöyle: 71 madde müzakere edilmiş... 23 madde üzerinde tam mutabakat sağlanmış... MISIR 3 AYDA YAPTI Ortada, demokrasimiz adına ‘hicap duyulacak' bir durum var. Demokratikleşmede Türkiye'yi örnek alan Mısır bile, yaşadığı onca çalkantıya rağmen, iyi-kötü bir anayasayı yaptı ve 3 ay bile sürdürmeden halkoyuna sundu. Ya biz ne yapıyoruz? Kabul edildiği günden beri, yani tam 30 yıldır 1982 Anayasasını tartışıyoruz. Sağcısı-solcusu, İslamcısı-lâiki herkes, neredeyse toplumun tamamı, 1982 Anayasasından şikâyetçi. Hele de keskin solcularımız, Anayasa'nın tadilatını bile yeterli bulmayıp, tümden değiştirilmesi gerektiğini 30 senedir savunageldi. Ama iş uygulama aşamasına gelince, herkesin ‘sukoyverme gerekçesi' bulunuyor. O kadar zaman içinde, sadece 71 madde üzerinde çalışılmış; bunların da yalnızca 23 maddesinde tam mutabakat sağlanmış. Allah bilir, o 23 madde de, meselenin esasına dokunmayan, genelgeçer maddelerdir. Şimdi tam da tekerin kuma gömüldüğü yerde, Meclis Başkanı Cemil Çiçek kendini paralıyor ki, Yeni Anayasa ölü doğmasın. Komisyon birkaç ay daha, muhtemelen Haziran ayına kadar çalışsın. Yeni Anayasa'yı hazırlasın. Tamam da, CHP'nin Yeni Anayasa diye bir derdi mi var? Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yine topu taca atmış: “Yeni Anayasayı zaman baskısı altında yapmayalım. Üniversiteler tartışsın, toplum tartışsın...” Ne dersiniz, Üçüncü Millenyuma kadar tartışsak, sizce yeterli olur mu? Güler misin, ağlar mısın? Sayın Kılıçdaroğlu, başta CHP ve bu ülkenin üniversiteleri olmak üzere herkes 1982 Anayasasını tam 30 yıldır tartışıyor. Bu konuda söylenmedik laf, eteklerde dökülmedik taş kalmadı. Siz böyle ‘acele etmeyin, tartışalım' dedikçe; toplumun bir kısmı saçını başını yoluyor, diğer kısmı da istihza ile gülüyor. SORUMLULUK AK PARTİ ve MHP'DE Atılan bunca peşrev ziyadesiyle yeterli. BDP'den, bu ülkenin dertlerine çare olacak bir adım beklemiyoruz. CHP, özellikle ‘Başkanlık Sistemi'ni içerecek bir Anayasaya, dünyanın en demokratik anayasa metni olsa bile razı olmaz. Bu işin sorumluluğu AK Parti ve MHP'nin omuzlarında bulunuyor. MHP, zaman zaman yaptığı fahiş hatalara rağmen, konu ‘Türkiye'nin geleceği' olduğunda, geçmişte hep sorumlu davrandı; bu defa da neden olmasın? Sivil Anayasayı ıskalamanın vebali büyük olur. AK Parti ve MHP; bu devletin 5 bin yıllık kimliğini zedelemeyen, Başkanlık Sistemini içeren, demokratik bir Anayasayı, artık zaman geçirmeden hazırlamalı ve Türk Milletinin onayına sunmalıdır.