AA / Suriye'deki iç savaşın ardından güvenli liman olarak gördükleri Türkiye'ye sığınan Suriyeliler, bir taraftan hayata tutunmaya çalışırken bir taraftan da Halep'te her geçen gün ağırlaşan savaşın ağır bilançosunun kaygısını duyuyor.
Esed rejimi ve destekçilerinin özellikle son 15 günde havadan ve karadan bombardımana tuttuğu ülkenin adeta kalbi konumundaki Halep, tarihinin en zor günlerini geçiriyor.
Şanlıurfa'daki Halepli sığınmacılar da dünya ülkelerinin ve yetkililerin memleketlerinde yaşananlara karşı sessizliğini bozmasını istiyor.
Halepli vaiz Zekeriya Aziz yaptığı açıklamada, Halep'te tarihin en büyük insanlık dramının yaşandığını söyledi.
Yoğunlaşan saldırılar nedeniyle hayatını kaybedenlerin dahi toprağa verilemediğini belirten Aziz, Halep'in düşmesinden korktuklarını ifade etti.
Halep semalarında uçakların bomba yağdırdığını anlatan Aziz, şöyle devam etti:
"Halep'te şu an büyük bir gıda sıkıntısı var. Orası 97 gündür kuşatma altında. Halep'e şu anda gıda maddesi girmemesi nedeniyle orada bulunan gıda maddelerinin fiyatları da bayağı yükseldi. Halk da gıda maddesi alamayacak duruma düştü. Bu aynı zamanda büyük bir insanlık ayıbıdır. Halep'in düşmesinden endişeliyiz. Halep düşerse Şii milisler girip orada katliamlar yaparak Halep halkını tamamen ortadan kaldırabilir. Şu an Halep semalarında rejim ve Rus uçakları bomba yağdırıyor."

"BM, 30 yıldır katliamları seyrediyor"
Halepli sığınmacılardan tekstil ustası Yusuf Neşir de Türkiye'nin haricindeki İslam ülkelerinin liderlerinden bir destek görmediklerini vurguladı.
Duyarlı insanların söz konusu katliama karşı ayaklanmasını istediklerini belirten Neşir, Birleşmiş Milletlerden (BM) bir şey beklemediklerini dile getirdi.
Sadece Müslümanların bile Halep'te yaşananlara karşı gelmesinin önemine işaret eden Neşir, şunları söyledi:
"Ben buradan Müslüman halklara ve ülkelere seslenmek istiyorum: Halep'te Müslüman kadın ve çocukların kanının akmasının vebali İslam ülkelerinin liderlerinin boynundadır. Şu an gözler değil kalpler Halep için kan ağlıyor. Halep'te gerçekleştirilen katliamlar karşısında suskunluklarını bozmayanların yarın başına benzer saldırılar muhakkak gelecektir. BM'den bir şey beklemiyoruz çünkü 30 yıl boyunca bütün katliamları izleyerek vakitlerini geçirdiler"

"Ey insanlık neredesiniz"
Şanlıurfa İnsani Yardım Platformu Başkanı Osman Gerem de şu ana kadar sınır ötesindeki Suriyelilere 273, Türkiye'dekilere ise bin 12 tır yardım ulaştırdıklarını söyledi.
Kuşatma altında olması nedeniyle Halep'e insani yardımların gönderilemediğini aktaran Gerem, Halep kırsalı için de hayırseverlerin desteğiyle yardım toplamaya devam ettiklerini vurguladı.
Halep'te insanların kış gününde açlık ve sefalete terk edildiğine dikkati çeken Gerem, ülkelerin bu duruma sessiz kalmasına tepki gösterdi.
Suriye'de insanlığın öldüğünü belirten Gerem, şöyle konuştu:
"Bu saldırılar, medeni dediğimiz dünyanın gözünün önünde oluyor. Özellikle BM, insan hakları havarileri nerelerde? Niye seslerini çıkartmıyor? Söz konusu Müslüman olunca kulakları sağır, gözleri kör, dilleri lal oluyor. Körfez savaşında dünyanın göstermiş olduğu tepki eğer bugün Suriye'ye gösterilmiş olsaydı bu savaş ve katliam olmazdı. Onun için şu an Halep'te özellikle çocuklar ve anneler feryat ediyor. 'Ey dünya, ey insanlık neredesiniz' diye sesleniyorlar."

"Suriye kurtlar sofrasınaçevrildi"
Suriye'deki krize BM'nin müdahale etmesi gerektiğini dile getiren Gerem, şunları kaydetti:
"BM'nin acilen toplanıp bu işe çözüm bulması lazım. Eğer, BM çözüm bulamıyorsa o zaman kendini feshetsin, kimseyi kandırmasın. Bu kadar dünyanın gözü önünde sivil, çoluk, çocuk katledilirken insanlar açlığa, sefalete terk edilirken BM çözüm bulamıyorsa işlevini kaybetmiş demektir. Bütün bunlar olurken İslam alemi nerede? İslam alemi niye ses çıkmıyor? Niye bu insanlara sahip çıkmıyor? Kendimizi sorgulamamız lazım. Özellikle İslam aleminde bu konuda seslerin çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Dünya özellikle şu anda Suriye'yi kurtlar sofrasına çevirmiş. Gücü olan, silahı olan herkes orada. Müslümanların başına bomba yağdırıyor ve kimseden ses çıkmıyor. İslam coğrafyalarında da benzer durumlar yine var. Filistin, Irak ve Arakan gibi yerlerde hep Müslümanlar zulüm altında. Ne yazık ki İslam alemi olarak kendimize gelmemiz lazım."