İLKHA/ Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz, Türk Lirasının değer kaybetmesine ve faiz oranlarının artmasına neden oldu. Ekonomik krizden en çok etkilenen sektörlerin başında ise inşaat sektörü geliyor.
Ekonomik krizden dolayı inşaat malzemelerinin fiyatları geçen seneye oranla yüzde 35 ile yüzde 40 arasında yükseldi. Müteahhitler ekonomik krizden dolayı ellerindeki daireleri satamazken, ev almak isteyen vatandaşların ise fiyatların biraz daha düşmesi beklentisi var.
Müteahhitler bugün için 100 bin liraya satılan bir dairenin 2019 yılının ilk yarısında 150 bin liraya mal olacağına dikkat çekerek ev almak isteyenleri uyardılar.
İnşaat malzemeleri satan esnaf ise iş oranlarının yüzde 80 oranında düştüğünü savundu.
Karaköprü ilçesinde Müteahhitlik yapan Ömer Bayram, Şanlıurfa'daki inşaat sektörünün sıkıntılarını değerlendirdi.
Türkiye Lirasının değer kaybı ve faiz oranlarının yükselmesinin kısmen de olsa inşaat sektöründe krize neden olduğunu belirten Bayram, 'İnşaat sektöründeki kriz büyük bir alanı kapsıyor. Türkiye lirasının değer kaybetmesinin ardından malzemeciler inanılmaz derecede zam furyası başladı. Biraz da öngörü vardı. Yani insanlar, sektörde doların 7,5 Lira, 8 lira ya da 10 lira olma ihtimaline karşılık malzemeye zam yaptı. Daha sonra çok küçük indirimlerle, ıskontolarla geri gelmeye çalışıldı. Gerçi, piyasada bir daralma oldu. Şimdi yavaş yavaş eski fiyatına gelmese de gerçek bir değer olarak ortalama yüzde 35 ile yüzde 40 arasında malzemede inanılmaz bir fark var.' ifadelerini kullandı.
'Bizim sektör her ne kadar 'yap-sat' mantığı ile işliyorsa da aslında 'sat-yap' mantığı ile işliyor'
Müteahhitlerin ekonomik krizden dolayı elindeki işler ile ilgili çeşitli sıkıntılar yaşadığını belirten Bayram, 'Ekonomik kriz içerisinde iş alıp da bitirememe değil de; önceden programlarını yapmış, önceki ekonomik verilere göre; kat karşılığı anlaşmalarını yapmış, daire fiyatlarını belirleyen arkadaşlar var. Çünkü bizim sektör her ne kadar 'yap-sat' mantığı ile işliyorsa da; aslında 'sat-yap' mantığı ile işliyor. Yani henüz daha tabiri caizse toprakta iken, temelde iken insanlar bağlantılarını yapıyorlar. Yani müşterilerle birlikte dairelerin fiyatlarını belirliyorlar. Genel olarak da bir maliyet analizi yapıyorlar. Bir önceki fiyatlara göre fiyatlar artınca hem arsa değeri yüksek olarak yüzde oranında fazla oluyor. Bundan kastımız maliyetler yükseliyor. Sizin satmak istediğiniz ürünlerde de inanılmaz derecede bir fiyat düşüşü oluyor, pazar daralıyor. Ondan dolayı elinde iş olan müteahhit arkadaşlarımız belki işlerini tamamlamama konusu çok düşük orandadır. Ama gecikme anlamında, zaman anlamında biraz daha alınan süreler tam anlamıyla belki yerine getirilemiyor. Ama gecikmelerde olsa da İnşaatlar tamamlanıyor. Şanlıurfa'da çok şükür yani çok fazla değilse de belki 3 veya 5 esnafımızın ciddi sıkıntıları oldu, iflaslar oldu. Allah onların yardımcısı olsun. Ama genel itibarıyla Urfa'da inşaat sektöründeki ekonomi yapısı güçlüdür. Çünkü öz sermayesi ile çalışan arkadaşlarımız çoktur. Ama bu şekilde devam ederse ne kadar dayanabiliriz. Yani ben de kendimi dahil etmek durumundayım. Orasını ancak Allah bilir.' diye konuştu.
'2019'da devletin bu sektöre
bakış açısını değiştirmesi lazım'
İnşaat sektörünün eski seviyesine gelmesi için 2019 yılından beklentilerini dile getiren Bayram, 'Bizim bütün ümidimiz 2019 yılı inşallah hayırlı bir yıl olacaktır. Böyle bir beklentimiz var. Yani 2019'da devletin bu sektöre bakış açısını değiştirmesi lazım. Hem de vatandaşın artık bu dibin dibi deyip, yani dip fiyatlar deyip dibi gördükten sonra daire alayım demesinden vazgeçmesi lazım? Bu dibin dibidir. Yani şu anda piyasada satılan konutlar eğer yeniden imar edilmeye, yeniden tesis edilmeye kalkılırsa şu anki fiyatların yüzde 50 üstünde olur. Gelecek dönemde devletinde bazı getirmiş olduğu hükümlülükler inşaat sektöründe maliyet arttırıcı bazı durumlar var. Şu ana kadar işçilikleri yansımamış bir maliyet var. Bundan sonraki dönemde mecburen işçilikleri da yansıyacaktır. Bu şu anki piyasadaki bulunan daireler yeniden imar edilirse en az yüzde 50 farklı olacaktır. Yani 100 bin liradan örnek versek. 100 bin liraya daire almak isteyen vatandaş bugün için alabilir ama 2019'un ilk yarısında bu daireyi 150 bin liradan aşağı mümkün değil alamazlar.' ifadelerini kullandı.
'İnanılmaz bir konut yığılması oluştu'
Şanlıurfa'da tarımdan gelen paranın bir kısmının emlak sektöründe değerlendirildiğine dikkat çeken Bayram, 'Satış ile ilgili bizim bölgemiz için söylüyorum. Bizde sanal bir piyasa vardı. Şanlıurfa daha çok tarım ağırlıklı bir şehir olduğu için tarımdan gelen paranın hepsi farklı sektörlerde değerlendiriliyor. Bunlardan biri de emlak sektörüdür. Emlak sektöründe hem arazi olarak, hem de konut olarak daha önce piyasada bir sürü oyuncular vardı. Bunun bir kısmı konutu oturmak için veya konutu kiraya vermek için alan nihai tüketicilerdi. Bir kısmı da bunu bir borsa kağıdı gibi görüp, kar amaçlı ticaret yapan vatandaşlardı. Piyasada daralma olunca piyasa oyuncuları piyasadan çekildi. Onun için inanılmaz bir konut yığılması oluştu. Konut fiyatları şuan bizim maliyetlerimizin çok altında mesela önümüzdeki maliyetlerin yüzde 50'sinin altında, şu anki maliyetlerimizin yüzde 30'unun altındadır.' şeklinde konuştu.
'Eğer konut kredilerinde bir iyileştirme olursa, müteahhitlik sektörünü destekleyici bazı önlemler alınırsa bir düzelme olur.'
Piyasada ciddi bir daralmanın olduğuna, devletin ise bu daralmaları ortadan kaldırmak için destek sağlaması gerektiğini belirten Bayram, 'Yaşanan bu daralmanın önüne geçebilmek için ziraat bankası 0,98'den konut kredileri vereceğini duyurdu. Belki bu biraz tetikleyici olur. Ama bu konuda bir banka yeterli olur mu? Bilmiyorum. Çünkü Türkiye'de çok ciddi sıkıntılar var. Sadece bizim bölgemizde değil. Eğer konut kredilerinde bir iyileştirme olursa, müteahhitlik sektörünü destekleyici bazı önlemler olursa, bir düzelme olur. Devlet 2019 yılına kadar tapu harçlarını binde 3'e sabitlemişti. 2019 yılında tapu harçlarını yine binde 3'ten, binde 4'e çıkaracak. Bu konuda biraz daha esnek davranılması lazımdır. Hükümet, kentsel dönüşümlerde çıkan dairelerden tapu harçları almıyor. Sıfır konutları da buna dahil etmesi lazım. Bu sektörün daha iyi bir seviyeye gelmesi için tetikleyici unsurlar olması lazım. 150 metrekare ve üstü daireler için yüzde 18 KDV oranı vardı. Bunu da 2019 yılına kadar hükümet yüzde 8 olarak durdurmuştu. 2019 yılından sonra yine yüzde 18 olacak ama bunu yine yüzde 8'de tutmasını arzu ediyoruz. Piyasada müteahhitler ellerinden geleni yapıyorlar. Vatandaşın da dibin dibi dediğimiz yeri de beklememesi gerekiyor. Bu ülkede bir iflas olursa, kendisinin aldığı evinde bir mantığı kalmaz. Onun için gerçekten de konut ihtiyacı olan ve yatırım yapmak isteyenler için bundan daha iyi bir fırsat olamaz.' dedi.
'Bu piyasanın en iyi oyuncusu demirdir. Çünkü demir, günlük fiyatlarını duruma göre ayarlıyor'
İnşaat malzemelerinin geçen seneye oranla yüzde 35 ile yüzde 40 arasında artığına dikkat çeken Bayram, 'Demir fiyatları geçen yıl 1,5 ila 2 lira arasında değişiyordu. Daha sonra da 4,2 liraya kadar çıktı. Şuan da 3,2 ila 3,1 lira seviyesindedir. Bu piyasanın en iyi oyuncusu demirdir. Çünkü demir, günlük fiyatlarını duruma göre ayarlıyor. Ama seramikte, boyada ve diğer minimum malzemelerde bu iş böyle değildir. Bir defa zam yapıldı mı, aylar sonra buna bir düzenleme yapılabiliyor. Bazı malzemelerdeki fiyat farkı yüzde 100 bulurken, bazı malzemelerde de yüzde 10'u bulabiliyor. Ama genel malzemelerin fiyatında geçen seneye göre yüzde 35 ila yüzde 40 arasında bir fark var.' diye konuştu.
'Devletin bu kör düğümü çözmesi için bu konuya el atması gerekiyor'
İnşaat sektörünün ödeme ve tahsilat noktasında kilitlendiğinin altını çizen Bayram, 'Şu anda tahsilatta çok ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyoruz. belki diğer müteahhit arkadaşlarımızla finansımızı oluşturmuşuz ama müşterilerden gelecek olan cari hesaplarda ciddi sıkıntılar var. Biz bunları alamayınca, karşı tarafa da ödemenin ertelemesi talebinde kalıyoruz. Bazı arkadaşlarımız bankalardan talep ediyorlar. Bankacılar da şu anda müteahhitlere çok sıcak bakmıyorlar. Yani bir kavşakta trafik nasıl kilitlenirse, bu sektörde de trafik kilitlenmiştir. Devletin bu kör düğümü çözmesi için bu konuya el atması gerekiyor. Bu sektörde herkes birbirleriyle bağlantılıdır.' ifadelerini kullandı.
'Müteahhitler kaderine
terkedilmiştir'
İnşaat sektörünün yaşadığı kriz ve durgunluktan çıkmasında en önemli rolü devletin oynadığını ifade eden bağlayan Bayram, 'Sektörün krizden çıkması için sadece bu yıl için bir önlem değil de genel müteahhit sektöründe bir önlem alınması lazım. Bu manada İnşaat sektörünün Türkiye'nin lokomotifi ve Türkiye'nin çarkını çevirdiği söylenir. Ama maalesef müteahhitler kaderine terkedilmiştir. Yani hiçbir tedbir ve önleyici bir yasa yok. Yani bir vatandaş isterse yarın sabah 15 dakikada gidip müteahhit olabiliyor. Bir de devlet bunları kontrol altında tutmuyor. Teminat mektubu almıyor. Biz isteriz ki devlet bizi denetlesin, teminat mektubuna alsın. Hem tüketiciyi korusun, hem malzeme satıcıyı korusun, yani sektörün bütün oyuncularını korusun. Devlet baba bizim başımızda bunun teminatı olsun. Nasıl devlet kendi ihalelerinde, inşaat ihalelerinde teminat mektubu alıyorsa, buna bir düzenleme getirip müteahhitlerden teminat mektubu almalıdır. Bunu koruduğu ciddi insanların, ciSddi firmaların yapması gerekiyor. Her şeyden önce orada bir yaşam var. İnsan canı var. Sağlam konutlar üretmek için finansın da sağlam olması lazım. Finans sağlam olmazsa insanlar her türlü malzemeden inşa etmeye çalışırlar. Bu yüzden sonrasında hüsran olur. Bizim arzumuz devletin bu konuya ciddi şekilde el atması lazımdır. Şu anda bu krizden çıkmamız için müteahhit arkadaşlarımızın da yeni projelerini bir süre ertelemeleri lazım. Yani yeni konut üretimi değil de varsa öyle bir planları kendi ellerindeki daireleri tutsunlar, kendi ellerdeki daireleri zamana yayarak satmayı düşünsünler. Çünkü her yeni yapılacak inşaat bir önceki inşaatı daha kötü duruma getirecektir.' diye konuştu.
'İş oranımız piyasanın durumunda dolayı yüzde 80 düşüş gösteriyor'
Karaköprü ilçesinde inşaat malzemeleri satan Mehmet Yunus Pehlivan ise piyasadan dolayı satışlarının yüzde 80 düştüğüne dikkat çekerek 'Geçen yılki oranla hemen hemen yüzde 20 oranında fiyat farkı var. Geçen sene aralık ayında çimento fiyatı 12 lira 75 kuruş ile 13 lira arasındaydı. Şimdi ise 14 lira civarında. Demir aynı şekilde geçen sene 2 bin 600 liraydı, şimdi 3 bin 50 liradır. Arada hemen hemen yüzde 20 ile 30 arasında bir fark var. Bims(briket) ise geçen sene 850 lira ile 900 lira arasında değişiyordu. Bu yılda bin lira ile bin 50 lira arasında değişiyor. Yani iş oranımız piyasanın durumunda dolayı yüzde 80 düşüş gösteriyor. Genellikle piyasa tamamen dolara bağlandı. Dolar düştükten sonra enflasyon olayı başladı. Piyasanın biraz durulması gerekiyor.' dedi.