Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Beştepe'de düzenlenen Türk Savunma Sanayii Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, 'Fırat'ın doğusunu bölücü terör örgütünden kurtarmaya yönelik harekatımıza birkaç gün içinde başlayacağımızı ifade ediyoruz' diyerek net mesajlar verdi.

Vizyonu 'Küresel Güç Türkiye' kavramıyla belirlenen zirvede, finansmandan, insan kaynağına ve teknoloji üretimine kadar geniş bir yelpazede ortaya konacak görüşlerin hayata geçirilmesi için kamu ve özel sektörün üzerine düşeni yapacağını ifade eden Erdoğan, 'Günümüzde savunma teknolojilerinde güçlü ve bağımsız olamayan ülkelerin ve milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir' diye konuştu.

'KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ'

ABD'nin Münbiç'te bir oyalama taktiği uyguladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Münbiç'te hala netice alamadık. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Ne zaman biz Suriye'de sahaya indik, işte o zaman işin gidişatı değişti ama bizi çok oyaladılar. Dedik ki 'Artık kusura bakmayın, indik, iniyoruz' ve bir gece ansızın indik ve ondan sonra iş lehimize döndü. Yıllarca DEAŞ diyerek Suriye'nin altını üstüne getirenlerin balonlarını Fırat Kalkanı Harekatı'nda birkaç ay içinde patlattık. Aynı şekilde Zeytin Dalı Harekatı'yla da bir başka balonu söndürdük' diye konuştu.

'30 BİN TERÖRİSTİ EĞİTİME ALDILAR,

SİZ KİMİ UYUTUYORSUNUZ?'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika ile derin görüş ayrılıkları yaşandığının bir gerçek olduğuna dikkati çekerek, genel olarak Suriye ve özellikle de Münbiç ve Fırat'ın doğusu konusunda Amerika'nın Türkiye'ye verdiği sözleri ve sonuçları da paylaşacağına değindi. Daha önceki mutabakatları, görüşmeleri, sözleri bir kenara bırakıp meseleyi anlatmaya Fırat Kalkanı Harekatı ile başlamak istediğini ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: 'DEAŞ bahanesiyle ülkemizin güney sınırları muhtelif terör örgütleri tarafından adeta kuşatılınca Amerikalılara bunun sürdürülemez bir durum olduğunu ifade ettim. Onlar da şahsıma 'Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduklarını, bizim rahatsız olduğumuz terör örgütleriyle ilişkilerinin de taktiksel mahiyet taşıdığını' söylediler. Nasıl taktikselse? Son olarak 30 bin teröristi bölgede eğitme adımlarını atmaya başladılar. Diyorlar ki 'Yok böyle bir şey.' Tüm dünya medyası bunu tespit etmiştir. Hepsinin elinde bu bilgiler var. Bu doğru mu? Ne yaptığınızın farkında mısınız? Bununla da kalmadılar. Bölücü terör örgütü ile olan ilişkilerini her geçen gün daha da ileriye taşıdılar. Birlikte onların paçavralarını, sallıyorlar. Ortak devriye, ortak eğitim aşamasına kadar getirdiler bu işi. Bölücü terör örgütüne verilen silahlarla ilgili itirazlarımıza 'ağır silah vermedik' dediler. Mevcutları da 'DEAŞ tehdidinin ortadan kalkması ile toplayacakları sözüyle mukabele ettiler. Kimi uyutuyorsunuz' ifadelerini kullandı.

'AMAÇ TERÖRİSTLERİ TÜRKİYE'DEN KORUMAKTIR'

Suriye'nin DEAŞ'ın ardından PYD/YPG zulmü altında inlemeye başladığına dikkati çeken Erdoğan, ' Neticeye baktığımızda ise PYD'ye verilen desteğin neredeyse 20 bin tırı aştığını görüyoruz, 3 binin üzerinde kargo uçağı silah, malzemenin bölgeye geldiğini görüyoruz. 22 tane üs var bölgede, buraya bunlar geliyor. Üstelik tüm bunlar, ABD askerlerinin nezaretinde, belki yönlendirilmesinde yapılmıştır. Türkiye'nin artık bu gidişata tahammül edemeyeceğini belirterek, meşru müdafaa veya müdahale hakkını kullanma ihtimaline karşı da Amerikan askerleri teröristlerin aralarına serpiştirilmiştir, yerleştirilmiştir. Yine Amerikan askerleri tarafından kurulan radar üsleri ve gözlem noktalarının hedefinin de ülkemizi teröristlerden değil, teröristleri Türkiye'den korumak olduğu aşikardır.' diye konuştu. Amerikan hava unsurlarının bölgedeki tüm faaliyetlerinin teröristlerin güvenliğini sağlamaya, faaliyetlerini rahatça icra etmelerini temine yönelik olduğuna işaret eden Erdoğan, bu ülkenin toprak bütünlüğünden bahisle Türkiye'nin oluşturduğu güvenli bölgelerden çekilmesini talep edenlerin Suriye'nin neredeyse üçte birini işgal altında tutan terör örgütüne yönelik hiçbir söz ve eylem içinde olmadığının altını çizdi.

'SURİYE'DE ARTIK DEAŞ DİYE BİR TEHDİT YOKTUR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Suriye'de artık DEAŞ diye bir tehdit yoktur. Bu, bizim için bir masaldır. Güya bu örgütün hala etkinlik gösterdiği 150 kilometrekarelik bir alandan söz ediliyor. Eğer bütün mesele buysa biz Türkiye olarak bu bölgedeki DEAŞ unsurlarını derhal etkisiz hale getirmeye hazırız. Biz bunu yaparız. Hiç onlara gerek yok. Elbette bunun Suriye üzerinde uygulanmaya çalışılan asıl planın bir bahanesi, sahte görüntüsü, oyalama taktiği olduğunu biliyoruz. Bölgedeki DEAŞ unsurlarının kimler tarafından beslendiğini, eğitildiğini, ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere hazır halde tutulduğunu da gayet iyi biliyoruz.' Amerika'nın Türkiye'ye verdiği sözlerin her birinin tarihinin, kiminle yapıldığının, ne dendiğinin devletin kayıtlarında mevcut olduğunu aktaran Erdoğan, Türkiye sınırlarının dibinde oynanan bu oyuna daha fazla seyirci kalınmayacağının her fırsatta muhataplara söylendiğini hatırlattı.

'HAZIRLIKLARIMIZI DA TAMAMLADIK'

'Burada ifade ettiğim hususların hiçbiri bizim için meçhul, sürpriz, oyun bozanlık değildir.' diyen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: 'Fırat'ın doğusu ile ilgili ikazlarımızı yaparken, aynı zamanda hazırlıklarımızı da tamamladık. İşte Deyrizor, işte Münbiç. Deyrizor petrol yataklarını bu terör odakları kullanıyor. Oradan yılda 600-650 milyon dolar ham ve işlenmiş petrol olarak gelir elde ediyorlar. Kaynak neresi demeyin, işte kaynak burası ve onlara göz yumuluyor. Bizim ne Amerikan yönetimine ne de Suriye'deki Amerikan askerlerine yönelik bir husumetimiz bugüne kadar olmadı. Bu anlayışla Fırat'ın doğusunu bölücü terör örgütünden kurtarmaya yönelik harekatımıza birkaç gün içinde başlayacağımızı ifade ettik, ediyoruz. Hedefimiz asla Amerikan askerleri değildir, bölgede faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarıdır. Bunun da altını özellikle çiziyorum.'

'SURİYELİLER ANCAK BU ŞEKİLDE EVLERİNE DÖNEBİLİR'

Türkiye'de bulunan yaklaşık 4 milyon Suriyelinin kendi evlerine dönüşlerinin, ancak bu şekilde mümkün kılınabileceğini vurgulayan Erdoğan, 'Hiçbir siyasi çıkar, bir ülke halkının kendi vatanında huzurlu ve güvenli şekilde yaşamasına katkıda bulunmak kadar önemli olamaz. Türkiye'yi üzerine yüklenen bu büyük yükle baş başa bırakıp üstelik bir de sınırları boyunca sürekli tehdit oluşturacak bir yapı kurmaya çalışmak, açıkça bu millete husumet beslemek demektir. Biz ülkemize ve milletimize tuzak kurmaya çalışanlarla değil, dostluk gösterenlerle yol yürüyeceğiz.' diye konuştu.