Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, CNN Türk'te Hakan Çelik'in 'Hafta Sonu' programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Başbakan Yardımcısı Akdağ, vatandaşların, aşı takvimine alınan 13 aşıyı hiçbir endişeye kapılmadan çocuklarına yaptırmaları gerektiğini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, 'Aşı önemli bir konu. Aşıyla önlenebilir hastalıklarla binlerce, on binlerce çocuğun hayatı kurtuluyor. Yani çocuklar hastalıklara yakalanıp ölmüyorlar ya da hastalıklardan dolayı belli engellilikler gelişmemiş oluyor. Dolayısıyla aşı konusunu gerçekten önemsemeliyiz.' dedi.

Aşı ile önlenebilir hastalıklarla binlerce, on binlerle çocuğun hayatının kurtulduğunu, çocukların hastalıklara yakalanıp ölmediğini, hastalıklardan dolayı belli engelliliklerin gelişmediğini ifade eden Akdağ, 'Aşı konusunu gerçekten önemsemeliyiz. Biz bunu Türkiye Cumhuriyeti olarak çok başarılı bir biçimde yaptık. 2002'de AK Parti olarak iktidara geldiğimizde çocuklar 7 aşı ile aşılanıyordu. Şimdi 13 aşı ile aşılanıyor. Bunlar devletin ücretsiz yaptığı aşılar.' diye konuştu.

'Vatandaşlarımız Sağlık Bakanlığı'na itimat etmeli'

Vatandaşların, Sağlık Bakanlığı'na bu konuda itimat etmesi gerektiğini ifade eden Akdağ, 'Çünkü Sağlık Bakanlığı işini çok iyi bilen uzman heyetlerle aşı konusunu her zaman çalışır. Geçmişte de böyle oldu, şimdi de böyle. Sağlık Bakanlığı'nın aşı takvimine aldığı, satın aldığı aşılardan hiçbir aile endişe etmemelidir. Bu hususta Sağlık Bakanlığımız gerçekten çok hassas davranır. Sağlık Bakanlığı'mızın aşı takvimine aldığı 13 aşı, bu aşıların alınma şekilleri kaliteleri hususunda vatandaşlarımız hiçbir endişeye kapılmamalıdır ve mutlaka çocuklarını aşılatmalıdır.' değerlendirmesini yaptı.

Sağlık konusunda dedikodu mahiyetinde internette dolaşan bir takım bilgilerin vatandaşın kafasını zaman zaman karıştırdığını anlatan Akdağ, 'Halbuki sonuçta bu bir bilim alanı. Türkiye'de bilim insanları, bu hususta oluşmuş olan komisyonlar, Sağlık Bakanlığı adına çalışıyorlar. Bu komisyonlarda Türkiye'nin aşı konusunu en iyi bilen hocaları var. Öyle bir iki kişi falan da değil. Belki zaman zaman sağlık camiasından da bir takım iddialar ortaya çıkıyor. Ama Sağlık Bakanlığı adına, Sağlık Bakanlığı'nın karar verici mekanizmaları içinde 5, 7, 8,10 hocadan oluşan ve işinin erbabı olan komisyonlar karar veriyor. Dolayısıyla bu hususta tereddüt etmemek lazım.'

'Suriye ve Irak'tan gelen insanlar ve çocuklarla beraber Türkiye'de ilave sağlık sorunları oluştu mu? Türkiye'de görülmeyen, unutulmuş, sönmüş hastalıklar tekrarladı mı?' sorusu üzerine Akdağ, bunların oluşmadığını, çünkü sınırdan gelen her çocuğun dikkatli biçimde aşılandığını söyledi.

Suriye'nin geçmişte, Esed'in zulmü başlamadan önce de aşılama ve halk sağlığı konusunda iyi bir ülke olduğunu anlatan Akdağ, 'Sıtma konusu diyelim ki Orta Doğu ve Afrika'da bir problemdi, Türkiye'de de geçmişte bir problemdi. Türkiye bu problemi güney ilçelerinde yendi. Biz bunu yendik kendi dönemimizde. Suriye de sınırın öteki tarafında yenebildi. Dolayısıyla oradan böyle bir risk gelmedi. Aşılama konusunda da elbette aşılanmazsa çocuklar, bahsettiğimiz sıkıntılar ortaya çıkıyor. Ama çok hassas davrandık, biz Suriyeli çocukları da aşıladık. Dolayısıyla şu ana kadar Suriye'den gelen sığınmacılar, misafirlerimiz ya da onların çocukları sebebiyle yayılmış, artmış herhangi bir hastalık olmadığını biliyoruz.' diye konuştu.

'Sigara konusunda Türkiye, dünyada en büyük başarılarına imza attı'

Yasak ihlallerinin daha çok büyük şehirlerde yaşandığına değinen Akdağ, şöyle konuştu:

'Konu tamamen bir uygulama konusu. Şu anda Türkiye'de bu işle ilgili kanunlar, ikincil mevzuat yeterli. Ciddi cezalar var. Cezaların yaptırım gücü çok iyi. Para cezası, katlanarak giden para cezası, tekrarında müessesenin kapatılma cezası var. Dolayısıyla cezalar aslı yerli yerinde oluşturulmuş durumda. Uygulamada valilerimizin konuyu yakından takip etmesi lazım. Özellikle metropol valilerimizin, yani İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir'in, diğer büyük şehirlerimizdeki valilerin konuyu yakından takip etmesi gerekiyor. Sigara konusunda Türkiye, dünyada en büyük başarılarına imza attı. Cumhurbaşkanımız Dünya Sağlık Örgütü'nden ödül aldı. Dünya Sağlık Örgütü bizlere ödüller verdi. Neden? Çünkü yüzde 32'ler civarında olan sigara içme oranı 2008'lerde, 4 yıl içerinde yüzde 27'ye geriledi. Sonraki 4 yıl içerisinde de yüzde 31'e çıktı yeniden. Bu yüzde 31'e çıkışta incelediğimiz zaman şunu görüyoruz: Daha ziyade kadınlarda ve gençlerde sigara içme oranlarının artışı bu oranları yükseltti. Demek ki bizim odak grubumuz, daha ziyade üzerine eğilmemiz gereken, mücadele etmemiz gereken grubumuz gençlerimiz ve kadınlarımız. Bunun için de yeni bir stratejik plan ve eylem planı hazırlıyoruz.'

Yeşil Dedektör uygulaması

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, kapalı alanlarda sigara içiminin önüne geçmek için geliştirilen 'Yeşil Dedektör' adlı cep telefonu uygulaması hakkında da bilgi verdi. Kişilerin cep telefonlarına indirdikleri uygulama sayesinde kapalı alandaki ihlalleri telefon açmadan ilgililere bildirebileceğini belirten Akdağ, 'Konum belirleniyor, orada ihlalin olduğu belirleniyor, sistem Sağlık Bakanlığı ekiplerine haber veriyor ve en yakın ekipler olay mahalline geliyor.' dedi.

Ekiplerin mobil hareket ettiklerine de dikkati çeken Akdağ, 'Ekiplerin elinde tabletler var ve sistem bir yazılımla en yakın ekibe yol gösteriyor ve en yakın ekip de elindeki tabletle olay yerine hareket ediyor.' diye konuştu.

'Binalarımızın yüzde 25'i depreme dayanıklı değil'

Başbakan Yardımcısı Akdağ, eğitim merkezlerinin sayısını da artıracaklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

'Belli araştırmalar sonucu yapılan bir tahmin, Türkiye'de binalarımızın yüzde 25'i depreme dayanıklı değil. Çok büyük bir oran, Japonya ile asıl farkımız burada. Japonya'da bu oran yüzde 8. Türkiye'de bu oran bazı illerde yüzde 25'in de üstünde.'

'Cumhur iktidarı da diyebiliriz'

Çelik'in 'Seçim süreci nasıl görünüyor? Birinci tur, ikinci tur oy oranları tahminine ilişkin elinizde son bir bilgi var mı?' şeklindeki soru üzerine Akdağ, AK Parti'nin seçime çok hazır bir parti olduğunu vurguladı.

MHP ile kurdukları Cumhur İttifakı için, 'Cumhur İktidarı' ifadesini kullanan Akdağ, Hakan Çelik'in 'Cumhur iktidarı mı diyorsunuz?' şeklinde araya girmesi üzerine, gülümseyerek, 'Cumhur iktidarı da diyebiliriz. Bunda da bir mahsur yok' ifadesini kullandı.

Cumhur İttifakı ile iyice güçlendiklerini kaydeden Akdağ, 'Burada hedefleri belli olan iki parti bir araya geldi. Nedir hedefler? Bizim hep 'Rabia' olarak ifade ettiğimiz, bayrak, millet, devlet, vatan, güçlü bir Türkiye, refahı hızla artan, huzur içinde bir Türkiye... Öteki tarafta adına ittifak dedikleri şey gerçekten bir garabet.' diye konuştu.

Öbür tarafta dünya görüşleri, tarzları birbiriyle alakasız partilerin bir araya geldiğini anlatan Akdağ, 'HDP'nin genel başkanı hakkında birtakım olumlu ifadeler kullanan ya da işte buna benzer bir tavır sergileyen bir Saadet Partisi Genel Başkanı ya da Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni, PKK ile kol kola siyasi hayatına devam eden bir HDP ya da işte farklı bir tona bürünmüş bir İP...' dedi.

Kendilerinin ısrarla AK Parti dediklerinde bazılarının 'AKP' ifadesini kullanıldığını hatırlatan Akdağ, 'Neticede Allah korusun bu bahsedilen ittifak bir bilinmezler ittifakı. Türkiye'yi hızla baş aşağı götürecek, başarılı olsalar ki Allah'ın izniyle olamayacaklar, bir ittifaktan bahsediyoruz. Neye 'Tamam' diyorlar? Türkiye huzura doğru gidiyor, terörü yendik, alt ettik tamamen buna mı 'tamam' diyorlar, artık bu devam etmesin mi? Refahımız hızla artıyor buna mı 'devam etmesin' diyorlar.' şeklinde konuştu. AA