Röportaj: İshak Polat- Seyfullah Polat / Abdullah Melik'e sizin için sorduklarımız ve aldığımız cevaplar

Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası hakkında bilgi alabilir miyiz?

Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası, 1954 yılında Anayasanın 135. Maddesinde belirtilen kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olarak, 7303 sayılı Yasa, 66 ve 85 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle değişik 6235 sayılı Yasayla 1954 yılında kurulan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) çatısı altında faaliyet gösteren yarı kamu niteliğinde bir STK'dır.

Bu çatı kurum altında Ziraat Mühendisleri Odalarına kayıtlı yaklaşık 50 bin Ziraat mühendisi olup Şanlıurfa Ziraat Odası'na kayıtlı 1.600'ün üzerinde üyemiz bulunmaktadır.

Odamız görev ve faaliyetleri olarak ziraat alanında bilirkişi eğitimleri düzenlemek, bu faaliyetleri yürütmek, kamusal alanda hasar tespitlerini gerçekleştirmek, ürün maliyet raporlarını hazırlamak gibi faaliyetlerin yanı sıra kamu ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın sorunlarını tespit etmek bunların çözümü için gerekli çalışmaları yürütmek, meslektaşlarımızın hak ettiği ücretleri alabilmelerini ve en iyi çalışma şartlarına sahip olmalarını sağlamak için faaliyet yürütmek gibi çalışmalarımız bulunmaktadır.

Bunların yanı sıra Ziraat Mühendisleri Odası olarak bir diğer asli görev ve faaliyet alanımız ekimden hasada kadar ( tohumun, fidenin hazırlanması, ekimi, ilaçlanmanın ayarlanmasında, ilaçlamada, zararlılar ile mücadelede ve bir çok alanda zaman ve metot belirleyerek) çiftçinin her zaman yer almaktır.

Türkiye ve Şanlıurfa tarımı için Ziraat Mühendislerinin önemi nedir?

İnsanların yaşaması, hayatını idame ettirmesi için havaya, suya ve gıdaya ihtiyacı vardır. Yaşamın sürmesi için bu üç temel şeye ihtiyaç vardır. Dolayısı ile canlıların beslenmesi için gerekli olan gıda temini için çiftçilere ihtiyaç vardır. Ama çiftçi tarımsal üretimde tek başına yeterli olamaz. Dolayısı ile Ziraat Mühendisinin yardımına ve desteğine ihtiyacı vardır. Çünkü Ziraat Mühendisi ziraatın her alanında eğitim almıştır, ihtisaslaşmıştır. Çiftçi ile Ziraat Mühendisi bir bütündür. Ayrılmaz bir ikilidir. Ziraat Mühendisi tarımsal üretimin bel kemiğidir. İşte bundan dolayı da Tarım ülkesi Türkiye ve tarımın başkenti Şanlıurfa için Ziraat Mühendisleri olmazsa olmazdır. Hele hele tarım şehri Şanlıurfa için Ziraat Mühendisleri hayatı statüde olan bir meslek grubudur.

Bu sorumuzu çiftçi için sorarsak? Biraz daha açarsak?

Çiftçi açısından Ziraat Mühendisi aslında danışmandır diyebiliriz. Ziraat Mühendisi toprağın işlenmesinde, tohumun hazırlanmasında, fidenin hazırlanmasında, ekim ve dikim işlemlerinde zaman ve metot belirler. Çiftçi bu metot üzerinden ekim ve dikimini gerçekleştirir. Ekim ve dikimden sonra ortaya çıkan hastalık ve zararlılarda Ziraat Mühendisinin önemi bir kat daha oraya çıkıyor. Bu hastalıkların ve azarlıların tespitinde, ilaç müdahalesi sırasında ilacın ve dozun belirlenmesi yine Ziraat Mühendisi devreye girer ve müdahale eder. Ürünlerin toplanması, sınıflandırılması, depolanması, pazarlanması yine Ziraat Mühendisin işidir. Özetle çiftçisiz bir tarım, Ziraat Mühendissiz bir çiftçi düşünülemez diyebilirim.

Artan nüfus, azalan tarım alanları ve gıdaya olan talebin her geçen gün artması Ziraat Mühendislerine olan ihtiyacı her geçen gün arttırmaktadır diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Sizin de tespitiniz üzere dünya nüfusu arttıkça gıdaya olan talep artmakta buna karşın tarım alanları daralmaktadır. Artan nüfusu doyurmak, giydirmek, başta çiftçilerin ve Ziraat Mühendislerinin görevi. Dünya için bu meslekler olmazsa olmaz bir meslek grubudur. Toprağı işlemek, ürünü ekmek, hasatı gerçekleştirmek için çiftçi ile Ziraat Mühendisi bir bütündür ve bütün olmak zorundadır. Artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için yeni tekniklere, farklı tarım uygulamalarına ihtiyaç vardır dolayısı ile bu işi gerçekleştiren çiftçilere yardımcı olacak, yol gösterecek olan da Ziraat Mühendisidir ve bundan dolayı mesleğimizin önemi her geçen gün artmaktadır diyebilirim. Pandemi süreci bize sağlıkçıların hayatımızda ne kadar önemli olduğunu gösterdi ama aynı zamanda ziraatçıların de sağlıkçılar kadar önemli olduğunu da ortaya koydu.

Koronavirüs salgını da bir kez daha gıda, gıda arz güvenliğinin önemini ortaya koydu. Bundan hareketle tarımsal üretimin önemi hakkında sizin düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Koronavirüs salgını, bir diğer adı ile pandemi süreci gerçekten de tarımsal üretimin ne kadar hayati bir konu olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bu konuda bizim bir sloganımız vardı; ' Pandemi insanı öldürür ama açlık insanlığı öldürür' bu gerçeği yaşadık. İnsanlar evinde otururken ekmek yemek, süt içmek sebze tüketmek zorunda. İnsanlar petrol içemez, kömür yiyemez. Türkiye olarak her ne kadar biz gıda konusunda sıkıntı yaşamasak ta bu süreçte bir çok ülke ciddi sıkıntılar yaşadı. Türkiye neden sıkıntı yaşamadı diye sorarsanız; hem tarım ülkesi olmamız hem de alınan tedbirler ile tarımsal üretimin devam etmesi bizi sıkıntıya düşmekten korudu. Pandemi süresince insanlarımız evde kalmak zorunda kalırken tarımsal üretimin bütün unsuları işlerin başında idi. Aynen sağlıkçılar , siz gazeteciler gibi çiftçilerimiz, Ziraat Mühendislerimiz de işlerinin başında idi. Özetle; Pandemi süreci bize tarımın ne kadar önemli olduğunu kanıtladı ve Kişisel görüşüm; bu süreçten sonra dünya üzerindeki ülkeler tarımsal üretim konusunda ki politikaların bir kez daha gözden geçireceklerdir.

Tarımsal üretimin Türkiye ve tarımın başkenti dediğimiz Şanlıurfa için önemi hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Türkiye bir tarım ülkesi. Biz sanayi ülkesi olmadık ve olamayız da. Şanlıurfa'ya gelince; ilimiz bir tarım şehri. Konya ve Ankara'dan sonra tarımsal üretimde Türkiye'nin üçüncü şehri. GAP Projesi ile birlikte sulamanın yaygınlaşması sonrasında ilimizin tarımsal üretimi kat be kat arttı. Türkiye pamuğunun yarısı, fıstık üretimin yarısı kımızı mercimeğin 36'sı, hububatta hakeza öyle arpa, buğday gibi bir çok ürünün önemli yetiştiricisiyiz. İşlenebilir 11 milyon sulanabilir 3.5 milyon dönüm civarında arazi ile Şanlıurfa önemli bir tarım potansiyeline sahip. GAP Projesi yatırımları kendi kendisini amorti etmiş. Eğer buradan kazanılan buraya yatırılmış olsa idi Şanlıurfa Türkiye tarımını çağ atlatır. Biz bu potansiyele sahibiz ve buna inanıyoruz. On binlerce çiftçinin bulunduğu bir şehirde Ziraat Mühendisleri bu potansiyelin daha da arttırılması, çiftçimizin daha bol verim alabilmesi adına sahadayız. Ülkemiz ve Şanlıurfa topraklarının doğru ve daha etkin kullanılması adına diyebilirim ki Şanlıurfa için en önemli meslek grubudur ve bu mesleğe gereken önem verildiği takdirde Türkiye ve Şanlıurfa tarımda küresel oyuncu olacaktır.

Ülkemiz ve Şanlıurfa tarımı için Ziraat Mühendislerinin önemini konuştuk. Peki sizin açınızdan Ziraat Mühendislerinin sorunları nedir?

Öncelikle işsizlik. Ziraat Mühendisleri çok büyük bir işsizlik sorunu ile karşı karşıyalar. Ki bu konuda ülkenin ihtiyacı var ve 3 yıl önce Bakanlarımızdan bir tanesi 10 bin Ziraat Mühendisi alımı yapacağız dedi ve bu konuda her hangi bir adım atılmadı. Bunun yanı sıra Zirai İlaç bayiliği sorunumuz var. Daha önce kazanılmış bir hak olmasına rağmen sınava tabi tutuluyoruz. Özel sektörde meslektaşlarımız ciddi sıkıntılar yaşıyor. Ki bunlar hak edilen ücreti alamama, ekstra mesai yapma gibi. Kaçak ilaç bayileri meslek grubumuz için ayrı bir sorun. Bu sorunda da hem vergi hem insan, bitki sağlığı açısından önemli sıkıntılar doğuruyor. Her ilde bir Ziraat Fakültesinin açılması da mesleğimiz açısından ayrı bir sorun.

İhtiyaçtan fazla açılan Ziraat Fakülteleri eğitim kalitesini düşürmüyor mu?

Maalesef düşürüyor. Bir yandan artan işsiz mühendis sayısı bir yandan açılan fakülteler mühendislikte niteliği düşürüyor. Bakın Harran Üniversitesi bazı bölümlerde kontenjan doldurulamıyor. Tarımın başkenti Şanlıurfa'da Ziraat Fakültesi bazı bölümler kontenjandan dolayı kapanıyor. Böyle bir şey olabilir mi?

Meslektaşlarınızın haklarını korumak, geliştirmek adına Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası olarak neler yapıyorsunuz?

Oda olarak bizim görevimiz sizin de belirttiğiniz gibi meslektaşlarımızın haklarını korumak, geliştirmek ve bu konuda yasaların verdiği imkan, izin ölçüsünde bunu dile getirmek. Bu kapsamda Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası olarak yasaların verdiği haklar çerçevesinde yetkililer ile görüşmekten basın açıklamalarına, oturumlardan eğitimlere kadar demokratik haklarımızın yanı sıra modern zamanın kitle iletişim araçları vasıtası ile sorunlarımızı dile getiriyoruz ve çözüm önerilerini dile getiriyoruz ve bunu da yapmaya devam edeceğiz.

Kamuda, özel sektörde Ziraat Mühendisi açığı var. Tarım sektöründe aslında sizle çok ihtiyaç var. Ama baktığımız zaman işsizlikten dolayı markette çalışan, tablacılık yapan Ziraat Mühendisleri var. Ülkenin bu kadar ihtiyacı varken bu beyin gücünün heba olması, işsiz meslektaşlarınızın bu kadar çok olması sizde nasıl bir duygu yaratıyor?

İnanın çok üzülüyorum ve utanıyorum. Herkesin tarımsal üretimin öneminden bahsettiği, ziraat alanında yetişmiş beyin gücüne ihtiyaç duyulduğunun öneminin daha da arttığı bu günlerde bu alanda yetişmiş beyinlerin heba olması hepimizin ayıbıdır. Aslında ülkemizde kamu ve özel sektörün daha çok Ziraat Mühendisi istihdam etmesi gerekirken geçmişte kazanılmış haklar bile elimizden alınıyor. Mesela; Tarımsal Danışmanlık gibi bir uygulama vardı. Hem ülke tarımı için güzel bir uygulama idi hem de meslektaşlarımızın istihdamı için önemli idi. Ciddi kısıtlamalara gidildi, istihdam edilen mühendis sayısı düştü. Biz bunun yine hayata geçirilmesini istiyoruz. Eskiden sorumlu yöneticilik vardı. Bu da kaldırıldı ve vasfı değiştirildi. İyi tarım ve organik tarım uygulamaları vardı kaldırıldı. Kamu alımlarında KPSS şartı getirildi ve üç yıldır bu da gerçekleşmiyor bizim alanımızda. İşte bunun gibi uygulamalar mesleğimizde işsizliği artırdı ve bu bizlere büyük üzüntü veriyor.

Türkiye'nin tarım politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Maalesef sadece tarımda değil bir çok alanda günübirlik politikalar ile ülkenin eğitim, sağlık tarım ticaret politikalarının yürütüldüğünü düşünüyorum. Kapsamlı ve uzun vadeli değil de kısa vadeli pansumana yönelik günübirlik politikalar ile ülkemizin yönetildiğini düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde eğitim ve tarım politikaları düzenlenirken 50-100 yıllık bir politika oluşturulur ve buna göre uygulamalar hayata geçirilir ve bu ulusal bir politikadır. Kimse bununla oynamaz. Ama bizde her hükümet döneminde farklı politikalar açıklanıyor ve uygulanıyor. Bizim tarımsal anlamda dünya ölçeğinde oyuncu olmamız için güçlü tarım politikalarına ihtiyacımız var. Çiftçiyi, üreticiyi koruyan, teknik anlamda desteklenen, Ar-Ge ye önem veren bir tarım politikamızın olması gerekiyor ki kendi kendimize yetebilelim.

Meslektaşlarınızın haklarını savunurken her hangi bir ideolojik tutum veya yandaşlık söz konusu mu? TMMOB hakkında dönem dönem bu tür iddialar ortaya atılıyor. Var mı böyle bir tutum?

TMMOB ve bileşenleri Aydın, laik, demokrat bir yapı ve çizgidedir. Ziraat Mühendisleri Odası da hakeza aynı çizgidedir. İnsan merkezli bir olayda insana yaraşır bir yaşamı TMMOB ve Ziraat Mühendisleri Odası savunur, arkasında yer alır. Ziraat Mühendisleri Odasının siyasi ve ideolojik duruşu tarımdır, mühendistir, çiftçidir, tarımsal üretimdir. Bunun dışında bir ideolojik bir tutumuz olamaz. Biz üretimin, hakkın, emeğin yanındayız. Kaldı ki bir STK'yız ve çiftçinin, mühendisin, vatandaşın hakkını korumak için elbette yasaların verdiği haklarımızı kullanacağız. Açıklama yapacağız, protesto edeceğiz, eleştireceğiz, çözüm önerilerinde bulunacağız. Bunları yaptığımız zaman bunun ideolojik bir tutum olarak değerlendirilmemesi gerekiyor. Bakın geçen yıl Şanlıurfa'da 2,800.000 dönüm de pamuk ekmiş çiftçimiz. Ama Şanlıurfalı çiftçimiz geçen yıl eski para ile pamukta 627 Trilyon TL. zirai ilaç parası ödemiş. Bunun yanında mazotta 254 Trilyon Tl , tohumda 84 Trilyon TL para gübrede 570 Trilyon TL para ödemiş Bunlar sadece pamuk üretiminde. Şimdi biz bu girdi maliyetlerini söylemek zorundayız yani.

Şanlıurfa için bu kadar önemli bir meslek grubusunuz. Peki bu şehrin geleceğinde, kaderinde ne kadar etkinsiniz? Görüş, öneri ve eleştirilerinize ne kadar önem veriliyor?

Maalesef bu şehrin, ülkenin geleceğinde bizler söz sahibi değiliz. Her şey bir zapturapt altına alınmış. Ülkede gazeteciler hapislere atılıyor, avukatlar, doktorlar gözaltına alınıyor. Bizim asil görevimiz siyaset yapmak değil üretim yapmak. Ama üretim yapınca bir nebze siyasetin içerisine giriyorsunuz. Ürettiğinizin değerini alamayınca mecburen siyasetin argümanlarını kullanmak durumunda kalıyorsunuz. Ülkenin geleceği siyasetle belirleniyor.

Şanlıurfa'nın geleceğinde ise yine aynı şeyler söz konusu. Bu şehrin birinci sınıf tarım alanları imara açılırken kimse Ziraat Mühendislerinin feryadını, çağrısını duymadı. Ha keza tarımsal alanda söylediğimiz öneri ve düşünceleri de kimse hesaba almıyor, almak istemiyor. Maalesef diyoruz, yazık diyoruz. Daha ne diyelim.

Sorunlarınızın dile getirilmesinde yerel medyanın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gerek Ziraat Mühendislerinin sorunlarını gerekse tarımsal alandaki sorunları dile getirirken yerel medyamız yanımızda oldu. Sağ olsunlar bu bizlere yani ziraat mühendislerine verdikleri değerin bir göstergesidir. Yerel medyamız bugüne kadar bizlere destek vermiştir ve bundan dolayı yerel medya mensubu gazetecilerimize teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra Şanlıurfa'nın bir tarım şehir olmasının da etkisi ile tarım haberleri de siz basın mensuplarının doğal olarak ilgisini çekiyor ve buda haberlere yansıyor.

Sizin mesleğinizi seçmek isteyen veya yeni mezun olmuş meslektaşlarınıza önerileriniz tavsiyeleriniz nelerdir?

Genç kardeşlerimize hep şunu söylüyoruz; donanımlı olun. Her şey işini sevmek ve bu işin gerektirdiği donanıma sahip olmakla vücut buluyor. Sevmediğiniz ve donanımlı olmadığınız işte başarılı olamazsınız. Bununla beraber her sektör gibi tarım sektörü de özelleşiyor. Özel sektör biraz daha yoğun bir mesai ister dolayısı ile bu huşulara dikkat etmek gerekiyor. Genç kardeşlerimiz gözünü kamuya dikiyor ve maalesef kamu alımları sıkıntılı halbuki özel sektörde de iş var,. Şanlıurfa'da ihtiyaçta var. yeter ki gayret ve çaba göstersinler donanım kazansınlar derim.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Sormayı unuttuğumuz ama sizin eklemek istedikleriniz nelerdir?

Asıl ben size ve gazeteleriniz GAPGündemi ve Teknogap Tarım Gazetesine teşekkür ediyorum. Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası olarak sorunlarımızı dile getirmemize fırsat verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Özellikle Şanlıurfa'nın ilk tarım gazetesi Teknogap Tarım Gazetesi tarımsal yayıncılık adına sektörümüzdeki arkadaşlarımızın ilgi ile takip ettiği bir gazete olduğunu belirterek bu vesile ile tüm meslektaşlarımıza ve çiftçilerimize esenlikler diliyor selamlarımı iletiyorum.

Abdullah Melik

1970 yılında Urfa'da doğdu Harran Üniversitesi Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri bölümü 1996 yılında bitirdi.1996-2002 yılları arasında Öğretmenlik yaptı,2002 yılında Tarım il Müdürlüğünde Ziraat Mühendisi olarak göreve başladı, 2001-2005 yılları arasında iki dönem TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şubesi Yönetim Kurullarında aktif olarak görev aldı, 2005 2012 yılları arasında 3 dönem TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube Başkanlığını yürüttü ,2014-2015 yılları arasında İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şubesi Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı ,2017-18 yılları arasında Önder Çiftçi Derneği Başkanlığını yaptı, 2014-2018 yılları arasında 2 dönem TMMOB Denetleme Kurulu Üyeliği yaptı, 2019 yılında tekrar TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube başkanlığına seçildi halen oda başkanlığını yürütmekte ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğünde Ziraat Mühendisi olarak çalışmaktadır evli ve 2 çocuk babasıdır.