AA / Kentte sonbaharın gelmesiyle bağcılığın yaygın olarak yapıldığı Hilvan ilçesine bağlı Hasenik Mahallesi'nde sabah erken saatlerde toplanan üzümler, traktörlere yüklenerek şıra alanına taşınıyor.
Çuvallara doldurulduktan sonra taş havuzlarda yöreye has beyaz toprakla birlikte ezilen üzümler şıra haline getiriliyor. Büyük bakır kazanlarda ve odun ateşinde saatlerce kaynatılan şıra günlerce çeşitli işlemlerden geçirilerek pekmez, bastık, sucuk ve kesme haline geliyor.
Kadın, erkek, çocuk herkesin katkıda bulunarak hazırladığı doğal ürünler, kışın sofraları süslüyor.
Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) lezzetiyle ve doğallığıyla ünü yurda yayılan bu yöresel lezzetlerin coğrafi işaret tescilini almak için çalışma başlattı.
ŞUTSO Başkanı Halil Peltek yaptığı açıklamada, kentin somut olmayan değerlerini gün yüzüne çıkarmak adına kurum olarak birçok çalışma yürüttüklerini söyledi.
Bunlardan birinin de Şanlıurfa'da üretilen yöresel ürünlerin coğrafi işaret tescilini almak olduğunu anlatan Peltek, bu kapsamda Türkiye Patent Kurumuyla ortak çalışmalar yaptıklarını belirtti. Peltek, 'Bugüne kadar 25-26 yöresel ürünün tescilini aldık ve coğrafi işaretlerde markalaştık. Pek çok ürünümüz de sırada duruyor. En kısa zamanda tescilli ürün sayımızı artıracağımıza inanıyorum.' dedi.
Peltek, Şanlıurfa'nın bereketli topraklarında üretilen üzümlerden binbir emekle elde edilen bu lezzetleri kent adına tescillemek istediklerini dile getirerek, kaydetti:
'Yöremizde geleneksel yöntemlerle yapılan çekçek, bastık, kesme, sucuk, pekmez gibi ürünlerle ilgili tescil almak için altyapı çalışmamız sürüyor. Bölgemizde geçmişten süregelen siyah üzüm bağlarımız var. Sağlıklı bir üretici portremiz var. Son zamanlarda bu ürünlerle ilgili gerekli çalışmalar yapılmadığı için bağlarda tahribat oluşmuş ve önemsizleşmiş. Oda olarak yöremizin lezzetli çekçek, bastık, kesme, sucuk, pekmez gibi yöresel ürünlerini markalaştırmaya çalışıyoruz.'
Peltek, sulu tarım alanlarının her geçen gün genişlediğine ve üreticilerin de getirisi yüksek ürünlere yöneldiğine, dolayısıyla bağcılıktan yavaş yavaş uzaklaşmaya başladığına dikkati çekerek gerekli desteğin sunulması halinde bölgede bağcılığın hak ettiği yere geleceğini söyledi.

'Eylül ayının sonlarında tatlı bir heyecanla bağ bozumu başlar'
Hasenik Mahallesinde yaklaşık 40 yıldır şıra ürünleri yapan Ömer Okalı da bölgede üretilen ürünlerin lezzetiyle marka haline geldiğini belirtti.
Sonbaharın gelmesiyle yörede bağ bozumu heyecanın yaşandığını ifade eden Okalı, şöyle devam etti:
'Eylül ayının sonlarında tatlı bir heyecanla bağ bozumu başlar. Yorucu ama bir o kadar da güzel geçer. Çoğu zaman imece usulüyle işlerimizi yaparız. Sabah saatlerinde bağa giderek üzümlerimizi topladıktan sonra şıra yerine getiriyoruz. Burada üzümün suyun çıkardıktan sonra bakır kazanlarda saatlerce kaynatıyoruz. Pekmez haline getirdiğimiz şıramıza un ve mısır nişastası katarak elde ettiğimiz bulamacı, kepçeler yardımıyla bezler üzerine çeşitli kalınlıklarda yayarak bastık haline gelmesi için güneşte kurumaya bırakıyoruz. Bunun yanında kesme ve cevizleri, bir ipe dizdikten sonra pekmeze batırıp cevizli sucuk haline getiriyoruz. Buranın lezzeti topraktan geliyor. Çok iyi ürünümüz var. Hiçbir katkı maddesi kullanmadan ürünlerimizi doğal üretiyoruz.'
50 yaşındaki Fatma Okalı da ürünlerini Türkiye'nin dört bir yanına gönderdiklerini dile getirerek 'Çocuklara kışın dirençli olmaları ve hastalanmamaları için yaptığımız doğal pekmezi içiriyorlar. Çok zahmetli bir iş. Günlerce çalışıyoruz. Yaptığımız çekçek, bastık, kesme, sucuk ve pekmezleri kışın gelen misafirlere ikram ediyoruz, kalanları da satıyoruz' diye konuştu.