İLKHA/ Eğitim Bir Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, son günlerde yaşanan çocuk tacizi ve ölümlerine dikkat çekmek amacıyla sendika binasında bir basın açıklaması düzenledi.
Ağrı'da, minik Leyla'nın kaçırılıp öldürülmesine ve Ankara Polatlı'da 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'nın istismar edilip hunharca katledilmesine tepki gösteren Coşkun, son günlerde artan çocuk istismarının ve katledilme haberlerinin vatandaşı tedirgin ettiğini ifade etti.
Meydana gelen üzücü olaylar karşısında sosyal medya üzerinden gösterilen tepkilerin dışında hiçbir adımın atılmadığını söyleyen Coşkun, 'Önce Ankara Polatlı'da kaybolan 8 yaşındaki Eylül ve akabinde Ağrı'da, Ramazan Bayramı'nın 1'inci günü kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'den vahşet kokan acı haberler aldık. Kayıp çocuk vakaları artıyor, çocuk istismarı çoğalıyor ve çocuk cinayetleri sıradanlaşıyor. Ancak sosyal medya tepkisinin dışında hiçbir adım atılmıyor. Bu olaylar, bizi bir gerçeği bir daha düşünmeye davet ediyor ve geleceğimiz için acil tedbirler almamızı, suçlulara hak ettiği cezayı vermemizi, önleyici ve koruyucu nitelikte uzun vadeli politikalar belirlememizi gerektiriyor.' dedi.
'2017 yılında 387 çocuk cinsel istismara uğradı'
İstismara uğrayan ve katledilen çocuk vakalarının bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade eden Coşkun, 'Maalesef, mesele sadece iki çocuğumuzun katledilmesiyle sınırlı değil. 2017 yılında 387 çocuk cinsel istismara uğradı. TÜİK verilerine göre 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuk için kayıp başvurusu yapıldı. 2016 yılında 11 bin 691 çocuk kayıp olarak bildirildi.
Kayıp bildirimi yapılan çocukların maalesef yüzde biri dahi bulunamıyor. Dolayısıyla, kayıp olup da bulunamayan, istismara uğrayan veya katledilen çocuk vakaları bu ülkenin mutlaka çözmesi gereken temel meselelerinden birisidir. Çocukların istismar edilerek katledilmesi korkunç bir vahşettir. Birçoğumuz, çocukların kaza sonucu ölmüş olmasını dahi temenni ettik. Ama maalesef, Eylül çocuğumuzun katil zanlısının Eylül'ü arama çalışmalarına dahi katıldığını, telefonunda çocuk istismarı kayıtlarının olduğunu ve daha korkuncu kendisinin de bir baba olduğunu öğrenince insanlığımızdan utanacağımız bir yere geldiğimizi müşahede ettik.' ifadelerini kullandı.

'Çocukların korunması için acil yasal düzenlemeler yapılması lazım'
Küçük Eylül'ün ve Leyla'nın ölüm haberinin tüm ülkeyi derinden üzdüğünü ifade eden Coşkun, şunları söyledi:
'Bir çocuğun katledilmesi, bir insanın yaşam hakkının ihlal edilmesinin çok ötesinde insanlığın tükendiğini, vicdan ve merhametin iflas ettiğini gösteren ve zerre miktarınca insanlıktan nasibi olanı bile yaralayan bir durumdur. İki masum evladımızın art arda gelen ölüm haberlerinin tüm ülkede, toplumun her kesiminde yarattığı üzüntü ve öfke hepimize bazı gerçekleri çok çıplak bir şekilde gösterdi. Savunmasız masum çocuklara dönük her türlü şiddet, istismar ve katledilme olaylarının toplumda yarattığı sorgulamanın temelinde, yitirdiğimiz bu evlatlarımızla birlikte toplumdan iyilik, merhamet ve vicdanın da eksildiği gerçeğidir. Nitekim katledilen sadece çocuklar değil, masumiyet, insani ilişkiler ve toplumsal güven zeminidir.'
'Caydırıcı cezaların yanında önleyici tedbirler alınmalıdır'
Meydana gelen olayların sebebi olan adi ve vahşi katillerin cezalarının acilen verilmesi gerektiğini söyleyen Coşkun, 'Bu menfur olaylar ile yeniden çocukların korunması için acil yasal düzenlemeler yapılması lazım. İlk olarak adi ve vahşi katillere hak ettikleri ceza verilmeli. Sonrasında mesele sadece ceza boyutuyla bırakılmadan, bu tür vahşetleri ortaya çıkaran etkenler hassas bir şekilde analiz edilmeli, caydırıcı cezaların yanında önleyici tedbirler alınmalı, çocukları koruma konusunda bütünlük arz eden bir tarzda eğitim, hukuk ve sosyal boyutlarıyla konu bütüncül bir şekilde ele alınmalıdır.' şeklinde konuştu.