İLKHA/ Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun, 3 Aralık tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre; elektrik dağıtım şirketleriyle elektrik tedarik şirketlerinin yaptıkları masraflar, 2021 ile 2025 arasındaki 5 yıllık dönemde de vatandaşın faturasına yansıtılacak.
Pandemi döneminden dolayı faturalarını ödemekte zorlanan vatandaşlar, bir de elektrik dağıtım ve tedarik şirketlerinin yapmış oldukları keyfi harcamaları ödemek zorunda kalacak.

'TEDAŞ, giderlerini çeşitli adlar altında milletin cebinden çıkarıyor'
Elektrik dağıtım şirketlerinin vatandaşı soyduğunu savunan Mehmet Hanif Yetkin, 'Elektrik, Türkiye'de vatandaşların bir nevi kaderi olmuş. Maalesef sadece elektrik dağıtım şirketi ile değil birçok sorunla baş edemiyoruz. Birçok şeye ödediğimiz vergiler yetmiyormuş gibi bir de TEDAŞ başımıza çıktı. TEDAŞ, resmen halkı soyuyor ve devlette buna ses çıkarmıyor. Elektrik sıkıntısı her yerde var. Faturalara baktığımız zaman tükettiğim elektriğin yüzde 60 ve 70'i sadece TEDAŞ'ın masraflarıdır. TEDAŞ, giderlerini çeşitli adlar altında milletin cebinden çıkarıyor. Bu durum resmen milleti soymaktır, başka bir şey değildir. TEDAŞ, eskiden devlete ait bir kurumdu, sonra devlet bu kurumu özelleştirdi. Özelleştikten sonra milleti soymaya başladılar. Yetkililerin bu duruma bir an önce çözüm bulmasını istiyoruz ama çözüm bulunamıyor. Yetkililerde onların yaptıklarını savunuyor, arkasında duruyorlar. İnsanlar bu durum için mahkemelere gidiyor. TEDAŞ, bir an önce soygunu durdurmalıdır. Devlet, hükümet ya da yetkililer bir an önce bu soygunu durdurmalıdır.'diye konuştu.

'Bu durum soygun düzenidir'
Yapılan uygulamanın Allah katında kul hakkı olduğunu ifade eden Reşit Akyüz, 'Şu an ekonomi kötü bir durumda, alım gücü çok düşük. Bu ülkenin yarısı asgari ücretle geçiniyor. Bu durum, her şeyden önce insanın vicdanını geçelim, Allah katında kul hakkıdır. Devlet yetkililere el atmadığı sürece hiçbir şey düzelmez, ortada talan düzeni var. Her şey devlette bitiyor. Bu durum soygun düzenidir. Tepedekiler değişmedikçe bu düzende değişmez.' şeklinde konuştu.

'Elektrik kurumunun böyle bir hakkı yoktur'
TEDAŞ'ın halkını düşünmesi gerektiğini söyleyen Yaşar Kaya, 'Vatandaşın alım gücü yok denilecek kadar azaldı. Bu kabarık faturalara bir vatandaş olarak tepki gösteriyorum. Elektrik kurumunun böyle bir hakkı yoktur, bu durumu kabul etmiyorum. Elektrik dağıtım şirketi kendi başına böyle davranmaması ve halkı düşünmesi gerekir. Neticede milletin malıdır. Vatandaşı düşünmeyen elektrik şirketi böyle bir keyfiyet gücünü nerden alıyor, nasıl yapıyor? Bu durumu yetkililere duyuruyorum.' ifadelerine yer verdi.

'Elektrik şirketleri, milleti soyup soğana çevirdiler'
Elektrik şirketlerinin milleti soyduğunu dile getiren Muhittin Yağmur, 'Elektrik Dağıtım şirketleri var. Şirket, devletten ihale almış. İstediği zaman zam yapıyor. Memur, fatura yazdığı zaman ayak parası 40 lira yazıyor. Sen zaten şirketten maaşını alıyorsun, bir de milletten maaş alıyorsun. Senin ne hakkın var milletten para almaya? Elektrik şirketleri, milleti soyup soğana çevirdiler. Devlet, hükümet kalmadı. Hükümet, hükümet olsaydı boşluk bırakmazdı. Kanunlarda boşluk bırakıyor. Olan garibanlara oluyor. Eskiden anayol elektrikleri devlete aitti. Devlet, millet için vardır. Yaptıkları harcamaları fakir fukaranın evine ve dükkanına mal ediyorlar. Adaletli olsunlar, Allah'ın adaletini uygulasınlar. Adaletli davranılarsa başım gözüm üstünedir. Fatura bir liraysa bir lira, 2 liraysa 2 lira alsınlar, 10 lira gibi fazla almasınlar ve elektriği kesmesinler. ' diye konuştu.
'Cumhurbaşkanı bu duruma bir el atsın'
TEDAŞ'ın harcamalarının milletin sırtından ödemesini kabul etmeyen Ahmet Göçebe, 'Bu duruma Cumhurbaşkanımızın bir el atmasını isterim. TEDAŞ, kendi harcamalarını bizim sırtımızdan ödüyor, faturalarımıza yansıtıyor, böyle bir şey olamaz. Sonra diyorlar ki 'Doğu kaçak elektrik kullanıyor' Doğu ne yapıyorsa en iyisini yapıyor. Çünkü bunlar hak ediyorlar.' dedi.
Umut Can Demir ise şöyle konuştu ' Devletimizin, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu duruma bir el atması lazımdır. Zaten biyolojik sıkıntılar var. Coronavirus nedeniyle kimse çalışmıyor, herkes mağdur durumda. İnsanların sırtından para kazanıyorlar, yaptıkları çok yanlıştır. Bugünlerde asgari ücretin 2 binin altına düşürecekler diyorlar. Sizlerin katkısıyla bu duruma yetkililerin bir el atmasını istiyoruz.'