Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde video konferansla gerçekleşen Koronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Hekimlerin ve sağlık personelinin yorulmak bilmez bir şekilde milleti için çalışmaya devam ettiğini ifade eden Koca, gösterilen azmin, salgının başlangıç ve tırmanış günlerindeki büyüklüğünü koruduğunu ve korumaya da devam edeceğini söyledi.

Salgın sürecinde, 83 milyonun desteğiyle 'sağlık ordusu'nun çok büyük bir mesafe aldığının altını çizen Koca, 'Türkiyemiz, koronavirüse karşı mücadelesinde ilk dönemini tamamlamıştır.' ifadesini kullandı.

Koca, mücadelenin birinci döneminin, 2020 yılına koronavirüs korkusuyla girilen günlere dayandığına işaret ederek, '15 Ocak'ta, bu yeni hastalığa yaklaşımın nasıl olacağını belirlemiş, 81 ilimizin hıfzıssıhha kurullarını harekete geçirmiştik. Yine aynı gün Bilim Kurulumuzu kurmuştuk.' diye konuştu.

Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü tarihin, 11 Mart olduğunu hatırlatan Bakan Koca, şöyle devam etti:

'O tarihte, dünyada hastalığın yayıldığı sınırlı sayıda ülkede, toplam vaka sayısı 119 bin 132 idi. Vaka artışları, ölüm sayıları önlenemez şekilde devam etti. Bugün 210 ülkede 3 milyon 747 bin 301 vakaya, 258 bin 962 ölüme ulaştı. Dünyada salgının hızı kesilebilmiş değil.

Türkiye'de ise seyir şöyle oldu: Vaka sayısı 4 hafta içinde en üst düzeye ulaştı ve inişe geçti. 11 Nisan günü, 33 bin 170 kişiye test yaparak bir günde 5 bin 138 vaka tespit etmiştik. Bu, bir günde en çok vaka tespit ettiğimiz tarihti. 29 Nisan'da günlük test sayımız 43 bin 498'e ulaştı. Test sayısındaki bu artışa rağmen tespit edilen vaka sayısı azalmaya başladı. 29 Nisan 2020, koronavirüsle mücadelemizde birinci dönemi geride bıraktığımız tarihtir.

Dün itibarıyla iyileşen hasta sayımız, 73 bin 285'e çıkmıştır. İyileşen vaka sayısı ile toplam vaka sayısı arasındaki fark azalıyor. İçinde bulunduğumuz haftada önemli bir gelişme daha oldu. Bu hafta ilk kez, iyileşen hasta sayımız, mevcut koronavirüs hasta sayımızı aştı. Belirttiğim sonuçlar, tanı ve tedavideki başarı, salgını kontrol altına aldığımızın kanıtlarıdır. Artık salgın yönetiminde, güncel politika ve uygulamalarımızda bazı değişikliklere gidebiliriz.'

'Eviniz, virüse karşı en güvenli ortam olmaya devam etmektedir'

Sağlık Bakanı Koca, şu anda; koronavirüsle mücadelenin ikinci döneminde, yeni dönemin ilk günlerinde olunduğunu vurgulayarak, bu ikinci dönemde başarının yine bazı koşullara bağlı olduğunu, tedbir almanın, tedbirlere uymanın başarının garantisi olduğunu söyledi.

Tedbirsiz davranmanın, koronavirüs tehdidinin ortadan kalktığını varsaymak anlamına geleceğine dikkati çeken Koca, tedbirin zorunlu olduğunu, tehdidin devam ettiğini belirtti.

Virüsü taşıyan insanların tamamının, hastanelerde veya evde izolasyon altında olduğunu düşünmenin de büyük yanılgı olduğuna işaret eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Virüs, şu anda öngöremeyeceğimiz bir dönem boyunca, dünyada, bu toplumda, aramızda dolaşmaya devam edecektir. Virüs, konuk olduğunuz evde, bindiğiniz asansörde, gittiğiniz berberde, beklediğiniz otobüs durağında, alışveriş yaptığınız markette, kalabalığına karıştığınız caddede karşınıza çıkabilir. Bunu tam olarak bilemezsiniz. Hiç tanımadığınız bir taşıyıcıdan hastalığı kolayca alabilirsiniz. Salgın kontrol altına alınmıştır ama virüsle ilgili gerçekler değişmemiştir. Eviniz, virüse karşı halen en güvenli ortam olmaya devam etmektedir. Bu gerçek, elbette, virüse karşı mücadele ederek kazandığımız serbestliklerden vazgeçmek anlamına gelmez. Özgür ama kontrollü olacağız.'

Bakan Koca, bugüne kadar tedbirlere sıkı şekilde uyulmasaydı, bulunulan noktaya gelinmesinin söz konusu olmayacağının altını çizerek, 'Mücadelenin ikinci dönemindeyiz, diyemezdik. Şimdi yaşama alanımız genişliyor, fakat aynı tedbirleri daha geniş bir alanda uygulamaya geçiriyoruz. Sosyal hayat için kontrolü elimize alıyoruz.' ifadelerini kullandı.

Ciddi başarı gösterilen her mücadelenin mutlaka bir ödülü olduğunu belirten Koca, tüm dünyanın model alma çabası içine girdiği bir başarının sahipleri olarak, 83 milyonun bu başarının ödülünü almayı hak ettiğini söyledi.

Koca, şunları kaydetti:

'Haklıyız. Dışarıdaki hayatı özledik, işimizi düzene koyma isteği duyuyoruz. Sevdiklerimize sarılabilmek, bayramda büyüklerimizin ellerinden öpebilmek istiyoruz. Küçük mutluluklar bile şu anki hayatımıza renk getirecek.

Şüpheniz olmasın, siz neler hissediyorsanız, bu mücadelede her gün hayatlarını riske atanlar da sizinle aynı şeyleri hissediyor. Sizin için aynı şeyleri istiyor. Fakat gerçeklerin isteklerden biraz da olsa farklı olduğunu kabul etmeliyiz. Başlayan yeni dönem, bildiğimiz anlamda tipik bir normalleşme dönemi değildir. Kısıtların biraz esnediği bir dönemdir. Hayatımızın, sağlığımızı garanti edecek şekilde kısmen özgürleşmesidir.'

Bakanlık Bilkent Yerleşkesi'nde video konferansla gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından basın toplantısı düzenleyen Koca, koronavirüsle mücadelede yeni dönemin tedbirlerle özlemlerin sentezi olduğunu belirtti.

Başlayan günlerin 11 Mart'tan bu yana gösterilen bu çabanın şimdiki ödülü olduğunu ifade eden Koca, 'Bu ödül büyük ödül değildir. Hassas davranmazsak, serbestlik yeni mecburiyetlere yol açar. Risk devam etmektedir. Kontrolün kaybı ikinci bir dalganın davetçisi olacaktır. Bunu birçok ülkede gördük. Salgın yeni ölümlerle ilk başarıları sıfırladı.' diye konuştu.

'Tehdit ortadan kalkmış değil'

Koca, Türkiye'de salgının mevcut şartlarda kontrol altına alındığını, mayıs ayına kıyasla hazirana ilişkin öngörülerin daha somut olduğunu söyledi.

'Koronavirüs tehdidi ortadan kalkmış değil. Bu, son taşıyıcının izolasyonu ve tedavisi ile mümkündür.' diyen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Risk, varlığını daha uzun süre sürdürecek. Koronavirüs olayı 60 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bütün dünyayı aynı anda ilgilendiren, ortak gündem olan ilk olaydır. Sadece bu bilgi bile meselenin büyüklüğünü ortaya koymakta, salgından öncesine dönüş sözünün kolay zikredilmeyeceğini göstermektedir. Bu sebeple 2020 öncesi anlamında normal hayata dönüş fikri bütün dünyada yanlış bulunmaktadır. Tedbir kabiliyeti yüksek bir toplum olarak biz bu fikri benimsemek zorundayız. Bugüne kadar her ne kadar 'normale dönüş' ifadesi yer yer kullanılsa da esasında normale dönmüyoruz, 'yeni hayatin normalleri'ni oluşturuyoruz. Bu hayatın normali eskisinden farklı olacak. Bence tüm yeni gelişmelere esas teşkil edecek ana fikir de budur.'

Koca, yeni normal için büyük bir motivasyon ve sağduyu gösterilmesi gerektiğini ifade etti.

Maske ve sosyal mesafe

Toplum olarak ortaya konulan fedakarlığın ödülünün hızlı bir serbestik olarak talep edilmemesi ve böyle yaşamamak gerektiğini vurgulayan Koca, şunları söyledi:

'Salgınla mücadele birinci dönemde hedefimiz hastalığı kontrol altına almaktı. Koronavirüs ile mücadelenin ikinci döneminde hedefimiz hastalığın önündeki fırsatları ortadan kaldırmak ve hayatı yeniden düzenlemektir. Bazı kısıtları esnettiğimiz yeni döneme isim vermeyi yararlı buluyoruz. Mücadelemiz için fikir verecek bu isim 'Kontrollü Sosyal Hayat'tır. Önümüzdeki günlerde evlerimizden daha sık dışarı çıkacağız. Ev hayatından sosyal hayata geçiş artacak. Virüse karşı mücadelede bu yeni durumun kuralları, tedbirleri olmalıdır. Kontrollü sosyal hayat ifadesi bunların bir özetidir. Kontrollü sosyal hayat hastalıkla mücadelede ikinci dönemin stratejisidir. Bir arada olduğumuz tüm alanlar için yeni yaşam biçimdir. Özgür ama tedbirli bir hayat tarzına geçiyoruz. Kuaföre gidebileceğiz ama önce belirlenmiş önlemlerin alınıp alınmadığına bakacağız. Çıkıp alışverişimizi yapacağız ama ulaşıma, girişlere, yoğunluğa, yakınlaşmaya dikkat edeceğiz. Kontrollü sosyal hayatta iki temel kural var. Birincisi dışarı çıkmamız gerekiyorsa maske kullanacağız, ikincisi sosyal mesafeyi ayarlayacağız.'

Koca, virüsün solunum yoluyla bulaştığının kesinleştiğini, bu nedenle sosyal mesafe ayarlanmadığı takdirde maskenin tek başına yeterli olmayacağının bilinmesi gerektiğini dile getirdi.

Maske ve sosyal mesafenin birbirlerini tamamlayan iki tedbir olduğuna dikkati çeken Koca, tedbirlerden biri eksikse diğerinin yetersiz kalabileceğini ifade etti.

Mobil uygulama

Bakanlık tarafından geliştirilen mobil uygulamayı kontrollü sosyal hayat döneminin son derece önemli ihtiyaçlarından biri olarak gördüklerini kaydeden Koca, şöyle konuştu:

'Uygulama ücretsizdir. Mobil uygulama sizleri yönlendirmek, günlük hayatta karşılaşabileceğiniz riskleri en aza indirmek indirmek için geliştirildi. Bu uygulamayla dışarıdayken bulunduğunuz ortamda veya gitmek istediğiniz yerde ne ölçüde riskli bir durumla karşılaşabileceğini görebilir ve anında tedbir alabilirsiniz. Uygulama devreye alındığı ilk günde 5 milyon 600 bin kullanıcıya ulaştı. Mobil uygulama marketlerde halen en çok talep edilen üründür. Bugün itibariyle anlık işlem yapan kullanıcı sayısı 1 milyonu aşmıştır. Kontrollü sosyal hayat salgınla mücadelede sorumluluğun paylaşıldığı bir hayattır. Asansörden stadyuma, pazar yerinden iş yerine, sosal hayatın her parçasına gerekli düzenlemeyi işbirliği ile yapmalı, uyum içinde uygulamalıyız. Anlayışlı, sabırlı olmalıyız. Her şeyi, fiziki etkileşimi asgariye indiren bir düzene kavuşturmalıyız. Şuna yürekten inanıyorum. Toplumumuzun pratik zekası yeni hayatın olası güçlüklerine akılcı, sağlıklı çözümler üretecek, tedbirlerin uygulanması giderek kolaylaşacaktır.'

Koca, bütün insanlığın salgına karşı zorunlu olarak benzer bir hayat yaşadığını, salgınla mücadelede olduğu gibi yeni hayattada öncülük edebileceklerini aktardı.

Test sayısı artacak

'Sağlık ordusu olarak bu yeni dönemde test kapasitemizi düşürmeyeceğiz, artıracağız. Her yeni vakada filyasyon yöntemini titizlikle uygulayacağız. Vakalarımızı erken tespit edeceğiz. Toplu mekanlarda düzenli taramalar yapacağız.' diyen Koca, tedavideki tecrübelerinin yol gösterici olacağını vurguladı.

Bakan Koca, 'Bütün ekiplerimiz ve sağlık ordumuzla eskisinden daha fazla dikkatli olacağız. Sizlerden de aynı şeyi bekliyoruz. Hedefimiz yeni hasta ve yeni vefat saysının sıfır olduğu bir tablo. Hedefimiz başarıda istikrar, riske karşı tam kontrol, net sonuç. Kısıtları olabildiğince azaltılmış bir hayat. Başarabileceğimizi biliyoruz.' dedi.

Maske satışına, maskelerin nerelerden temin edilebileceği ve fiyatlarının ne olacağına yönelik bir soru üzerine Koca, yeni bir normalleşme sürecine girildiğini anımsattı.

Bu sürecin ikinci dönem olduğunu ifade eden Koca, şu bilgileri verdi:

'Kontrollü sosyal hayat olarak tanımladığımız bir dönem. Daha bir normalleşme ve kısıtlı da olsa serbestliğin olduğu bu dönemde maskeye ihtiyacın daha fazla olacağını biliyoruz. Çünkü dışarıya maskesiz hiç kimsenin çıkmasını uygun görmüyoruz. Bu sebeple bizim daha çok özellikle eczaneler üzerinden 20-65 yaş arası dönem için 10 günde bir 5'li bir paket ücretsiz verilmesi şeklinde bir uygulamamız vardı. Bununla ilgili yaklaşık 40 milyon küsür kişiye mesaj gitti ve dağıtım yapıldı. Şu ana kadar dağıtım yapılan maske sayısı 160 milyonu buldu.

Bu yeni dönemde ihtiyacı daha fazla olabilecek vatandaşımız olacak. Çünkü bu dönemde evde kalmayıp kısıtlı serbestliğin 2. dönem olduğu için ihtiyacı daha fazla olabilir. Bu ihtiyacı gidermek anlamında yüksek bir fiyat olmamak kaydıyla, yani tavan fiyatı belli olan, vatandaşın kolay erişebilir olduğu bir fiyatın belirlendiği dönem olacak. Mesaj gönderilerek ücretsiz olarak eczaneden verdiğimiz maskeler dışında vatandaşın ihtiyacının daha fazla olma durumunda maskeye erişebilmek için eczaneler, marketler, medikal mağazalar dahil olmak üzere birçok yerden alabilmelerinin önü açıldı, tavan fiyatı olmak kaydıyla. O da zannediyorum yarın, en geç cuma günü itibarıyla Ticaret Bakanlığımızın bununla ilgili bir açıklaması olmuş olacak.'

Bakan Koca, cerrahi maskenin dışındaki FFP tipi maskelere yönelik de 'FFP, reçeteyle düzenlenen, vatandaşımızın kullanmasını önermediğimiz ve gerekli olmayan, daha çok sağlık çalışanlarının, özellikle hekimlerin kullandığı bir maske. Burada zaten bir sorun, eczanelerden alabilirler, o sadece eczanelerde satılıyor.' diye konuştu.

'Açılacak işletmenin uyması gereken kurallara ilişkin rehberler yayımlanacak'

Gelecek hafta açılacak sektörlerle ilgili alınacak tedbirlerin nasıl belirleneceğine ilişkin soru üzerine de Koca, şunları kaydetti:

'Önümüzdeki haftayla ilgili alınabilecek tedbirler de özellikle her bir meslek gruplarına rehberler yayımlamış olacağız. Bir kuaföre giderken, bir berbere giderken veya bir giyim mağazasına giderken o işletmenin uyması gereken kurallar ve oraya nasıl gidilmesi gerektiğiyle ilgili kuralları içeren rehberler yayımlanacak.

Bunun hem ilgili işletmelerde asılı olmasını istiyoruz, web sayfalarında da olmasını istiyoruz. Bununla ilgili Bilim Kurulumuz bütün sektörleri çalışıp bu rehberleri ki zaten peyderpey sitede yayımlamış oluyoruz, ama bütün açılacak olan işletmelerle ilgili rehberler hazırlanıp ilgili kurumlarının açıklamalarıyla, ilgili işletmelerde de görülebilecek şekilde bu rehberlerin hazırlığı tamamlanmış olacak.'

'Bundan sonraki sorumluluk da Federasyonundur'

Bir gazetecinin, 'Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, bugün bir açıklama yaparak liglerin Türkiye'de devam edeceğini söyledi ve 12 Haziran itibarıyla başlaması beklenen müsabakalarla ilgili Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'na başvuracağını, tedbirlerin nasıl alınacağını öğreneceğini söyledi. Sizin Bilim Kurulu ile bu konuda bir görüşmeniz oldu mu?' şeklindeki sorusu üzerine de Koca, 'Bilim Kurulu'na bu anlamda gelen veya Bilim Kurulu'nda görüşülen Federasyonun kararıyla ilgili öncesi ve sonrası herhangi bir durum olmadı.' yanıtını verdi.

Özdemir ile dün bir görüşme yaptıklarını anımsatan Koca, kendisinin bununla ilgili bir basın açıklaması yaptığını ifade etti.

Koca, şunları kaydetti:

'Orada da çok net ifade etmeye çalışmıştım ve özellikle futbol hassas bir konu, geniş kitleleri, herkesi ilgilendiren bir alan. Burada kararı vermesi gereken Federasyonun kendisi olduğunun altını çizerek ifade etmiştim. Yani, Federasyonunun özgün iradesiyle kendi kararını verebileceğini, bunu Bakanlık olarak veya Bilim Kurulu olarak asla herhangi bir öneride ve yaklaşımda veya katkıda bulunmak istemediğimizi ifade etmiştik ve halen o noktadayız.

Bugün yapılan açıklamalardan da gördüğüm şekliyle biz şu dönemde bir sağlık kurulunun olduğunu Federasyonun biliyoruz ve bunun sağlık kurulunun hazırladığı, bu süreci nasıl yönetmeleri gerektiğiyle ilgili çalışma olduğunu da biliyoruz. Kendi ifadeleri de zaten o şekilde Başkanın. Dolayısıyla, özgür, kendi iradeleriyle kararı Federasyon zaten verdi. Dolayısıyla bundan sonraki sorumluluk da Federasyonundur. Yani, sağlık kurulu bu anlamda almış olduğu kararla veya tedbirler noktasında Federasyon bu kararı alabiliyorsa, karar kendisinindir, sorumluluk da bu anlamda Federasyonundur.'

'150 bin kişi taranacak'

Toplu taramaların nasıl yapılacağına ilişkin bir soru üzerine de Bakan Koca, şu bilgileri paylaştı:

'Toplu taramalarla ilgili TÜİK ile birlikte yaygın Türkiye genelinde, sadece bölgesel değil, bu salgının derecesini, taşıyıcılığını, hastalık durumunu görmek istiyoruz. Bununla ilgili TÜİK ile bir çalışma yapıyoruz. Esasları belirlendi, kaç kişiye yapılabileceği de netleşmiş oldu. Burada biz temelde hem PCR hem de antikor testini yaparak hem taşıyıcılığı, koryuculuğu ve de hastalık durumunu ortaya koyan geniş, belki de bu anlamda dünyada örneği az bulunan bir çalışma olacak. Çünkü, bölgesel olmayacak, Türkiye'yi kapsayan bir çalışma olacak. Şu anda TÜİK ile yapılan çalışmada, örneklem yöntemiyle Türkiye çapında 150 bin kişi taranmış olacak.'

Bunun çok önemli olduğuna işaret eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu son derece önemli olacak. Hem önümüzdeki dönemde tedbirlerimizi şekillendirmek anlamında önemli olacak hem de gerçekten dünyada bu kadar geniş yapılan çok önemli de bir araştırma olacak. Buna da gelecek hafta başlamış oluruz. Yani başlandı ama sahada bunun devamı, pratiği de haftaya yapılmış olacak, 150 bin kişi taranacak bizim normal yaptığımız dışında bu çalışmaya özel örneklem yönetimiyle.' AA