Millet-i Sadıka… Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilere, Osmanlı Devleti'nin verdiği unvan. Tebay-ı Sadıka da denmiş. 19. Yüzyıla kadar, yani vatan topraklarını işgale girişen vahşi Batı'nın kışkırtmalarına kapılana dek Ermenilerin Osmanlıya sadakatini övmek için kullanılmış bu sıfat.
***
Sürekli kullanıyoruz bu ibareyi, "Tarih tekerrürden ibarettir" diye. Çünkü öyle. Oynanan oyunlar birbirinin devamı olduğu için, yaşananları yorumlamada 100 küsur yıl öncesine gitmeye gerek duymuyor insan.
***
Düşman yurdumuzu işgale girişmeden çok evvel, hanemizdeki huzuru bozmak için çalıştı. Tıpkı bugün Kürt ve Alevileri koparmaya çalıştığı gibi, PKK diye bir terör örgütü peydah ettiği gibi, o dönem de de, TAŞNAK ve HINÇAK adıyla terör örgütleri kurdular.
***
Devletin iyice zayıfladığı dönemlerde, akabinde savaş yıllarında akıl almaz vahşetlere imza attılar. Hamile kadınların karınlarını deşmek, insanları kazığa oturtmak, katledilen insanların uzuvlarını koparmak… Bir yerlerden tanıdık geliyor mu? Örneğin ABD'nin kurduğu DEAŞ…
***
Osmanlı yıkılışa doğru yürüdüğü o sıkıntılı döneminde bile olaylara karışmamış sivil Ermenilerin savaş ortamında zarar görmemesi için güvenli yerlere göç ettirdi. O dönemde uçak taşımacılığı veya otobüs seferleri yoktu. Göç yolunun zorlu şartları, salgın hastalıklar hem askerleri hem de sivilleri etkiliyordu.
***
Günümüze baktığımızda Osmanlı'dan koparılıp dağlık bir araziye terk edilen, fakirlikten kırılan, yıllardır dünyadan izole bir şekilde yaşamaya mahkum bırakılan, dönem dönem Osmanlının bakiyesi Türkiye'ye ve Azerbaycan halkına karşı kullanılan bir Ermenistan görüyoruz.
***
Kuruluşundan beri Ruslar tarafından Türkiye ile tehdit edilen, Rusya'ya bağımlı, fiilen Rus işgali altında bir Ermenistan. Halkı fakirlikten kırılırken, diasporasının dünya başkentlerinde ajitasyonla milyar dolarlar kazandığı Ermenistan… Ve hala çocuklarını Batı emrindeki diasporanın hazırladığı müfredatlar ile Türk düşmanlığı üzerine yetiştiren Ermenistan.
***
Bu yazıyı yazmamıza sebep olan ise asırlar öncesinde olduğu gibi bugün de toplum mühendisliği eliyle, sosyal medya araçlarını kullanarak nefret tohumları ekmeye çalışanların yeni eserlerini sahneliyor olmaları. Bu eserlerden en sonuncusu "Türkiye'de Ermeni Olmak" adıyla sosyal medyada sahneleniyor. Buldukları birkaç Türk Vatandaşı Ermeni'nin yaşadıkları sözde korkulardan ve endişelerden bahsediyor. Yıllarca baskı altında yaşıyorlarmış mış… Bunların aksini açıklama gereği bile duymadan, sahnelenme sebeplerine bakalım istedim.
***
Türkiye; 1993 yılında Rusların desteği ile Karabağ'ı işgal eden Ermenilere sınırlarını kapatmış ve tüm diplomatik ilişkilerini kesmişti. Karabağ zaferinin ardından Türkiye, Azerbaycan'ın bilgisi dahilinde Ermenistan ile normalleşme sürecine yeşil ışık yaktı. Hali hazırda Ermeni halkı, Gürcistan üzerinden ülkeye giren Türk malları ile geçimlerini sağlıyor. Kapalı olan sınırların açılması ve Ermenistan'ın ekonomik yatırımlarla tanışması, çok farklı bir sürecin kapılarını aralayabilir.
***
Ancak Ermenistan'ın, komşuları olan Türkiye ve Azerbaycan ile normalleşmesi ve ekonomik bağımsızlık kazanması demek, artık Rusya'ya ihtiyaç duymaması demek. Yurtdışında yaşayan varlıklı diaspora üyelerinin ekmeğinin kesilmesi demek. Rusya'daki Ermeni oligarkların zayıflaması demek. Bunlara ek olarak Ermenistan'da hala zihinlere kazınmaya devam eden Türk düşmanlığı da cabası. Ancak şunu da ifade etmek gerekiyor ki; Ermenistan'da tüm bunları umursamayan, asırlardır ezberletilen düşmanlık hikâyelerinden bıkan, dünya ile uyum sağlamak isteyen çok ciddi bir kitle var.
***
Tüm bu faktörleri düşününce Ermenistan ve Türkiye arasındaki normalleşme sürecinin, zorlu bir süreç olduğunu anlıyoruz. Baksanıza, 1 gün öncesinde heyetler ilk görüşmesini gerçekleştirirken Türkiye'de belgesel çekiyorlar. ABD'deki Ermeni diasporası ambargo talepleri içeren mektupları, senatoya sunuyor. Rusya'da keza durum aynı.
***
Orta Asya'da dengelerin yeniden kurulduğu bir dönemde, Ermenistan çok kırılgan bir yapıda. Bakalım ne olacak. Rabbim devletimizi güçlü kılsın. Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…
|