Urfa ilim, kültür ve hizmet camiasının önemli ismi Halil Kırıkçı vefat etti.

Önceki dönem AK Parti İl Başkanı Abrurrahman Kırıkçı ve Büyükşehir Belediyesi eski genel sekreteri Mahmut Kırıkçı'nın babası Halil Kırıkçı hayatını kaybetti.

Babasının vefat haberini sosyal medya hesabından paylaşan eski İl Başkanı Abdurrahman Kırıkçı, “Babamız fani olan dünya hayatındaki ömrünü bu gece tamamladı. Rabbim bakî olan aleme irtihalini mübarek etsin. Rahmetiyle şâd etsin” ifadelerini kulandı.

Peygamber Efendimize olan muhabbet ve hürmetine binaen kaleme aldığı kendi Naat-ı Şerifleri ve özgün hat eserleri ve köşe yazılarıyla GAPGündemi'ne katkı veren Halil amcamıza Allah'tan rahmet diliyoruz. GAPGündemi camiası olarak, ailesi, dostları ve tüm Urfa ilim - sanat camiasına başsağlığı diliyoruz.

Yazarımız Mehmet Sarmış'ın, Halil amcanın vefatı dolayısıyla yaptığı paylaşımdan:

MEHMET SARMIŞ:
Dün gece vefat eden Halil Kırıkçı iyi bir Müslüman ve hizmet ehli bir insandı.
Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
Halil Amcanın birçok güzel vasıfları vardı.
Kendisi ile 11 Kasım 2021 tarihinde Karaköprü'deki evlerinde babası Abdullah Kırıkçı hakkında röportaj yapmıştım.
GAPGündemi'nde yayınlanan röportajın girişinde kendisi ile ilgili bilgilere de vermiştim.
Oradan bir bölümü paylaşmak istiyorum:
"1938 Yılında Kamberiye Mahallesi'nde doğmuş. Abdullah Kırıkçı'nın ikinci hanımı olan Fatma Hanımdan olan dört çocuğun en büyüğü. Önce mahalledeki Emine Hoca'dan Kur'an dersi almış. Sonra Kamberiye Camiine devam edip Molla Muhammed'in yanında iki yıl okumuş. Kur'an öğrenmenin yanında Busayrî'nin "Kaside-i Bürde'sini de ezberlemiş.
Üç yıl kadar Gümrük Hanı'nın üst katında Molla Hamit'ten ders almış. Sonra da Rızvaniye Medresesinin bir odasında, devrin Müftüsü Eyüp Sabri Kunduracıoğlu'nun derslerine devam etmiş. Kur'an ilimlerinin yanı sıra Arapça öğrenmeye başlamış. 1960 öncesi askere gidinceye kadar, bir yandan terzilik yaparken, bir yandan tahsil hayatını sürdürmüş. İlkokul diplomasını çok sonraları "dışardan" almış.
Askerden geldikten sonra Hacı Kamil Hanı'nda gömlekçi dükkânı açmış. 22 Yaşında iken "Hanım" Hanımla evlenmiş. Bu evlilikten üçü kız, yedisi erkek 10 çocuğu dünyaya gelmiş. Mahmut Bey en büyükleri. Torunlarının sayısı da 40'ı geçmiş.
15-16 yıl terzilik yapmış. Sonra kısa dönemler halinde manifaturacılık, emlakçılık, bakkallık ve son olarak oto alım satımcılık yapmış, ama bana göre değil diye bırakmış ve Bağ-kur'dan emekli olmuş.
Halil Amca kendini iaşe işleri ile sınırlamamış; onun dışında birçok işlere girişmiş. Siyasetle yakından ilgilenmiş. Milli Selamet Partisine üye olmuş. İbrahim Halil Çelik'in belediye başkanlığı döneminde (1984-1989) Refah Partisi listesinden beş yıl meclis üyeliği yapmış, bunun son bir yılında başkanlık görevini üstlenmiş.
Yine İbrahim Halil Çelik ile beraber Harran Üniversitesi Kuruluş Derneği'nin de üyesi olmuş. "Asım Paşa" ve "Hz. Abbas" (Siverekli) gibi bir dönem vatandaşlara satılmış olan camilerin geri alınmasında Rafi Görgün ve Abdulkadir Özen ile beraber çalışmış. Erkek ve Kız İmam Hatip Liselerinin dernek yönetimlerinde görev almış, bazen başkanlık yapmış.
14-15 yaşlarından itibaren şiirle uğraşmaya başlamış. İlk gençlik dönemi şiirlerini sonradan imha etmiş. Diğerlerini bir dosya halinde muhafaza ediyor. Aruzu da denemiş ama çoğunlukla hece veznini tercih etmiş. Türkçe, Arapça ve Kürtçe olmak üzere üç dilde şiirleri var. Birkaç örnek okudu, ben çok beğendim. Yazısı da çok güzel; hem eski, hem sonradan öğrendiği halde yeni yazıyı çok güzel kullanmış. Şiir çalışmalarında Akif İnan'ın da etkisi olduğunu söyledi. "Benim dükkânım Hacı Kamil Hanında idi, onun da Mençek Hanı'nda bir odası vardı, sık sık görüşürdük" dedi.
Yıllarca yerel Şafak Gazetesinde, sonraları bir yıl kadar da GAPGündemi'nde köşe yazıları yazmış. Uzun yıllar günlük tutmuş.
Ve 60 yaşından sonra hüsnü hat sanatına başlamış; Harran Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Memiş'ten hat dersleri almış, azmi sayesinde çok ilerleme kaydetmiş, 100 kadar eseri var; bir sergi bile açmış.
Kendisi ile ilgili sözlerinin sonunda, çocuklarının bile haberinin olmadığı ve dünyada benzerinin bulunmadığını iddia ettiği bir çalışmasından söz etti. Ve odasındaki çekmecesinden getirtip bize gösterdi. Kur'an-ı Kerim'in hangi sayfasında kaç tane "lafzatullah" (Allah'ın adı) olduğuna dair bir cetvel. Büyük emek verilmiş bir çalışma."