Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Buradaki konuşmasına, Kumluca ve Finike'deki sel felaketinde zarar görenlere geçmiş olsun dileyerek başlayan Erdoğan, devletin tüm kurumlarıyla çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

Erdoğan, Allah'tan Türkiye'yi ve insanları her türlü afetten, kazadan, beladan muhafaza etmesini diledi.

Son Kabine Toplantısının ertesi günü turizmcilerle bir araya gelerek Türkiye'ye yaptıkları katkılardan dolayı sektör mensuplarına teşekkür ettiklerini anımsatan Erdoğan, Ağrı-Hamur-Tutak-Patnos yolunun açılışına canlı bağlantıyla katıldıklarını kaydetti.

Aralık ayının ilk gününde Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, şehir ziyaretlerinin 3 Aralık'taki durağı Şanlıurfa'da, sokaklardan meydana kadar her yerde milletle coşkulu ve samimi bir şekilde kucaklaşıp, hasret giderdiklerini söyledi.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel Kurulu'nda işverenlerle dünden bugüne ve yarına Türkiye ekonomisini değerlendirdiklerini dile getiren Erdoğan, cuma günü TRT World Forum toplantısında iletişimden siyasete, dünyada olup bitenlerle ilgili görüşleri katılımcılarla paylaştıklarını ifade etti.

Türkiye'yi ziyaret eden Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev ile kapsamlı ikili ve heyetler arası görüşmeler yaptıklarını belirten Erdoğan, cumartesi günü gittikleri Samsun'da vatandaşlarla bir araya gelip, toplu açılış yaptıklarını kaydetti.

Erdoğan, bu sabah İstanbul'da katıldıkları Türkiye İnovasyon Haftası etkinliğinde, Türkiye'nin düşünen, tasarlayan, üreten gücünü bir kez daha görme imkanı bulduklarını aktardı.

Riyaset ettikleri çok sayıda toplantı, yaptıkları kabuller, çeşitli liderlerle gerçekleştirdikleri telefon görüşmeleri ile Türkiye'ye ve millete hizmetle dolu iki haftayı geride bıraktıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bu hafta da yurt içinde ve yurt dışında planladığımız çok sayıda programla ülkemize eser kazandırmayı, milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz." dedi.

"100'üncü yılı 2023'e yakışır şekilde kutlayacağız"

Dünya ile birlikte Türkiye'yi de etkisi altına alan Kovid-19 salgını sebebiyle, Milli Mücadele'nin sembolü pek çok hadisenin 100'üncü yıllarını arzu ettikleri coşkuyla değerlendiremediklerini hatırlatan Erdoğan, "Samsun'dan Erzurum'a, Sivas'tan Ankara'ya uzanan Milli Mücadele adımlarının her biri bizim için aynı zamanda geçmişten geleceğe bir muhasebe vesilesidir. Anadolu'daki son devletimiz, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını 2023'te şanına yakışır şekilde kutlayacağız." diye konuştu.

"Tabii Cumhuriyetimizin 100'üncü yılının sevincini yaşamak, öyle sadece lafla, sözle, şiirle, şarkıyla olmaz. Bizim için Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı demek, istiklalimize ve istikbalimize yakışır eser ve hizmetlerle milletimizin karşısına çıkmak demektir." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetleri, sadece Cumhuriyetimizin ikinci asrına hazırlık altyapısı olarak görüyoruz. Asıl büyük atılımlarımızı Türkiye Yüzyılı başlığı altında 2023'ten başlayarak önümüzdeki yıllar içinde gerçekleştireceğiz. Savunma sanayi başta olmak üzere, enerjiden tarıma çok sayıda projemizi, milletimizin ve devletimizin emrine sunma tarihi olarak 2023'ü belirlememizin gerisinde işte böyle bir saik var. Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak tarihi bir dönüşümün içine girdiği bir dönemde, Türkiye Yüzyılı Vizyonu çok daha hayati önem kazanmıştır. Tabii bunun için önce kendi içimizde mutlaka hayata geçirmemiz gereken hususlar bulunuyor. Birincisi, Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında vaktimizi ve enerjimizi boşa tüketen, ortak geçmişimize haksızlık mahiyetindeki tartışmaları artık geride bırakmalıyız. Sürekli aynı şeyleri yaparak, her seferinde farklı sonuçlar ummak, sağlıklı bir zihnin hayata ve siyasete bakış tarzı olamaz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yönetim sistemi tartışmalarından, Türkiye'yi bugüne getiren ve geleceğe taşıyacak olan büyük projelere yaklaşıma kadar, bu sağlıksız bakış açısının örneklerini hala görmenin kendilerini üzdüğünü dile getirdi.

"Enerjimizi seferber etmeliyiz"

Yokluk ve yoksulluk içinde kurulan Cumhuriyetin meşruiyet kaygısının da kendi ayakları üzerinde durma sorununun da kalmadığının altını çizen Erdoğan, "Bunun için yakın tarihte olup bitenlere dair kişisel görüşlerimiz ne olursa olsun, artık hep birlikte ortak geleceğimize odaklanmalı, vaktimizi ve enerjimizi bu doğrultuda seferber etmeliyiz." dedi.

"Gönül sultanının 'Yüzde ısrar etme, doksan da olur, insan dediğin noksan da olur' tavsiyesine uygun şekilde yaşananları olduğu gibi kabul edip, önümüze bakmamız gereken bir döneme girdik." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarihimizi bir kavga, ayrışma, öfke alanı olmaktan çıkartıp, Türkiye Yüzyılına umutla, heyecanla, kararlılıkla bakabildiğimiz ölçüde bu aziz millete sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirebiliriz. Coğrafyamızda Selçuklu'dan Osmanlı'ya ve oradan Cumhuriyete uzanan kadim tarihimizin bize bıraktığı mirasın üzerinde inşa edeceğimiz Türkiye Yüzyılı ile evlatlarımızı, nesillerin özlemi olan güvenlik ve refah seviyesine çıkarmak istiyoruz. Bu mücadeleyi de ancak 85 milyon hep birlikte yürüterek, kalbi ve gözü bize dönük olan tüm dostlarımızla, kardeşlerimizle, mazlumlarla, tüm insanlıkla el ele vererek, başarıya ulaştırabileceğimize inanıyoruz. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılı için hayal ettiğimiz hedeflere ulaşabilmemizin olmazsa olmaz şartı, milli iradenin üstünlüğü ilkesini herkesin kabul etmesi ve buna uygun şekilde davranmasıdır. Vatan toprakları üzerindeki varlığımızı, her devirde farklı görünümler ile karşımıza çıkan sömürgeci emperyalist güçlere karşı verdiğimiz cansiperane mücadeleye borçluyuz. Bugün de ülkemizin ve milletimizin üzerinde karanlık hesaplar yapan emperyalist yapılara karşı aynı mücadeleyi tek vücut, tek yürek olarak vermek mecburiyetindeyiz."

"Milli irade gücünü ispatladı"

Yaşanan onca badireye rağmen hala milli iradenin gücü yerine, emperyalistlerin inayetine bel bağlamanın, tarihten ders almamak olduğunun altını çizen Erdoğan, milletin, vesayete, terör örgütlerine, darbecilere, ekonomik tetikçilere karşı verdikleri mücadelede yanlarında yer alarak hem milli iradenin gücünü ispatladığını hem de ne istediğini açıkça gösterdiğini söyledi.

"Siyaseti halka dayanarak yapmak yerine, küresel vesayet araçlarının ülkemizdeki temsilciliğine soyunarak yürütmeye kalkmak, bir asırlık Cumhuriyet tecrübesinden nasiplenmemek demektir." ifadesini kullanan Erdoğan, demokrasinin de kalkınmanın da yerli ve milli bir anlayışla ilerletilmesi gerektiğine işaret etti.

Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunulan, başörtüsü özgürlüğünü teminat altına almayı ve aile kurumunu güçlendirmeyi amaçlayan anayasa değişikliği teklifinin, Türkiye'nin sorunlarını milli iradenin gücüyle çözme kararlığının son örneği olduğunu belirtti.

"Demokrasi, hak ve özgürlükler gibi kavramları samimiyetle savunan herkesi bu teklifi desteklemeye çağırıyoruz." diyen Erdoğan, böylece Türkiye'nin, vesayet döneminin en can acıtıcı tartışma konusunu gündeminden çıkararak geleceğine daha güvenle bakabileceği iklime gireceğini vurguladı.

Türkiye Yüzyılı'na girilirken üzerinde önemle durulması gereken bir konunun da milli meselelerde birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde hareket edilmesinin başarılması olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Başkalarını bilmeyiz ama bu ülkenin hiçbir vatandaşının başka devleti, başka vatanı yoktur. İşte bunun için her fırsatta 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyoruz. Bu dört umde, 85 milyonun her birini kucaklayan, her birinin hayallerini, umutlarını, beklentilerini ifade eden, her birinin kalbinin en müstesna yerinde özenle yaşattığı değerlerdir. Farklılıklarımızın, rekabet alanlarımızın, hırslarımızın, heveslerimizin hiçbirini bu değerlerin üstüne çıkartmamalıyız. Bu değerler etrafında, hayır ve hizmette yarışarak Türkiye Yüzyılı'nı beraberce oluşturmalı ve inşa etmeliyiz. Gençlerimizin özgürlük ve hakkaniyet temelinde şekillenen zihin ve gönül dünyalarına girdikçe önümüzdeki dönemde vaktimizi ve enerjimizi doğru şekilde kullanacağımıza, milli iradenin üstünlüğünden geri adım atılmayacağına, birlik ve beraberliğimizin giderek güçleneceğine, yıkıcı değil yapıcı rekabetle Türkiye Yüzyılı'nda yol alacağımıza yürekten inanıyorum."

Türkiye ile ilgili değerlendirme yaparken küresel krizlerin ve fırsatların ortaya çıkardığı fotoğrafı ihmal etmediklerinin altını çizen Erdoğan, küresel sağlık krizini küresel güvenlik krizinin izlediğini, bunlarla bağlantılı siyasi, ekonomik, sosyal sarsıntıların derinden hissedildiği bir dönemde doğru tespitler ve doğru hamlelerle yol yürünmesi gerektiğini dile getirdi.

Erdoğan, sağlık ve güvenliğin yanı sıra enerjiden gıdaya insanlığın temel ihtiyaçlarıyla ilgili sorunların giderek arttığını, Türkiye'yi bu genel gidişten ayrıştıracak çalışmalara ağırlık verdiklerini anlattı.

"Sinsi ve çirkin hesapları bir kez daha bozacağız"

Hükümetleri döneminde kurdukları altyapının hayati öneminin, her krizde biraz daha iyi anlaşıldığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Hiç şüphesiz bu süreçte bizim de ciddi bedeller ödememize yol açan sıkıntılarımız oldu. Bu sorun bir dönem sınırlarımıza dayanan, şehirlerimizi tehdit eden terör saldırılarıydı. Kararlılık ve cesaretle uygulamaya koyduğumuz yeni güvenlik stratejimizle, terör örgütleriyle mücadelemizi, tehditleri kaynağında yok ederek yürütmeye başlayarak bu sorunun üstesinden önemli ölçüde geldik. Son dönemde verdiği ağır kayıplara rağmen sadırlarını yeniden artırmaya çalışan terör örgütünü bu şekilde hareket etmeye yönelten sebepleri biliyoruz. İnşallah sınırlarımızdaki güvenlik hattını tamamlayarak bu sinsi ve çirkin hesapları bir kez daha bozacağız."

Küresel krizlerin tetiklediği bir diğer sorunun enflasyon ve hayat pahalılığı olduğuna işaret eden Erdoğan, bu sorunun da iç ve dış sebeplerinin bulunduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Emtia fiyatlarındaki yükselişin en belirgin faktörü olan dış sebeplerin istikrara kavuşmasının biraz vakit alacağı anlaşılıyor. İçeride ise kimi panikten, kimi art niyetten kaynaklanan kurdaki ve maliyetlerdeki artışla izah edilemeyen fahiş fiyat artışlarına maruz kaldığımız bir gerçektir. Sevindirici olan ise tüm bu tablo içerisinde Türkiye'nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeye dayanan ekonomi programını uygulamayı sürdürmesidir. Bugün açıklanan ekim ayı işsizlik rakamları istihdamdaki artışın devam ettiğini göstermektedir. İstihdamın 31,2 milyonu bulduğu, ihracatın 250 milyar doları geçtiği, onca badireye rağmen döviz rezervlerimizin arttığı dönemde asıl zor olanı başarırken daha kolay konularda kendi ayağımıza kurşun sıkamayız. Buradan hem vatandaşlarımıza, üreticilerimize, perakendecilerimize, gayrimenkul ve araç sahiplerine, menkul kıymet ticareti yapanlara seslenmek istiyorum, ülkenize güvenin, ülkenize sahip çıkın, ülkenize destek verin. Kısa vadeli endişeleriniz ve kazanç kaygılarınızla ülkenizin geleceğine zarar verecek her türlü tasarruftan uzak durun. Elbette herkes alın terinin karşılığı olarak kazanacak, elbette herkesin varlığı gayretinin neticesi olarak değerlenecek ama ülkenin ve milletin kaybettiği bir ortamda bireylerin kazancı gibi gözüken hesaplar bir aldatmacadan ibarettir."

"Türkiye Yüzyılı Vizyonunu bir avuç muhterisin kazanç hırsına kurban etmeyeceğiz"

"Ürettiği, sattığı, maliki olduğu malı veya hizmeti akıl ve vicdan sınırlarının ötesinde ekonomik işleyişe zarar verecek şekilde fiyatlandıranlar aslında kendilerine de kaybettirdiklerini unutmamalıdır." ifadesini kullanan Erdoğan, bu yaklaşımı enflasyonun düşüşe geçtiği bir dönemde sergileyenlerin kendi bindikleri gemiyi kendi elleriyle deldiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yıllık enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40'lı rakamlara ineceği ortada ve fiyatlamaların mevcut yüzde 80'li rakamlara göre yapıldığı bir gerçekken hala etiketlerin başka hesaplamalara göre belirlenmesi doğru değildir. Asgari ücret, memur ve emekli maaşları başta olmak üzere çalışanların refah seviyelerindeki gerilemeyi telafi etme yönündeki gayretlerimizin enflasyon maskesinin ardına sığınan haramzadelerce akamete uğratılmasına rıza gösteremeyiz. Yılbaşında bu çerçevede ortaya çıkacak her hareketlenmeyi yakından izleyecek, reel ekonomik işleyişe aykırı her gelişmeyi belirleyecek, insanımızın hakkına el uzatanları buna pişman edeceğiz. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının ortak geleceği, ortak menfaati bizim için her bir ferdin kişisel kazanç hırsından önemlidir. Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20'ler seviyesine, 2024'te tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Açıkça söylüyorum, herkes hesabını 2023'te yüzde 20'ler seviyesinde enflasyona göre yapsın. Aksi yönde hareket edenlere hükümet olarak biz kendi yetkilerimizi, milletimiz de tercihleriyle kendi iradesini kullanarak gereken cevabı verecektir. Ülkemizin bunca fedakarlıkla eşiğine getirdiğimiz Türkiye Yüzyılı Vizyonunu, bir avuç muhterisin kazanç hırsına kurban etmeyeceğiz. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum, biz hiç kimsenin işine, gücüne, alışına, satışına, kazancına, karına karşı değiliz. Karşı olduğumuz tek şey sadece ekonomik kuralların değil, akıl ve vicdan sınırlarının da dışına taşan niyetler ve eylemlerdir. Piyasa denilen ve hukuki kurallarla birlikte insani reflekslerle de çalıştığına inandığım mekanizmanın vatandaşlarımızın sabrını daha fazla zorlamayacağına inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik gibi durumu kabul edebilmemiz asla mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır." diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlardaki hassasiyetimizi kimseye sorgulatmayız. (6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar iddiası) Mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımız, kurumlarımız her türlü işlemi bihakkın yerine getirmiştir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PKK'nın, annelerinin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, liderlerinin istismarına maruz bıraktığı 12-13 yaşındaki kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz." dedi.

Erdoğan, "Vatandaşlarımız müsterih olsun. Her türlü haksızlık, hukuksuzluk, vicdansızlık, ahlaksızlık gibi bu konuyu da her seviyede takip edip, neticelendireceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gabar Dağı'nda 150 milyon net petrol rezervinde saha keşfettik. 2022'de karada yapılan en büyük 10 keşiften biri. Rezerv değeri yaklaşık 12 milyar dolar." diye konuştu.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"(Türkiye Aile Destek Programı) Bu ay 3 milyon haneye 3,8 milyar lira nakdi kaynak aktarımı yapacağız. Kasım ve aralık aylarındaki tutarı 20,5 milyar liraya ulaşan sosyal destek ödemeleri yeni yılla birlikte katlanarak artacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencilerinin kredi ve burs miktarlarının lisansta 1250, yüksek lisansta 2500, doktorada 3750 liraya yükseltildiğini açıkladı.

Erdoğan, depremden etkilenen Düzce'deki esnafın Halkbank'tan aldığı Hazine ve Maliye Bakanlığı destekli kredi ödemelerinin 3 ay süreyle ertelendiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sosyal yardım alan hanelerdeki meslek lisesi mezunları ile lise sonrası meslek edindirme kurslarına gidenlere net asgari ücrete orantılı desteğimiz olacak. Sosyal yardım alan ailelerin devlet okullarında okuyan, dereceye giren ilk ve ortaöğretim öğrencilerine net asgari ücretin yüzde 60'ı kadar destek vereceğiz." dedi. AA