AA / AK Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye meclis üyeleriyle bir araya gelen Bakan Bozdağ, Türkiye'nin 14 Mayıs tarihinde büyük bir demokratik olgunluk içerisinde Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'ni gerçekleştirdiğini söyledi.

Seçimlerde Cumhur İttifakı'nın TBMM'deki çoğunluğu elde ettiğini aktaran Bozdağ, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendi, seçime katılan vatandaşlarımızın kullandığı geçerli oyların yaklaşık yüzde 50'ni aldı ve açık ara birinci oldu. Ancak seçim anayasa gereği, yasalar gereği ikinci tura kalmış oldu. Şimdi kalan kısmı hep birlikte ikmal edeceğiz. Esasında milletimizin 14 Mayıs'ta verdiği iradenin 28 Mayıs'ta tekemmül etmesine birlikte şahit olacağız. Seçim sonuçları ülkemize tekrar tekrar hayırlı, uğurlu olsun diye dua ve temennide bulunuyorum." dedi.

Bozdağ, sandıkta vatandaşların bütün siyasi partilere seçim sonuçlarıyla bir mesaj verdiğini aktararak, AK Parti'nin her seçim bu sonuçları doğru okuyarak adım attığını ifade etti.

Şanlıurfa'da da seçmenlerin hem Cumhur İttifakı'na hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a büyük bir destek verdiğini aktaran Bozdağ, tüm Şanlıurfalılara ayrı ayrı teşekkür etti.

Seçim süresinde yaşananları herkesin yakından takip ettiğini aktaran Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Seçim sonuçlarına baktığımız zaman bu seçimlerde yalan ve dolan algı üzerine siyaset yapan anlayışların sandıkta kaybettiğini görüyoruz. Milletinin gözünde, sözünün eri olan, dosdoğru konuşan ve doğruları yapan, doğruları söyleyen, iradenin de halktan tasvip aldığını görürüz. Seçimin hemen arkasından ikinci tur stratejileri üzerine değerlendirmeler de yapılmaya başlandı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi ve Millet İttifakı'nın adayı Sayın Kılıçdaroğlu değerlendirmelerde bulundular. Seçim sonuçlarına ilişkin tavırlar ortaya koydular. Biz hep şunu söylüyoruz, milletimizin sandığa yansıttığı irade her daim bizim başımızın tacıdır. Çünkü demokrasi bunu gerektirir. Millete ve milletin iradesine, sandığa yansıyan sonuçlara güvenmeyi gerektirir. Seçimin akşamı baktığınızda daha ilk anlardan itibaren milletine güvenmeyen bir yaklaşımı Millet İttifakı'nda ve cumhurbaşkanı adayında ve ekibinde hep beraber gördük. Seçim sonuçları ellerinde olduğu halde ve bu sonuçlar kendileri aleyhine olduğu halde milletin gözünün içine baka baka, kazandıklarını söyleyecek kadar ileri gittiler. Hatta iki tane belediye başkanı adeta tiyatro oynar gibi ekranların önünde, kameraların önünde daha doğrusu cumhurbaşkanlığını kazandıklarını söylediler ve sayın genel başkan da önde olduklarını ifade eden tweetler attılar. Bütün bunlar milletin gözünün önünde oldu. Sandık başka şey söylüyor. Milletin iradesi başka şey söylüyor. Bu iradeyi okuyanlar bu verilerin hepsi herkesin elinde olduğunu bile bile milletin de gözünün içine baka baka maalesef yalan söyledi. Milleti aldattılar. Ama sandıktan çıkan irade bütün bu yalanları ve yalancıları tekzip etti. Sonuç ortada artık ikinci turda millet son sözünü söyleyecektir."

- "Dünyanın neresinde ikinci tura giden diktatör gördünüz"

Bakan Bozdağ, ikinci tur seçimlerine yönelik çok net ifade kullandıklarını ve milletin iradesinin başlarının üstünde olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik dört bir yandan "diktatör" iftiraları atıldığının altını çizen Bozdağ, "Dünyanın dört bir yanında Sayın Cumhurbaşkanımıza diktatör iftirası yapanlar Türkiye içinde de bu iftiraya katılanlar bir defa daha öğrendiler ki Türkiye'de diktatör yok, ama diktatör iftirası yapan pek çok insan var. Dünyanın neresinde ikinci tura giden diktatör gördünüz. Dünyanın neresinde diktatör yüzde 49,52 oy almış ama onu 50'ye 51 tamamlamamış. Var mı böyle bir şey? Ama bütün bunlara rağmen demokrasiyi içselleştiren ve demokrasi için büyük mücadele veren Sayın Cumhurbaşkanımıza iftira ve yarışa gidenleri tanımamız bakımından son derece önemlidir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye demokrasi mücadelesinin en güzel örneklerini verdi." dedi.

Milletin 28 Mayıs'ta demokrasiyi içine sindirememiş kişilere en büyük cevabı vereceğinin altını çizen Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Seçimin arkasından yaşananlara baktığımızda, siyasetin kalitesini görmek bakımından da son derece önemli hadiselerin yaşandığını biliyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu bir yandan böyle kalp işareti yapıp gülücükler dağıtırken seçim sonuçları ortaya çıkar çıkmaz masayı yumruklayan birine dönüşüyor. Her gün mutfaktan video çeken adam mutfağı terk edip başka odalara girdi ve yumruklarını konuşturmaya başladı. Seçmenlere, insanlara nasıl değer verdiğini anlatırken birden bakıyorsunuz depremzede kardeşlerimize, deprem bölgesinde yaşayan insanlarımıza yapmadıkları hakareti, yapmadıkları saygısızlığı bırakmadılar. Sayın Kılıçdaroğlu, depremzede kardeşlerimize ve deprem bölgesinde yaşayan insanlarımıza hakaret eden saygısızlık yapan bu kendini bilmezlerin sözlerini kınıyor musun? Lanetliyor musun? Bunlardan dolayı, depremzede kardeşlerimizden ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızdan özür diliyor musunuz? Bakın bir yandan 'helalleşeceğiz' diyorlar. Daha şimdiden oya muhtaç olduğu halde ikinci tura ihtiyacı olduğu halde kendilerini tercih etmeyen aziz vatandaşlarımıza tercihlerinden dolayı yapmadıkları hakareti yapmadıkları saygısızlığı bırakmıyor. Kim demokrat? Kim hoşgörülü? Kendi gibi düşünmeyenlere, farklı düşünenlere, farklı tercihlerde bulunanlara, saldıranlar mı daha demokrat yoksa 'milletin iradesi başımın üstündedir' diyen Erdoğan mı daha demokrat. 'Biz emri milletten alırız' diyen Erdoğan mı daha demokrat? Yoksa milletine saygısızlığın alasını yapan bu zihniyet mi daha demokrat. Bunu elbette aziz milletimizin temiz vicdanına ve takdirine bırakıyorum."

- "Malkoçoğlu Kılıçdaroğlu, nasıl yapacağını şaşırdı"

Bakan Bozdağ, seçimlerin hemen ardından Kılıçdaroğlu'nun söylem değişikliğine gitmeye başladığını işaret ederek,

"14 Mayıs'tan sonra milliyetçi kesilen Kılıçdaroğlu mu size inandırıcı geliyor yoksa 'Demirtaş'ın serbest kalmasını istiyorsanız peşime takılın' diyen Kılıçdaroğlu mu size inandırıcı geliyor? Siyasetteki bu riyakarlığa, siyasetteki bu ikiyüzlülüğe sandıkta vatandaşımızın cevap vereceğine ben yürekten inanıyorum. Bir yandan Mücahit Kılıçdaroğlu, Mücahitliğe epey bir yeni boyut kattılar. Kılıçdaroğlu mücahit olur mu? Ya sormak lazım aziz milletimize Kılıçdaroğlu Mücahit kavramını taşımaya uygun mu, değil mi? Bir yandan Fatih Erbakan'dan daha Erbakancı bir Kılıçdaroğlu. Bir yandan Sayın Bahçeli'den daha milliyetçi Başbuğ bir Kılıçdaroğlu ama yetmiyor anlaşılan bütün bunlar yetmedi şimdi Malkoçoğlu olmaya koyulmuş. Artık Malkoçoğlu Kılıçdaroğlu, nasıl yapacağını şaşırdı. Ya bu kadar çark etmeye ne hacet var? Ya olduğun gibi görün, ya o görün ol. Milleti aldatmak için bin bir takla atmanın alemi yok. Bu millet doğruyu söyleyeni de doğruyu konuşanı da doğru yapanı da çok ama çok iyi biliyor. Onun için ben diyorum ki Allah'ın izniyle 28 Mayıs'ta aziz milletimizden, Diyarbakır’da da Urfa'da da Edirne'de de Trabzon'da da Yozgat'ta da aynı lafı söyleyen Erdoğan'ı seçecek. İle göre muhataba göre laflarını değiştiren ve milleti aldatmaya çalışan Sayın Kılıçdaroğlu'na kırmızı kartı gösterecektir. Senden başkan olmaz. 'Bay bay Kemal' diye gönderecektir. Olur mu? Milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyenlerden başkan olmaz. Ben inanıyorum ki aziz milletimiz kendilerini aldatmaya dönük bu stratejilere 'beni aldatamazsın, ben görüyorum, ben duyuyorum ve her şeyin farkındayım' diyecek ve sandıkta Sayın Kılıçdaroğlu'na daha önce 14 Mayıs'ta yüzde 45 civarındaki oyun bir kısmını geri çekecektir. Ona da ben yürekten inanıyorum. 'Sen bu oya layık değilsin. Ben seni takdir ettim. Lafının eri bildim o yüzden takdir ettim. Ama değilmişsin.' Hani diyor ya 'söz diyor sana söz'. Söz diyor daha şimdiden sözünü hemen aldı gitti. Şimdi sen kime söz verdin? HDP'ye verdin ne oldu o sözler? Belli ki PKK, FETÖ, terör örgütleri de sizden bir takım taahhütler aldığı anlaşılıyor. Veya onların öyle algıladıkları anlaşılıyor. Ne derseniz deyin. Ne oldu şimdi? Ben HDP'ye, Yeşil Sol Parti'ye oy veren vatandaşlarımıza da sesleniyorum. Şimdi hemen rota kıran milliyetçi dalgaya kendini veren Kılıçdaroğlu, Allah muhafaza yarın imkan verse sizin dediklerinizi mi yapar? Daha sizin oyununuza ihtiyacı varken sizi sattı adam. Yarın oyunuzu aldıktan sonra dönüp size bakar mı? Onları da bu açıdan bir kez daha Yeşil Sol Parti'ye oy veren, HDP'ye oy veren vatandaşlarımızı bu açıdan bir kez daha düşünmeye davet ediyorum."

Türkiye'nin dik duruşu olan bir lidere ihtiyacı olduğunun altını çizen Bozdağ, "Türkiye'nin iklime göre duruşu, oturuşu, kalkışı, değişen liderlere değil, duruşu net olan liderlere ihtiyacı var. Birden bire kalp işaretleri yaparken yumruklamaya dönen psikolojisi dengesi bozulanlara değil iradesi istikameti net olan, duruşu net olan Erdoğan gibi dirayetli bir lidere ihtiyaç var. Dünyanın gözünün içine bakıp 'dünya beşten büyüktür' deme cesaretini gösteren bir iradeye ihtiyaç var. Karşısındakileri görünce fikri değişenlerle Türkiye'nin alacağı bir yol yoktur." dedi.