Haber-Yorum / Tuğba POLAT

Güneydoğunun kadim kentlerinden Siverek; Karacadağ'ın batısında, Fırat'a doğru uzanan bölgede, Diyarbakır-Şanlıurfa-Adıyaman üçgeninde kurulmuş bir şehir.
Tarih boyunca çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapan kent, en son 1535 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Bu dönemde pek çok imar faaliyetine sahne olan Siverek'te camiler, hanlar, hamamlar, çeşmeler ve çarşılar yapılarak Siverek Kalesi de yeniden tamir edilmiştir. Şehrin kronolojik gelişimi; ise
1908'de Viranşehir, Çermik ve Karacurun (Hilvan) kendisine bağlanarak mutasarrıflık yapılmıştır.
1923 yılında Viranşehir ve Çermik ilçeleri de kendisine bağlanarak vilayetlikle mükâfatlandırılmıştır.
1926 yılında ise aşiretler arasındaki çekişmeler ve yerel yöneticilerin de isteğiyle ilçe yapılarak Urfa'ya bağlanmıştır.
Neden ilçe yapıldığına gelince İsmet İnönü Başbakanlığında hazırlanıp TBMM'ye gönderilen 1/955 Sayılı Kanun Tasarısı komisyonlarda yapılan görüşmeler sonucunda kabul edilmiş olup 877 Sayılı Teşkilatı Mülkiye Kanunu adıyla 26 Mayıs 1926 tarih ve 404 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş.
Alınan kararın gerekçeleri mantık çerçevesinde bakıldığında her hangi bir zemine oturtulamaz. Halk arasında konuşulan gerekçe ise Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde meydana gelen Şeyh Sait olayıdır. Siverek'in, dönemin hükümetinin aldığı siyasi bir karar nedeniyle cezalandırılıp ilçe yapıldığıdır.
Alınan bu karar Siverek'in geleceği için yaşanacak gerilemenin başlangıcı olmuş. Şehirde vilayetken iki cami, üç mescit, bir kilise, iki medrese (Lise sonrası okul) bir İdadi (Lise), bir Rüştiye (Ortaokul), üç iptidaiye (İlkokul), altı sübyan mektebi (anaokulu), dört azınlık okulu (Gayrı Müslim okulları), dört han, iki hamam, bir çarşı ve beş çeşme olduğu kayıtlarla belgelenmiş.
Fakat il olma hakkı elinden alındıktan sonra, ülke olarak yeni okullar açılması için mücadele verirken, cezalandırılırcasına Siverek'te varolan eğitim yuvaları teker teker kapatılmış. Geçen yıllarda şehirden göçler yaşanmış. Geride kalan aydınlar ve basının çabaları ile şehre ancak 1946 yılında ortaokul açılmıştır.
Tek partili dönemde herhangi bir itiraz yapılamazken, Menderes döneminde bir heyet gönderilerek sorunlarının çözümü için görüşme yapılıp, söz alınmış. Fakat ardından gelen darbe nedeniyle bu istek tekrar halı altına süpürülmüştür.
Geçmişten bugüne sayısız başbakan, milletvekili, parti başkanı ile yapılan görüşmeler, alınan sözler işe yaramamış, Siverek yalnız bırakılmış.
Siverek'i Vilayet Yapma ve Kalkındırma Derneği tarafından, aralarında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Mesut Yılmaz, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in de bulunduğu 13 politikacı hakkında, Siverek'i il yapacaklarına dair verdikleri sözü tutmadıkları gerekçesiyle, 1996 yılında 2 milyar 50 milyon liralık tazminat davası açılmış.
Fakat herhangi bir sonuca ulaşılamamış. Dernek başkanı Koçali Aymaz; ''Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız'' dedi. Fakat sonrasında uluslararası mecrada ülkesinin siyasetçilerinin yalan beyanda bulunduğunun konuşulmasını gururlarına yediremediklerini açıkladı. Hayatının 35 yılını bu mücadele için harcayan Aymaz öncülüğünde bir heyet, 2000 yılında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Siverek'ten göç eden Fettahlı ailesinin üç kolundan birine, Akdeniz koluna mensup olan Bahçeli'nin kendilerine verdikleri sözle ayrıldılar. Maalesef verilen bu söz de bugüne kadar yerine ulaşmadı.
Kendisinden koparılan il olma hakkı için mücadele veren Sivereklilerin umudu, hemşehrileri MHP Lideri Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın destek ve ilgisi. Siverek Cumhuriyetin 100. Yılında, 2023'e İl olarak girmek istiyor..