İbrahim Peygamber (Allah'ın Salat ve Selamı Üzerine Olsun); Rabb Tealanın Kur'anda halilim (dostum) diye hitap edip tavsif ve tesmiye ettiği büsbüyük şahsiyet... Peygamberlerin ve Peygamberimizin atası, Hanif inancının ete kemiğe bürünmüş şekli...
Kesin olan şeyler var, kesin olmayan şeyler var... İbrahim Peygamberin tevhid mücadelesi verip, bu uğurda bedel ödetilmek ve cezalandırılmak için ateşe atıldığı ve ateşin ise Allah'ın emri ile serin ve selametli bir şekle dönüşerek İbrahim'i yakmadığı kesin, zira Kur'anda açıkça anlatılıyor. Fakat İbrahim Peygamberin ateşe atıldığı yerin / beldenin Urfa olduğu ise kesin değil ama ve lakin Urfalıların genel inanç ve kabulü ise bu şehirde ateşe atıldığı ve şu anki mevcut Halil'ür Rahman Havuzunun da önceden ateş iken bilahare suya inkilap ettiği yönünde...
Ha, şu da var ki İbrahim Peygamberin ateşe atılma vakasını inkar eden dinden çıkar; zira Kur'anı (Kur'anda geçen bir vakayı) inkar eden, o Kur'anı tebliğ eden Muhammed Peygamberi de (Allah'ın Salat ve Selamı Üzerine Olsun) inkar etmiş olur, Hz.Muhammed'i (Allah'ın Salat ve Selamı Üzerine Olsun) inkar eden ise Allah'ı inkar etmiş olur ve neticeten dinden çıkar ama ve lakin "İbrahim Peygamber Urfa'da değil de başka bir yerde ateşe atıldı" diyen ise ne dinden çıkar ne de ilmi bir hakikate muhalefet etmiş olur zira İbrahim Peygamberin ateşe atıldığı yerin Urfa olduğuna dair Kur'anda açık hüküm olmadığı gibi, dini ve ilmi eserlerde de bu mevzuda kesin bir bilgi yoktur...
Tüm / çoğunluk Urfalılar gibi var sayalım ki; İbrahim Peygamber Urfa'da ateşe atıldı ve şu anki mevcut havuz da başta odun yığınları ile dolu iken, mucizevi olarak suya inkilap etti ve dönüştü...
Bir insan / bir peygamber; Allah'ın tekliğini ve hâkimiyetini dava edip haykırdığı için, o zamanki muktedir kral tarafından ateşle yandırılmaya mahkum ediliyor, akabinde ateşe atılıyor ve sonrasında ise o insanın / peygamberin inandığı Allah, ateşe İbrahim'i yaktırtmıyor, İbrahim'i kurtarıyor!
Vakanın muhteşemliğini, mucizeviliğini, enteresanlığını ve hayretmedarlığını tasavvur edebiliyor musunuz?
Pekiyi siz olsanız, İbrahim Peygamber tevhid mücadelesi vermiş, ateş kendisini yakmamış, Nemrud'a galebe çalmış, Allah ona doğrudan yardım etmiş vs vs; siz İbrahim'in düştüğü yer olarak kabul ettiğiniz o suya / havuza ne ad verirsiniz? Evet, doğru şekliyle ya Halil'ür Rahman gölü (aslında havuzdur ama hadi Urfalılar göl dedikleri için ben de göl diyeyim, nasıl bir gölse, gölet de dememişler...), Tevhid gölü, ateş gölü, serin ve selamet gölü vs vs...
Sahi bu "Balıklıgöl" tabirini kim uydurmuş ve bu milletin diline pelesenk etmiş? Ne yani, o aklıevvellerin İbrahim Peygamberin o büyük ve mücizevi vakasından kala kala akıllarında sadece balık mı kalmış sadece? Odunlar balık olmuşmuş, balıklar kutsalmışmış, bir sürü palavra... Koca kıssayı / vakayı küçülte küçülte bir balığa kadar mı indirdiniz? Yeter artık o balıkların hakikati perdelediği; orası İbrahim Gölüdür, Ateş Gölüdür, Tevhid Gölüdür, Dost Gölüdür, İman ve Sadakat Gölüdür! Sen İbrahim gibi imanlı ve sadık ol, bak bakayım ateş bile seni yakabiliyor mu? Selamlar.
Ömer SİNİKAN
BALIKLIGÖL İSMİNİ KİM UYDURMUŞ?
Yorumlar
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı