AA/ Şanlıurfa'dan AK Parti milletvekili adayı olan Bozdağ, partisinin Viranşehir Seçim İrtibat Bürosu'nun açılışında konuştu.
Seçimlerde Türkiye'yi kimin yöneteceğinin belirleneceğini belirten Bozdağ, millet iradesinin yolu ve istikameti tayin edeceğini söyledi.

AK Parti'nin iktidarda olduğu dönemde, verdiği sözleri tuttuğunu aktaran Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dertlere derman olan bir lider olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin bütün illerinin ve ilçelerinin aynı hizmetleri aldığını anlatan Bozdağ, heykel yapan değil Türkiye'nin dört bir yanını dev eserlerle donatan anlayışla yol aldıklarını vurgulayarak şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımızın iktidarda yaptıklarıyla ilgili konuşurken bazıları diyor ki 'Biz 20 yılın günahına ortak olamayız. Bu vebalin sorumluluğu altına giremeyiz.' Veballerimiz nedir? Ayasofya'yı müzeyken ibadethane yapmak mı bizim vebalimiz, vebal mi bu? Başörtülü kızlarımızın, kadınlarımızın ortaöğretimde, yükseköğretimde gasbedilen haklarını vermek Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının vebali mi? Böyle vebale can kurban. İstanbul Havalimanı'nı yapmak, dünyayı İstanbul'da toplayıp, İstanbul'dan dağıtmak, Türkiye'yi hava yollarında dünyanın başkenti yapmak vebal mi? Tayyip Erdoğan'ın vebali bu mu?"

"Şehir hastaneleriyle Türkiye'yi donatmak, ilk nükleer enerjiyi kazandırmak, yerli ve milli otomobili kazandırmak vebal mi?" sorusunu yönelten Bozdağ, "Bizim vebalimiz ne, birisi söylesin. Teröre dünyayı dar etmek vebalse o vebali biz bilerek alıyoruz. Teröre dünyayı dar edeceğiz. Bu memleketin düşmanlarına göz açtırmamaksa, bizim indimizde onlar sevabın en büyüğüdür. O anlayışla hareket ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Türk milletinin hak ve menfaatlerini gözettiklerini vurgulayan Bozdağ, Türkiye'nin etrafındaki yangınlara rağmen huzur, barış ve istikrar adası haline geldiğini söyledi.
Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:

"CHP'nin veballerini saymaya kalksam bizimki gibi değil. Rahmetli Menderes idam edilirken bunlar için için seviniyor, için için alkışa duruyorlardı. Başörtülü kadınların eğitim hakları elinden gasbedilirken, buna 'hak' diyorlar, bu hakkı vermek isteyen partilerin kapatılmasını alkışladıkları gibi her düzenlemeyi mahkemeye taşıyorlardı. 28 Şubat'ta rahmetli Erbakan hocamızı boncuk boncuk terletip kayıp trilyon davasından haksız yere hapiste yatmasını 'adalet' diye savundular. Bunların yaptıkları öyle yenilir yutulur şeyler değil ama biz bunların hepsine son veren bir anlayışla yola devam ettik."

- "Bunlar samimiyetsiz, tek dertleri seçmeni aldatmak"

Türkiye'nin istikrarsızlaştırılmak istendiğinin altını çizen Bozdağ, muhalefetin yönetilemeyen Türkiye vadettiğini belirtti. Bozdağ, Türkiye'nin bilinmezliğe yol almasına milletin izin vermeyeceğini, muhalefetin samimi olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yozgat'ta "Kandil'i terör örgütünün başına yıkmaktan" bahsettiğini aktaran Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun Van'da ise "Selahattin Demirtaş'ı istiyorsanız, Osman Kavala'yı serbest bırakmak istiyorsanız bana oy verin." dediğini anlattı.

Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Şimdi milliyetçi, muhafazakar yerlere gidiyor, yanında milliyetçi muhafazakar birini, sosyal demokrat olan yerlere gidiyor sosyal demokrat olan birini, HDP'ye oy veren seçmenlerin yoğun olduğu diyarlara gidiyor onlara sempatik gelen birini götürüyor. Bu ne demektir? 'Benim dediğime siz inanmazsınız ama benim şahitlerim var, milliyetçilik isteyenler Mansur yanımda ben milliyetçiyim. Sosyal demokrasi isteyenler bakın benim yanımda Ekrem İmamoğlu var, ben sosyal demokratım. HDP'ye oy verenler bakın ben de sizin gibi gidiyorum.' Bir adam üç, beş türlü olur mu? Mansur'la milliyetçilik nidaları atan mı gerçek Kılıçdaroğlu, yoksa Van'da coşup HDP'nin hedeflerine koşan mı gerçek Kılıçdaroğlu. Yoksa sosyal demokrasi deyip İmamoğlu ile başka alana yelken açan mı gerçek Kılıçdaroğlu? Bunlar samimiyetsiz, tek dertleri seçmeni aldatmak.

Bir de operasyon partileri var. AK Parti'den oy tırtıklamak için kurulmuş ya da kurdurulmuş partiler. Kimileri 'Selam verirsek Anadolu ayağa kalkar' dedi ama şimdi millet selamını almıyor. Bunları da iyi görmemiz lazım. Koltuklar, makamlar, unvanlar, sıfatlar elden gidince bambaşka yola savrulanlara bu ülkenin emanet edilmesi bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür."