Ah İbrahim evin perdeleri örtük değil
Beton demir yığını arasında ayakta kalmış sütun
Kimselere sorma nefes alan düşman bilinir
Kin tarihin mirası gittikçe bilenir taşa demir misali
Taş çatlar dört yandan bıçak körelir
Her taraf paramparça yürek erir takat yok
Yer yurt bırakılmadı
Öldürüldüğünde tok ölmenin faydası ne
Cellad sormuyor düzeninde
Dar ağaçları kurulmuyor
İnsan kalan cesedini toplar insanının
Bilmen lazım yıkanmaz savaşta işgale uğrayan
Uzun hikâyedir ah İbrahim
Dünyanın 365 Gün 6 Saat döngüsü kutlanır.
İnsana benimsetilen zamandan ummaktır derde dermanı
Derdi dermanı veren kim
Hangi derman saklı tutulur yok bilinir İbrahim
Kimdir huzursuzluğu şahikaya çıkaran
Canlıya katliamı mubâh sayıp aldatan
Su bitecekmiş buğday azalacakmış işgaller helâl mıdır
Sadece kendisine insan olan ne biçim vahşet
Neden kutlanır iyi dilekler temenni edilir özü gürlük istenir
Her yer rengarenk süslü beklentiler farklı
Özü gürlüğü kısıtlayan yok eden kim
Bir çocuk ağlıyor içinden koynunda elleri
Bağrına basar kanlı gömleği anne
Sesler duyulur öncesinde canlı sonrasında kesik
Yılbaşında çılgınlıklar farklı aslında çaresizlik
Çöküyor çatırtılarla bina aniden etrafta toz duman
Her canlının yaşam hakkı kutsaldı hani
Ne istenir dünya o kadar küçük değil
Bir deri kemik kalmış bedenler lokmaya muhtaç
Ya onlar insan değil ya gördüğüm rûya
Özü gürlüğü kısıtlayan yok eden kim
Neden niçin bu kinle katliam
Tutuver elinden çocuğun kucağında kedisi
Yanlış zamanda doğmadığıma eminim
Sadece adım İbrahim değil
Özü gürlüğü kısıtlayan yok eden kim
Gel büyütelim gönlümüzdeki kırmızı gülleri
Kadife gülleri severdi baban
Ondan reçel yapardı annen
Büyük putun başında asılı balta kimin
Yılbaşında eğleniyor kimisi
Her çılgınlık serbest
Süremediğin araca eleman iste
Baylar başka arzunuz nedir
Kimliğiniz belli değil
Hüviyetiniz necedir isminiz
Ah keşke adım olsaydı ismin
Uzun hikâyedir ah İbrahim