Nebihe UÇAN / Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesinde görevli Diyetisyen Ahmet Bozkuş, 20 Mayıs obezite günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı

Obezliğin zamanda diyabet kalp hastalıkları, kanser ve benzeri hastalıklara yakalanma riskini de arttırdığına dikkat çeken Diyetisyen Bozkuş, obezite kişinin yalnızca vücudunda olumsuz izler bırakmayacağını söyleyerek fizyolojik bozuklukların haricinde obezite, kişide psikolojik bozuklukların oluşmasına da neden olabileceğine değindi.

Diyetisyen Bozkuş, özellikle obez kişilerde depresyon ya da yeme bozuklukları gibi çeşitli rahatsızlıkların görülme riskinin daha fazla olduğunu belirtti.

Obezite günü ile ilgili açıklamada bulunan Bozkuş, "Obezite insan ömrünü kısaltması ve çıkardığı yan etkiler sonucunda olumsuz etkiler ve hayat kalitesini etkilemesi sebebiyle bir hastalık sayılmaktadır. Haksız bir biçimde vücuttaki aşırı derecede yağ birikimi olarak tanımlanmaktadır. Erkeklerde yüzde 15 ila 20, kadınlarda ise yüzde 25 ile 30 arasında yağ oranı normalken bunun üzerine çıkması obezite olarak tanımlanmaktadır. Küresel ölümlerin yüzde 70'ini oluşturan bulaşıcı olmayan hastalıklardan dört tanesi kalp hastalıkları, kanser, solunum yolu enfeksiyonları ve diyabetin altında yatan sebebi aslında obezitedir. Obezitenin prevelansına bakacak olursak Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı çalışmalar sonucunda dünya üzerinde yüzde 38 oranlarında aşırı kiloluluk, yüzde 18 oranlarında ise obezite mevcuttur. Bu durum Avrupa'da ve Türkiye'ye baktığımızda yüzde 38 oranlarında aşırı kiloluluk iken yüzde 30 oranlarında obeziteye çıkmaktadır." dedi.

Obezitenin hem çocuklarda hem de yetişkinlerde sorun oluşturduğunu belirten Bozkuş, "Sadece yetişkinlerde değil çocuklarda da ayrı bir sıkıntı ve sorun oluşturmaktadır. 18 yaş altı çocuklarda yapılan bir çalışma üzerinde Türkiye'de ve Avrupa'da ölçülen obezite oranı yüzde 20'leri bulmuştur. Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite yaşamın ilk adımıdır. Bunu hayata entegre etmemiz gerekmektedir. Bunun için de gerekli her şeyi yapmak gerekir. Normalde obezite bir bireysel sorun değil, toplumsal bir sorunumuzdur. Bu yüzden de multi disiplinler bir çalışma gerekmektedir. Gerek Sağlık Bakanlığımız gerek Halk Sağlığı Müdürlüklerimiz, gerek toplum sağlığı Müdürlüklerimiz ve Hastanelerimiz bunun için projeler üretmekte bu projeleri desteklemektedir. Gelin biz de ilk adımı atalım, sağlıklı beslenelim hareket edelim ve obez olmayalım."