Kahramanmaraş merkezli depremler, sadece insanları değil, hayvanları da olumsuz etkiledi. Yüzlerce hayvan sahipsiz kalırken, bazıları da yuvasız kaldı. Bu hayvanlardan biri de "Püsük" isimli kediydi.
Henüz yavruyken Kahramanmaraş'taki Sosyal Bilimler Lisesinin bahçesinde bulunan Püsük, tuvalet eğitiminden dolayı evde yaşadığı düşünülerek okulda korumaya alındı. Bir süre sonra, Ataşehir'deki Lemanana Anaokulu Müdürü Cemil Sezer, yardım çalışmaları için gittiği kentteki okulda Püsük'le karşılaştı. Yaklaşık 20 gün boyunca depremzedelere destek çalışmalarının yanı sıra kediyle de vakit geçirerek bağ kuran Sezer, Püsük'ü İstanbul'a getirmek istedi.
Okul yöneticisinin kediyi vermek istememesi üzerine bir süre daha Kahramanmaraş'ta kalan Püsük, hamile olduğunun anlaşılması üzerine daha iyi şartlarda yavrularını dünyaya getirebilmesi için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla kente getirildi.
Lemanana Anaokulunda yeni bir yuva bulan Püsük, ilk geldiğinde yaşadığı tedirginlik ve ürkekliği kısa sürede üzerinden attı. Hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin sevgisini kazanarak okulun maskotu haline geldi. Sınıf sınıf dolaşarak derslere giren sevimli kedi, öğrencilerin yanı sıra okulun köpeği "Sunny" ile de gün içerisinde eğlenceli vakit geçiriyor.
Püsük'ün dünyaya getirdiği 6 yavrudan 5'i sahiplendirilirken, kendisiyle benzer renklere sahip "Pisik" adlı yavrusu ise annesiyle birlikte anaokulunda yaşamını sürdürüyor.
Lemanana Anaokulu Müdürü Cemil Sezer, Püsük'le yollarının nasıl kesiştiğini anlatarak, depremden sonra Kahramanmaraş Sosyal Bilimler Lisesine yemekhane sorumlusu olarak gönüllü gittiğinde bahçede Püsük'le karşılaştığını ve 20 günlük süreçte kediyle de vakit geçirdiğini söyledi. Püsük'ün ev kedisi olduğunu düşündüklerini, çünkü tuvalet eğitimi olduğunu aktaran Sezer, hamileliği anlaşıldıktan sonra Püsük'ün İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla İstanbul'a getirildiğini belirtti.
Sezer, Püsük'ün anaokulunda kendi içinde günlük bir rutininin oluştuğunu, genelde uyumayı tercih ettiğini, uyumadığı zamanlarda da okuldaki diğer hayvanlarla keyifli vakit geçirdiğini anlattı. Püsük'ün okuldaki çocuklarla iyi bir ilişki kurduğunu, gayet sıcak ilişkisi olduğunu ve çocukların Püsük'ü çok sevdiğini ifade etti.
Aynı zamanda okulda bir köpeğin de olduğunu belirten Sezer, çocukların hayvanlarla teması bu yaşlarda kurmalarının çok önemli olduğunu, karşılıklı hem güven bağları oluştuğunu hem de hayvan sevgisini birinci elden burada kazanmış olduklarını söyledi.
Püsük'ün bir kez kaybolduğunu anlatan Sezer, tasması olmasına rağmen bir hafta kadar haber alamadıklarını, dışarıdayken mahalleden birisinin sahipsiz zannedip aldığını, o sıra ilan çıktıklarını ve o şekilde kendisine ulaştıklarını söyledi. Çocuklara fark ettirmemeye çalıştıklarını, kendilerinin de aslında "bulacağız" inancında olduklarını, çünkü çok kıymetli olduğunu ifade etti.
Okulda hayvan beslenmesine olumsuz bakan bazı velilerin, düzenli veteriner kontrolünü öğrendiklerinde zamanla düşüncelerinin değiştiğini kaydeden Sezer, Püsük'le ilgilenen okul görevlisi Güler Salise Ahçıoğlu'nun da 6 Şubat'taki depremin herkesi çok derinden etkilediğini, yardımlaşma ve dayanışmayla bir olunduğunu, maddi, manevi oradaki insanları ve hayvanları düşündüklerini söylediğini aktardı.
Ahçıoğlu, Cemil Sezer'in "Bir kediyi sahiplenelim" deyince, hiç düşünmeden "Hocam bakarız okulda" dediğini, sonra kedinin geldiğini ve hamile olduğunu anlattı. Çok ürkek, tedirgin olduğunu ancak sevgileriyle şu an çok mutlu olduğunu, çok sevdiklerini ve yavrularını çok güzel yerlere sahiplendirdiklerini ifade etti.
Ahçıoğlu, okula her geldiğinde kendisini karşılayan Püsük'ün kaybolmasına çok üzüldüğünü dile getirerek, bir gün geldiğinde olmadığını, ertesi gün geldiğinde bulamadığını ve "Hocam, Püsük kayboldu herhalde yok" dediğini anlattı. Sonra mahalleye sorduğunu, başına bir şey mi geldi diye merak ettiğini, çünkü Püsük'ün çok güzel bir kedi olduğunu söyledi. Daha sonra resimlerini okulun kenarına astığını ve birinin telefonla ulaştığını, dışarıda kaldığı için sokak kedisi sandığını, hemen gidip aldığını ifade etti.
Rahatsızlanan kedinin nefes darlığı çektiğini ve 5 gün yoğun bakımda kaldığını ifade eden Ahçıoğlu, o dönem Püsük'ü kaybetmekten çok korktuklarını söyledi. Ahçıoğlu, Püsük'ü izlerken hoşuna gittiğini, onun oynamasının hoşuna gittiğini, mutsuzsa onu seyrederken huzur bulduğunu, yorgunken, mutsuzken onların bir oynayışı, bir hareketinin kendisini mutlu ettiğini sözlerine ekledi.