“Gündem Özel” programının canlı yayın konuğu olan Hukukçu- Yazar Av.Dr. M.Lamih Çelik başta başıboş köpek sorunu konusunda Gazeteci Veysel Polat’ın sorularını cevaplandırarak önemli açıklamalarda bulundu.

Yayın Yönetmenimiz Veysel Polat’ın hazırlayıp sunduğu “Gündem Özel” programının canlı yayın konuğu olan Hukukçu- Yazar Av.Dr. M.Lamih Çelik sorunun hukuki ve belediyeler ile ilgili sorumluluğuna dair soruları cevaplandırdı.

İslam dini hayvanlara iyi davranmayı emreder

Hayvan sevgisine ve hayvan haklarına ilişkin İslam Dininin bakış açısını anlatan M. Lamih Çelik, Peygamber Efendimizin kedi beslediğini ve kedi besleyen sahabeye kedilerin babası anlamında “Ebu Hureyre” lakabını verdiğini belirterek; “İslam Dini hayvanlara karşı müşfik bir din ve hayvanlara karşı merhamet ile davranılmasını emrediyor.

Bu manada Osmanlı dönemine baktığımız zaman hayvanlar ile ilgili vakıfların kurulduğunu ve hatta göç edemeyen, hasta leyleklerin tedavisi için hastane kurmuş bir medeniyetten geliyoruz. Urfa’daki evlerde kuş takaları var.

Ama geldiğimiz noktada evlere kuşkonmaz koyuyoruz ki kuşlar evlere konmasın diye. Yaklaşım olarak daha önce akraba olarak yaşarken şimdi bir anlayış değişikliği oldu. Halbuki bizin inancımız, ahlaki değerlerimiz her canlıyı değerli olarak kabul eder.” Dedi.  

Kısırlaştırmalar olmazsa 10 yıl içinde köpek sayısı 60 milyonu bulacak

Günümüzde başıboş köpeklerin büyük bir sorun haline geldiğini ve özellikle de çocukların başıboş köpeklerin saldırısına uğrayarak büyük mağduriyetler yaşadığını belirten M. Lamih Çelik; “Maalesef başıboş köpek sorununda köpeklerin hızlı bir şekilde çoğalması söz konusu. Yasal olarak belediyelerin sahipsiz köpekleri toplaması ve kısırlaştırması gerekiyor.

Rakamsal olarak baktığımız zaman kısırlaştırılması unutulan bir köpek 6 yıl sonrasında 67 bin adete ulaşıyor. Özlem Zengin’in yasa çıkarken yaptığı konuşmada 10 yıl içerisinde kısırlaştırma olmazsa köpek sayısının 60 milyona ulaşacağını dile getiriyor. Dolayısıyla topyekûn bir seferberlik gerekiyor.

Halihazırda resmi rakamlara göre tespit edilen 2 milyon 800 bin köpek sayısı var ve buna karşılık belediyelerin barınak kapasitesi 100 bin. Köpek saldırılarından dolayı halk “Bu köpekleri toplasınlar, barınaklara götürsünler orada sürekli tutsunlar” anlayışı içerisinde. Ama belediyelerin barınak kapasitesi bu sayının çok çok gerisinde” dedi. Yasaların köpeklerin sürekli olarak barınaklarda tutulmasına müsaade etmediğini dile getirdi.

Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyeleri hayvan barınağa kurmak zorunda

Başıboş köpek sorunuyla sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da karşı karşıya olduğunu belirten M. Lamih Çelik Avrupa ülkelerindeki uygulamalara ilişkin bilgiler vererek; “Türkiye’de bu sorunla ilgili başka bir sıkıntı daha var. O da yetkinin kimde olduğuna ilişkin.

Yaygın olarak sorunun muhatabı Büyükşehir Belediyeleri zannediliyor. Büyükşehir yasasında hayvan barınağı yetkisi Büyükşehir Belediyesine verilmiş. Ama sokak hayvanlarını toplayıp barınağa kim getirecek? Biz bunu 2014 yılında Bakanlığa sorduk. Bakanlığın verdiği cevap; sokak hayvanlarının toplatılıp barınağa getirilmesi İlçe belediyelerine aittir.

Bu görüşün sonrasında yasa çıktı. 5199 Sayılı hayvanları koruma kanununda diyor ki; Büyükşehir Belediyesi ve nüfusu 25 bini aşan Büyükşehir İlçe Belediyeleri hayvan barınağı kurmak zorunda. Urfa’da 25 binin altında ilçe belediyemiz yok ve dolayısıyla Urfa’da bütün ilçe belediyelerimiz hayvan barınağa kurmak zorunda.

Sonuç olarak Büyükşehir Belediyesi  de ilçe belediyelerimiz de hayvan barınağı kurmak zorunda” diyerek yasal uygulamalarda ortaya çıkan sorunlara dikkat çekti. Belediyeler bünyesinde, Veteriner Hekim müdürlüklerinin kurulması gerektiğinin altını çizdi.

Herkesin elini taşın altına eline koyması gerekiyor

Köpek saldırılarından Danıştay’ın Valilik, Büyükşehir ve İlçe Belediyelerini sorumlu tuttuğunu hatırlatan Av.Dr. M.Lamih Çelik; “Başıboş köpek sorunu kamu imkanları ile çözülür demek biraz zor ve insafsız olacaktır belki.

Bütün ilgili kurum ve kuruluşların yanı sıra STK’ların da bu işin çözümü için elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyorum. Sorunun çözülmesi gerekiyor ve bu durum artık aciliyet arz ediyor” diyerek toplum vicdanına uygun olarak sorunun çözülmesi gerektiğini altını çizdi.

Kaynak: GAPGündemi / Tuğba POLAT