İLKHA/ Ramazan boyunca merkez camilerinde her gün vaaz verileceğini belirten Açık, buralarda İslam ahlakı gibi konuların anlatılacağını bildirdi.
Açık, "Her camimizde mutlaka bir vakitte, ya sabah ya öğlen ya da ikindi öncesinde veya sonrasında hem bayanlara hem de erkeklere bütün camilerimizde mukabele okunacak. Daha sonra merkezi camilerimizde öğleden önce veya ikindiden önce olmak üzere otuz gün boyunca her gün vaaz verilecek. İslam ahlakının, orucun ve zekatın konuları tek tek anlatılacak. Bilindiği gibi ramazanın son on günü itikaf var. Geçen sene olduğu gibi bu sene de uygun olan bazı camilerimizde on gün, bazı camilerimizde bir gün de olsa mutlaka itikaf yapılması için zemin hazırlamaya çalışacağız." dedi.
Ramazan boyunca ziyaret edilebilecek şekilde bir kitap fuarı açacakları bilgisini veren Açık, "İnşallah Hasanpaşa Camii'nin avlusunda açılacak. Orada otuz gün boyunca hem kitapla ramazanı buluşturma hem de vatandaşlarımızı buluşturma adı altında bir kitap kampanyası başlatmak istiyoruz." şeklinde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığının bu yılki ramazan temasının "Hakkını Ver, Bu Ramazan ve Her Ramazan" olduğunu ifade eden Açık, şunları söyledi: "Neyin hakkını ver? Allah Teala'nın sana emanet verdiği hayatının, anne babanın, komşunun, münasebette olduğun insanların hakkını ver. Bu temalar bütün camilerimizde işlenecek. Bununla ilgili olarak beş hutbe okunacak."
Hz. Muhammed ve Cebrail'i örnek alarak, vatandaşları mukabele okumaya teşvik edeceklerini vurgulayan Açık, teravih namazlarıyla ilgili, "Esasında teravih namazını peygamberimiz ilk kıldığı zamanlarda müthiş bir rağbet oluşmuştu. Nedir o? Teravih bir nevi ramazanın vazgeçilmezi. Çünkü Peygamber Efendimizin belirttiği gibi ramazan gecesinin ibadeti teravih namazı oluyor. Yirmi rekatlı teravih namazını kılmayı teşvik etmiştir. Sahabe de çok önemsemiş ve kılmışlardır." ifadelerini kullandı.
"Sıcak bizim için hem terbiye hem de güzellik olacak"
Açık, ramazan ayıyla ilgili tavsiyelerde bulunarak, "Sıcaklarla ilgili hemen hemen moral bozukluğu oluyor. Bu da bir nimettir. Peygamber ramazanı Mekke'de geçirdi. Bu sıcaklığın içerisinde biz de onun gibi oruç tutmanın fırsatını buluyoruz. Urfa'nın dışındaki kardeşlerimize de 'En azından bir, iki gün de olsa gelin burada o güzel orucun tadına varın.' diyoruz. Çünkü sıcaklarla birlikte susamak, daha önemlisi susuzluğu ve açlığı hissetmek, olumsuz yönünü değil de olumlu yönünü düşünmek lazım. Peygamber Efendimizin susadığı gibi susayabiliyor, aç kalabiliyoruz. Yani sıcağı böyle kötü görmeyelim. Sıcak bizim için inşallah hem bir terbiye hem de bir güzellik olacaktır." dedi.

"Oruç başıma vurdu' ifadelerini kullanmayalım"
Ramazanda "Oruç başıma vurdu." gibi cümlelerin kullanılmaması gerektiğini sözlerine ekleyen Açık, "'Oruç başıma vurdu.' gibi bazı terimler kullanılıyor. Onu kullanmayalım çünkü bu bir ibadet. İbadet bizi kötü ve sinirli yapmaz. İbadet bizi sıkıntıya sokmaz. Tam tersi, ibadet bizi terbiye eder, belki öfkemizi yener. Bu sıkıntı varsa hemen kendimize gelerek 'Acaba orucu ibadet şeklinde tutmuyor muyum? Oruçla ilgili bir sıkıntım mı var? Niyetim nasıl, nasıl bir oruca hazırlandım?' demeliyiz. Bunlara dikkat etmek lazım. Eğer bunu dersek Rabbimizin bize yük getirdiğini düşünürüz. O zaman da hem kendimizi sıkıntıya sokarız hem de bir kul olduğumuzu unuturuz. Allah emretmiş, sıhhatiniz el veriyorsa oruç tutun. O zaman biz de sıhhatimizin elverdiği şekilde veya oruçla sıhhat bulabileceğimizi düşünerek oruca daha çok sarılmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.