Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Gabar'da petrol üretiminde artışın devam ettiğini belirterek, "Son gelinen noktada, Gabar'da günlük 37 bin varil petrol üretimini geçmiş durumdayız. Bu ay sonuna kadar 3 yeni kuyu geliyor, dolayısıyla ay sonuna kadar hedefimiz 40 bin varili geçmek." dedi.
Bayraktar, İstanbul'da düzenlenen 6. Enerji ve İklim Forumu'nda, Sakarya Gaz Sahası'nda günlük 3,5 milyon metreküplük üretim seviyesine ulaşıldığı belirtti.
Söz konusu sahada ilk aşamada üretim hedefinin 10 milyon metreküp olduğunu anımsatan Bayraktar, Karadeniz'de arama faaliyetlerinin hızla devam ettiğini söyledi.
Bayraktar, karadaki petrol arama faaliyetleri kapsamında Gabar'da da üretimin devam ettiğini belirterek, "Son gelinen noktada, Gabar'da günlük 37 bin varil petrol üretimini geçmiş durumdayız. Bu ay sonuna kadar 3 yeni kuyu geliyor, dolayısıyla ay sonuna kadar hedefimiz 40 bin varili geçmek. Ondan sonra nisanda da 9 yeni kuyuyla, bu kuyularda yaklaşık 1000 varil civarında günlük üretim yapılıyor. Yılın ilk yarısını bulmadan 50 binlere ulaşmış olacağız ama hedef 2024 sonuna kadar günlük 100 bin varil." diye konuştu.
"Heyelan tehlikesi belli noktalarda halen devam ediyor"
Bakan Bayraktar, Erzincan'daki maden kazası sahasında tüm imkanların kullanıldığını, drone, radar ve dedektörlerle 9 işçinin olabileceği potansiyel alanlara ilişkin aramaların yoğunlaştığını söyledi.
"Heyelan tehlikesi belli noktalarda halen devam ediyor." diyen Bayraktar, çalışan personelin daha büyük felaketle karşı karşıya kalmaması adına çok dikkatli bir çalışma yürütüldüğünü ve kendilerinin de çalışmaya eşlik ettiğini kaydetti.
Bayraktar, toprak altında kalan madencilerin aileleri ziyaret ettiklerini ve ailelere sahaya götürerek sahada yapılan çalışmaları anlattıklarını dile getirerek, "Devletin bütün kurumlarıyla, valimiz, oradaki kaymakam arkadaşımız bütün herkes o ailelerle birlikte. Onlar da bizden şunu istiyorlar. 'Devlet bize burada sahip çıksın. Bizi mağdur etmesin ve yanımızda olsun.' Bizim de açıkçası bunu onlara hissettirdiğimizi düşünüyoruz." diye konuştu.
Şu anda iki bakan yardımcısının sahada bulunduğunu aktaran Bayraktar, "Yarın tekrar İliç'e gideceğim, çalışmaları yerinde görmek istiyorum." dedi.
Soruşturma bütün yönleriyle devam ediyor
Kazanın meydana geldiği madenin Türk-yabancı ortaklığında işletildiğini belirten Bayraktar, "Şirket yurt dışındaki tecrübesini de buraya getirerek çok dikkatli davrandığı düşünülen ve bizim de öyle davrandığını varsaydığımız ve değerlendirdiğimiz bir şirket. Fakat demek ki, bir şeyler gözden kaçmış. Şu anda bu konuyla alakalı soruşturma bütün yönleriyle, adli yönden, idari yönden, teknik yönden devam ettiriliyor. 8'i tutuklu olmak üzere tutuksuz yargılananlar da var süreç içinde. Bu sayı farklılaşabilir. Bu konuda sorumluluğu olan kimse nerede olursa olsun bu konuyla alakalı hesabını verecek." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Bayraktar, yıl içinde maden sahalarının sürekli denetlendiğini ve sayısal olarak bakıldığında denetlenmeyen maden olmadığını ifade etti.
İliç'teki madenin geçen yıl 2 kez denetlediğini belirten Bayraktar, denetim kalitesiyle alakalı iyileştirilmesi gereken alanlar olduğunu söyledi.
Bayraktar, iyileştirilmesi gereken alanların ötesinde söz konusu maden ocağında ticari faaliyet gerçekleştiren şirketin de kendi üzerine düşen işler olduğunu dile getirerek, "Böyle bir kaza olduğu zaman şirketleri hiçbir yerde göremiyorsunuz, görmediniz de. Ben o gece şirketin Amerika'daki yönetim kurulu başkanına ulaştım. Orada genel müdürlerini acilen Türkiye'ye çağırdım. Yani şirketler de böyle kazalarda kenara çekilip sanki onlar hiç yokmuş gibi davranıyorlar." dedi.
Düzenli olarak 17 noktadan numune alınıyor
Bayraktar, kazadan sonra gerekli tedbirlerin alındığını aktararak, "Orada siyanürlü toprağın herhangi bir yere ilaveten buluşmaması adına gerekli tedbirleri aldık. DSİ'nin koordinasyonuyla 3 haftada 13 metrelik bir baraj yaptık." dedi.
Şu an Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda ilerleyen iki aşamalı bir planla çalışmaların sürdürüldüğünü belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
"Oradaki kontamine toprağı alıp geçici bir depolama alanına götüreceğiz. Kalıcı depo alanı tespit edildikten ve hazırlandıktan sonra oraya bu kontamine toprak, bulaşık toprak taşınmış olacak. Böylece çevreye zarar vermeden bu konuyu kontrol altına almış olacağız. Düzenli olarak su numunesi 17 ayrı noktadan alınmaya devam ediliyor. Çok şükür hem suda hem de toprakta herhangi bir şekilde çevreyi, insanımızı rahatsız edecek, onların sağlığına zarar verecek herhangi bir şey söz konusu değil."
Bayraktar, geçmişte yaşanan kazaları da göz önüne alarak maden alanındaki düzenlemeleri daha yalın hale getirmeyi hedeflediklerini ve yeni bir düzenlemeyi meclis gündemine götürmeyi planladıklarını dile getirdi.
Sinop'taki nükleer santral için Rusya ve Güney Kore ile görüşülüyor
Bayraktar, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ilk reaktörünün bu yıl devreye alınması için çalışmaların devam ettiğini belirterek, tüm reaktörlerin 2028'de devreye alınacağını söyledi.
Sinop ve Trakya'da dörder reaktörlü nükleer santrale ihtiyaç olduğunu anlatan Bayraktar, Sinop'ta kurulması planlanan santral için Rusya ve Güney Kore ile görüşüldüğünü ifade etti.
Bayraktar, Trakya için de ağırlıklı olarak Çin ile konuştuklarını ve ciddi bir noktaya geldiklerini dile getirerek, "İnşallah bu sene içinde onun adını koymamız gerekiyor. Onun üzerinde çalışıyoruz." dedi.
"İlk etapta 2 milyar metreküp Türkmen gazı Türkiye'ye getirilebilir"
Bakan Bayraktar, Türkiye'de kurulacak gaz merkezine ilişkin de "İlk etapta İstanbul Finans Merkezi'nde Gazprom ile birlikte gaz ticaret platformu üzerinde çalışıyoruz. Platformu kısa sürede devreye alabileceğimizi düşünüyoruz." dedi.
Trakya'da içinde deponun, hatların birbirine bağlı olduğu bir fiziki çalışmayı da yürüttüklerine işaret eden Bayraktar, bu kapsamda Türkiye'nin Bulgaristan ve Yunanistan ile olan bağlantı kapasitesinin artırılması gerektiğini vurguladı.
Bayraktar, Türkiye ile Türkmenistan arasında geçen hafta doğal gaz alanında yapılan mutabakat zaptına ilişkin de "Bu aşamada şartların özellikle Türkmen tarafında çok olgunlaştığını görüyoruz. Bu konuda her zaman ilgimiz vardı. Onların da bu konuda şu anda isteklerini görmek ve bunu anlaşma yoluyla teyit etmek bizim için önemliydi." değerlendirmesinde bulundu.
Türkmen gazının gelmesiyle alakalı üç alternatifin bulunduğunu aktaran Bayraktar, şunları söyledi:
"Bu alternatiflerden biri, Türkmen gazının swap yoluyla İran üzerinden Türkiye'ye gelmesi. Bir diğeri, Türkmen gazının İran ve Azerbaycan üzerinden yine swap yoluyla Türkiye'ye gelmesi ve bir diğeri de esasen daha uzun soluklu, daha sürdürülebilir ve daha büyük kapasiteli olan Türkmen gazının Hazar geçişli bir boru hattıyla Türkiye'ye gelmesi. Bunların hepsi masada, bunların hepsi konuştuğumuz konular. Elbette ki bazıları için çok daha ilave zamana ve farklı şartlarında oluşumuna ihtiyaç var. Özellikle Hazar geçişli bir boru hattı için."
Bayraktar, ilk etapta 2 milyar metreküpe kadar Türkmen gazını Türkiye'ye getirebileceklerini kaydederek, "(Türkmenistan tarafıyla) Şu anda bu görüşmeleri devam ettiriyoruz. Hatla ilgili herhangi bir problemimiz yok. Azerbaycan tarafı hazır. Onlarla bu konuda mutabakatımız var ama diğer alternatifleri düşünürsek İran tarafıyla da bu konuda mutabakat sağlamamız lazım." dedi.