Gözünüz aydın okullar açıldı.
Biz, üç yıldan fazla ne sınıf ne öğrenci yüzü gördük.
Bu sabah, fırından ekmek alırken ana cadde ve evin sokak kısmı oldukça hareketli idi.
Yazıp yazmama...
Bir med-cezr halı.
Biz de öğremen idik, vakt-i zamanında.
Şimdi ispatı için belge gösteriyoruz, meslek erbabı olduğumuza dair.
Bu bizi inciten bir husus...
İlk kez dokunalım, kendimizce.
Ne maaş azlığı ne kira derdi...
Bu konudan sôz açmak istemiyoruz.
Otuz beş yıl süren öğretmenlik ve idarecilik.
Son üç seneden beri ne öğrenci ne sınıf yüzü gördük.
Her şehirde idare, yılda bir gün yüz elli- iki yüz emekli öğretmeni bir araya getirmez mi?
Öğrencimiz akademisyen oldu, doktor oldu, mühendis oldu, avukat oldu, iş adamı oldu, memur oldu, esnaf oldu.
Dedeye, oğula diploma verdik, toruna öğretmenlik yaptık.
Eğitim ve Öğretim başlamış.
Biz, üç yıldan fazla ne sınıf ne öğrenci yüzü gördük.
Akademisyen, Avukat, doktor, mühendis yetmişinde hayatın içinde.
Emekli öğretmen elli altısında unutulmaya mahkûm.
Biz, üç yıldan fazla ne sınıf ne öğrenci yüzü gördük.
Elbette bizim eğitime ve öğretime katacağımız bilgimiz ve tecrübemiz var.
Bu bilgi ve tecrübe değersiz mi, kıymet taşımaktan uzak mı?
Bir merhaba çok mu pahalı?
Bir çay içimi sohbet?..
Gönüllülük esasına dayalı üç ayda bir toplantı.
Çok mu masraflı, bu işler.
Nerede eksik var nerede hata var?
Her isteyen emekli öğretmen, yılda birkaç kez, birkâç okulda konferans veremez mi?
Dinleyeni idareci- öğretmen- öğrenci-veli olamaz mı?
Bir makalemizle tüm ilkokullara ve diğer kimi okullara şehir dersi kondu.
Ne arayıp ne soran oldu.
Birçok şehrin MEM sitesinde yer alan bu e kitap, bazı şehirlerde matbû basılmış, öyle duyumlar aldık.
Biz, üç yıldan fazla ne sınıf ne öğrenci yüzü gördük.
Kimseden yana beklentimiz yok, yalnız; ne para ne pul!..
Öğretmen olduğumuzu bize unutturdular, adeta.
Eserlerimiz ortada.
Arayan ve soran öğrencilerim, varlığınız yeterli.
Biz, üç yıldan fazla ne sınıf ne öğrenci yüzü gördük.
Bu insanı üzüyor, sadece.
Gittiğimiz bir ilçenin milli egitiminde emekli olduğumuzu belirtince meslekten fazlalık kapsamında görüldük.
İlçe Müdürü gelip el öpünce malûm şube müdürü ne istediğimizi sordu.
Öğrencimiz, ne ikrâm ederse o, misafiriz dedik.
Bizi müdürünün babası sanan toy idareci, okuttuğumuz, mezuniyetine kadar yardımcı olduğumuz müdürden hikâyeyi dinleyince...
Biz, üç yıldan fazla ne sınıf ne öğrenci yüzü gördük.