İLKHA/ Kendilerine kan nakli, doku nakli ve organ nakli ile ilgili soruların sorulduğunu belirten Müftü Tolan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın her üç nakil ile ilgili fetvalarının mevcut olduğunu vurguladı.
Canlı bir insandan organ nakli yapılabileceği gibi vefat eden birinden de organ nakli yapılabileceğini belirten Müftü Tolan, en avantajlı olanın vefat eden birinden organ nakli yapılması olduğunu vurguladı.
Organ nakli ile ilgili çeşitli şartlar olduğunu belirten Müftü Tolan, organ naklinde bulunacak kişinin bağışta bulunduktan sonra hayati fonksiyonlarının bozulmaması ve organ naklinin zaruret halinde yapılabileceğini vurguladı.
Organ naklinin para ile yapılmasının caiz olmadığını belirten Müftü Tolan, devletin kontrolünde organ naklinin gerçeklemesi gerektiğini ifade etti.
Sağlık Bakanlığı'nın organ nakli ile ilgili yönetmeliği ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın organ nakli ile ilgili fetvalarının uyum gösterdiğini ifade eden Müftü Tolan, organ nakli ile ilgili endişe edilecek bir durum olmadığını belirtti.
Şanlıurfa İl Müftüsü Ramazan Tolan 'organ nakli' ile ilgili konuştu.

'Âlimlerimiz ilk önce kan nakli ile ilgili fetva vermişledir'
Âlimlerin ayet ve hadislerin umumi kaidelerinden istifade ederek yeni meselelerle ilgili fetva verdiklerine dikkat çeken Müftü Tolan, 'Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) döneminde, 'organ nakli' mümkün olmadığından dolayı ayet-i kerime ve hadisi şeriflerde bu konuyla ilgili açık bir hüküm yoktur. İslam Hukuku'nda; Kur'an'ı Kerim, hadis, icma ve kıyas gibi delillerimiz vardır. Bu delillerde ayet ve hadislerden çıkarılmış umumi hükümler mevcuttur. Tarih boyunca organ nakli ile ilgili ilerleme kaydedilince alimlerimiz ihtiyaç duyulması ve zaruret halinde ayet ve hadislerin umumi kaidelerinden istifade ederek yeni çıkan hükümlerin cevabını yazmışlardır. Yaklaşık 100 sene önce bu tür tedavi şekilleri ortaya çıktığından dolayı ilk önce kan nakli ile alakalı sorunlar çıkmıştır. 'Andolsun ki; Âdemoğlunu kerem sahibi (şerefli) kıldık.' (İsra 70) Yani insan vücudu muhteremdir ve korunması gerekir. Âlimlerimiz, tedavi amaçlı olarak zaruret halinde bir insanın kanının diğer bir insana aktarılmasının 'caiz' olduğuna dair fetva vermişlerdir.' şeklinde konuştu.

'Âlimler organ nakline caizdir fetvası vermiştir'
İslam ülkelerindeki alimlerin organ nakli ile ilgili çalışmalar yürüttüğüne vurgu yapan Müftü Tolan, 'Daha sonraki zamanlarda doku nakline sıra gelmiştir. Âlimlerimiz doku nakline de fetva vermişlerdir. Sonra da organ nakline sıra gelmiştir. Kalp, göz, doku, böbrek ve karaciger nakli üzerinde çok durulmuştur. Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, Mısır'da El Ezher Üniversitesi, İslam ülkelerindeki fetva kurulları ve İslam ülkelerindeki Uluslararası Fıkıh Meclisleri üyeleri bu konu ile ilgili çalışma yapmışlardır.Ülkemizde organ nakli ile ilgili araştırmalar yapıldığı gibi İslam ülkelerinde de araştırmalar yapılmıştır. Sonunda 'bir insanı yaşatmak bütün insanları yaşatmak kadar değerlidir' (Maide 32) kaidesine dayanılarak ve eski fıkıh kitaplarımızın kaidelerinden ve alimlerin hükümlerinden istifade edilerek organ nakline caizdir fetvası verilmiştir.' ifadelerini kullandı.

'Vefat eden birinden organ alınsa daha avantajlıdır'
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 1980'li yıllarda organ naklinin caiz olduğuna dair fetva verdiğini ifade eden Müftü Tolan, 'Organ bir canlıdan alınsa (örneğin kadın, kendi oğluna böbreğini verse) bunun şartı; organ bağışlayan kişinin hayati tehlikeye maruz kalmamasıdır. Bir de ölmüş olan kişilerden organ alınması meselesi vardır. Bir organ nakli yapılacaksa canlı olan birisinden değil de vefat etmiş birisinden organ alınsa daha avantajlıdır. Dünyanın birçok yerinde vefat etmiş olanlardan organ alma oranı daha yüksektir. Bizim ülkemizde bu oran düşüktür. Bu bizim bir eksikliğimizdir. Vefat etmiş biri organı ne yapacak? O organ toprakta çürüyüp gidecektir. Diyanet İşleri Başkanlığı, 1980'lerde organ nakli ile ilgili fetva vermiştir. Daha sonraki yıllarda fetvalarını güçlendirilerek günümüze kadar gelmiştir. Sağlık Bakanlığı'nın da organ nakli ile ilgili yönetmeliği vardır. Bu yönetmeliğin şartları da bizim dini kurulların belirttiği şartlarla aynıdır. Bizim dini hassasiyetimizde olan maddeler, Sağlık Bakanlığı yönetmeliğinde de vardır. Bunun için endişe etmeye gerek yoktur.' diye konuştu.

'Hastalığın organ nakli yoluyla tedavi edilebilecek diye zann-ı galip olması gerekir'
Organ nakli çeşitli şartları olduğunu belirten Müftü Tolan, 'Organ naklinin caiz olmasının bazı şartları vardır. Birincisi, hasta kişinin gerçekten zaruri bir durumda olması gerekir. 'Organ biraz yıpranmış değiştirelim' olmaz. Doktor raporda 'bu organ görevini yapmıyor' demesi gerekir. İkincisi, hastalığın organ nakli yoluyla tedavi edilebilecek diye zann-ı galip olması gerekir. Bir de bu organın ya ölüden alınması ya da diri birisinden alınıyorsa onun hayati fonksiyonları bozacak bir derecede olmaması gerekir. En fazla bir böbreğinin alınması, vücuttan bazı dokuların alınması ve karaciğer nakli de bu şekilde olur. Cenab-ı Allah, öyle yaratmıştır. Karaciğerin az bir kısmını birisine naklettiğin zaman o tekrar büyür ve normal halini alır. Allah, organa böyle bir kabiliyet vermiştir.' dedi.

'Organ bağışında bulunan kişilerin aileleri hayat kurtardıkları için seviniyorlar'
Organ bağışında bulunan kişilere organ bağış kartı verildiğini hatırlatan Müftü Tolan, 'Organ bağışında bulunan kişi ölmeden önce organ bağış kartına 'ben öldüğüm zaman organlarımı bağışlıyorum' derse organ bağışı kabul edilir. Eğer kişi vasiyet etmemişse ama 'benim organlarımı hiç kimseye bağışlamayın' da dememişse o zaman kişinin akrabalarına karar verme hakkı geçer. Akrabaları ya da anne ve babası sağ ise karar verirlerse organlar başkasına nakledilir. Nitekim bazı genç yaşta kaza yaparak vefat edenler oluyor. Onlarda hiç olmazsa 'çocuğumuz vefat etti ama 3-5 insana hayat verdi' diye seviniyorlar, kendi kendilerini teskin ediyorlar.' ifadelerini kullandı.

'İnsanın hiçbir şeyi satılamaz'
Organ naklinin devletin kontrollünde gerçekleşmesi gerektiğini belirten Müftü Tolan, 'Diğer bir konu ise organ nakli yapılacak hastanın da organ naklini kabul etmesi gerekir. Kesinlikle arada ücret meselesi olmamalıdır. İster kan bağışı ister doku nakli isterse de organ bağışı olsun kesinlikle insanın hiçbir şeyi satılamaz. Örneğin insan saçından peruk meselesi var. O da insanın bir parçası olduğu için satılması kesinlikle caiz değil. Bu işlemin devletin kontrolünde olması gerekir. Devletin kontrolünde olmadığı zaman; bu şartların yerine getirilmesinde şüphe doğar. Bu işin Allah muhafaza mafyası, insanların birbirini kandırması olabilir. Onun için organ naklinin devletin kontrolünde olması gerekir.' diye konuştu.

'Belki de ileride bazı organlar suni olarak yapılacak ve organ nakline ihtiyaç kalmayacaktır'
Uygun ve faydalı olması halinde hayvanlardan da nakil yapılabileceğine işaret eden Müftü Tolan, 'Organ nakli ile ilgili bir mesele daha var. Organ nakli herhangi bir hayvanın organında yapılacaksa ve bu faydalı olacak caizdir. Kur'an'ı Kerim'de İsa Aleyhisselam ile alakalı mucizelerinden bahsediliyor. Kur'an'ı Kerim'deki her bir mucize bize bir nihai hedef de gösteriyor. Anadan doğma görme engeli olan bir insana, Hazreti İsa'nın elini sürmesiyle mucize olarak gözünün açılması buna örnektir. Bunlar bizim için bir hedeftir. Zaman gelir ve bu teknoloji devam ederse göz nakli, bir hayvanın gözünün nakli ya da onun tedavi şekilleri böyle şeylerle olabilir. Belki de ileride bazı organlar suni olarak yapılacak ve organ nakline ihtiyaç kalmayacaktır. Günümüzde bizim yardımlaşmamız gerekiyor. Daha önce Organ nakli ile ilgili bir programda konuşmak yerine,organ bağışında bulundum.' şeklinde konuştu.

'İyilik hem Müslime hem de gayrımüslime yapılır'
Organ nakli ile halk arasındaki yanlış düşüncelere dikkat çeken Müftü Tolan, 'Halkımız arasında organ naklini önleyen bir fikir var. 'Bağış yaptığım kişi kafir ya da günahkar biri olursa' gibi düşünceler var. O durum öyle değildir. Bir Müslüman çocuğa gayrimüslim bir sütanne tutabilirsin. Bir gayrimüslim çocuğa da Müslüman bir anne süt verebilir. Bu bir iyiliktir. 'Biz insanoğlunu mükkerem kıldık' denilmiştir. Sadece Mümin olana değil. İyiliği Müslime de gayrimüslime de yapıyoruz. İyilik görevimizde onun şartı yok. Ahirette 'senin organ naklinde bulunduğun kişi bu o organla günah işlemişse' diye bir şey yok. İrade ve akıl kimin ise ondan mesuldür. Diğerleri mesul değildir. Birisine siz bir yardımda bulunursunuz ama kişi o yardımı alıp gayrimeşru bir yolda kullanırsa sizin suçunuz yoktur. Siz görevinizi yapmış olursunuz. Hep beraber duyarlı olmalıyız. İnsanımıza yazık. Hastanelerde hastası olanlarla konuşulursa olay daha iyi anlaşılıyor. Adamın oğlu 25 yaşında böbrek sırası bekliyor. Ne çekiyor ve ne kadar zor durumdadır. Halkın içine girerek, hastaneleri ibret alarak baktığımızda meseleyi daha iyi anlamış olacağız.'dedi.