Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2023 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Komisyonda yapılan değerlendirmelerin, farklı bakış açılarının sağlığın geliştirilmesine katkı sağlama amacını taşıdığına inandığını aktaran Koca, katkı sunan, destek veren, karşı çıkan, itiraz eden tüm görüşleri dikkate aldığının altını çizdi.

Koca, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu alınamadığına yönelik sorulara karşılık, küresel salgınla mücadele döneminde hastanelerin lokomotif rolü üstlendiğini, elde edilen başarının yanında vatandaşların biriken bir sağlık talebinin de oluştuğunu ve doğal olarak bu durumun MHRS'ye yansıdığını dile getirdi.

MHRS'den günlük açılan randevular yüzde 40 artışla 945 bine çıktı

Kovid-19 vakalarının yoğun şekilde tedavi edildiği dönemde bile diğer hastaların taleplerini karşılamaya gayret edildiğini vurgulayan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Salgının yükünün hafiflemesiyle birlikte bütün sağlık tesislerinde sağlık hizmetlerini geniş bir yelpazede sunmaya başladık, var olan kapasitelerimizi de hızlıca aktive ettik. Ayaktan hasta kabul kapasitemizi artırdık. 2020'de aylık 13 milyon olan poliklinik muayene sayımızı 2022 Ekim ayı itibarıyla 26 milyona ulaştırarak var olan kapasitemizi 2 katına çıkardık. Bu sayı salgın öncesi dönem olan 2019'un da üstünde bir hizmet kapasitesine ulaştığımızı göstermektedir.

Hastanelerimizde pandemi öncesi dönemde günlük 672 bin MHRS randevusu açılırken bugün yüzde 40 artışla 945 bine kadar çıkmıştır. Randevu alanların dörtte birinin yani yüzde 25'inin de randevularına gelmediğini söylemek istiyorum."

"Hastanelerden günlük 1,2 milyon hasta hizmet alıyor"

Bakan Koca, hastanelerde günlük 1,2 milyon hastanın hizmet aldığını ve bunu 1,5 milyona çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, bu hedef doğrultusunda sorunun genel olarak çözüleceğini ve sadece bazı branşlarda sıkıntıların kısmen sürebileceğini ifade etti.

Koca, MHRS yanında hastanelerde ayaktan randevusuz başvuran hastaların da muayene edildiğine dikkati çekerek, "Randevulu olsun olmasın, günlük yaklaşık 1,2 milyon hastamız hastanelerimizden hizmet almaktadır, birinci basamak aile hekimleri dışında. Bunun yarıdan fazlasını randevu almaksızın muayene olanlar oluşturmaktadır. Yani 1 milyon 200 bin toplam bakılan hastanın 550 bini MHRS'den, 650 bini ise randevu almadan gelerek muayene olmaktadır." bilgisini paylaştı.

Hastanelerdeki ameliyat sayısının 2020'de toplam 4,3 milyon, 2021'de 6,6 milyon olduğunu ifade eden Koca, bu yılın 9 ayında 5,8 milyon ameliyat gerçekleştirildiğini ve yıl sonunda sayının yaklaşık 8 milyona ulaşmasının öngörüldüğünü bildirdi.

MHRS'deki bazı sorunların üstesinden gelmek için yoğun bir çaba gösterdiklerini ve erken dönem sonuçlarını görmeye başladıklarını belirten Koca, randevusuna gelmeyen hastalardan kalan boşlukları dolduracak önlemler alındığının da altını çizdi.

Hasta yoğunluğunun fazla olduğu hastanelerde mesai sonrası çalışmayı özendirecek düzenlemeler yapıldığını, mağduriyet oluşmaması için süreci bölge ve branş bazında dinamik bir şekilde yönetmeye çalıştıklarını belirten Koca, "Sorunun farkındayız, çözüm planımız da var ve adım adım uyguluyoruz. Yakında böyle bir gündemimiz olmayacak." dedi.

27 bin sözleşmeli hekim ve 32 bin tıbbi sekreter alımı

Bakan Koca, Beyaz Reform'la birlikte hekimlerin kamuya dönüş taleplerinin arttığına ve bunun yansımasını ilk açıktan atamada 6 bine yakın hekimin yerleşmesiyle görüldüğüne dikkati çekti.

Kontenjanlar 3 kat artırılmasına karşın TUS sonrası doluluk oranının yüzde 100'e yakın seviyeye ulaştığına işaret eden Koca, bunun Beyaz Reformda asistanlığa ve uzmanlığa verilen önemin ilk sonuçlarından olduğunu söyledi.

Bakan Koca, "Her polikliniğe bir tıbbi sekreter vererek hekimlerimizin verimliliğini daha da artırmaya çalışıyoruz. Bunun için 32 bin polikliniğe 32 bin tıbbi sekreter alıyoruz ve ilk 16 bini de gelecek hafta kılavuz yayınlandığında görmüş olacağız. Sözleşmeli hekim kadrolarını da yaygınlaştırıyoruz, böylece sıkıntı çektiğimiz yerlerde hekim istihdamını teşvik ediyoruz. Yani 27 bin sözleşmeli hekimin de en geç 15 Ocak'a kadar açıktan atamalarını yapacağız." dedi.

"Şehir hastanelerinde garanti olarak ödenen tek bedel kira"

Bakan Koca, şehir hastaneleriyle ilgili sorulara karşılık, bu hastanelerin öneminin küresel salgın döneminde görüldüğünü vurguladı.

Salgın döneminde kamu hastanelerinin toplam karşıladığı hasta yükü yüzde 84'ken, üniversitelerde bu oranın yüzde 2'yi bulmadığını, yüzde 14'lük oranın ise özel hastanelerde yer aldığını söyledi.

Koca, Ankara'da Kovid-19 hastalarının yüzde 63'ünün sadece şehir hastanesinde tedavi edildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Üzerine basa basa söylüyorum; şehir hastanelerinde ne hasta sayısı ne yatak doluluk oranı ne yoğun bakım doluluk oranı ne de ameliyat sayısıyla ilgili herhangi bir garanti söz konusu değildir. Şehir hastanelerinde garanti olarak ödenen tek bedel, kira yani kullanım bedelidir. Şehir hastanelerinin bunun dışında yemek, güvenlik, laboratuvar, görüntüleme gibi aldığı 19 hizmet bedeli var. Bunlar miktara bağlı hizmet bedelleri ve süresi 25 yıl değil, 5 yıl."

Miktara bağlı hizmetlerde bir eşik değer tespit edildiğini ve bunda Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) fiyatlarının uygulandığını anlatan Koca, gösterdiği tablolar üzerinden MR, tomografi, kan sayımı gibi hizmetlerin eşik değerleri ve indirim oranlarına ilişkin bilgileri paylaştı.

Koca, 2019'da yapılan kanun değişikliğiyle taban ve tavan fiyat uygulamasının getirildiğini anımsatarak, "Şehir hastanelerinin uzun dönemde oluşacak mali riski bu kanun ile minimize edildi. O kanun çıkarken var olan sözleşmedeki kira bedelinin üzerinde olmamak kaydıyla çıkmıştı. Bu sayede belirlenen tavan değerinden fazla bir bedel ödemeyeceğimiz kanunla koruma altına alındı." değerlendirmesinde bulundu.

Şehir hastaneleri sözleşmesinde olmasına rağmen tıbbi hiçbir hizmetin yükleniciden alınmasına da izin vermediklerini vurgulayan Koca, tavan uygulamasının, dolar ve enflasyonun yüksek olduğu bu dönemde, kamuya ciddi katkısının bulunduğunu, ciddi bir kamu yararı oluşturulduğunu da dile getirdi.

"Mevcut hastaneleri yeniliyoruz"

Sağlık Bakanı Koca, "şehir hastanelerinin işlemesi için diğer hastanelerin kapatılacağı" iddialarına ilişkin, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin en büyük şehir hastanesi, Etlik Şehir Hastanesi açıldı. Soruyorum, kapanan hastane var mı? Zübeyde Hanım Doğumevi, şehir hastanesinin dibinde onu bile kapatmadık halen. Hasta garantisi varsa niye kapatmıyoruz? Bu hastanelerden yenilenmesi gerekenleri de yeniliyoruz. Yatırım planına alındı, mevcut hastanelerimizi yeniliyoruz.

İlk kez söylüyorum; Dışkapı Hastanesinin yenilenmiş halinde ilave yatak kapasitesi 600, Onkoloji Hastanesinin ilave yatak kapasitesi 600 ve Sami Ulus Hastanemizin de 300 ilave yatak kapasitesiyle etüt projelerine başlandı. En geç 6 ay içerisinde de ihaleleri yapılacak. Ankara Beştepe Devlet Hastanesi devam edecek, Ulucanlar Göz Eğitim Araştırma Hastanesi de o kimliğiyle devam edecek, kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor olacağız."

Bakan Koca, Dışkapı Hastanesinin yıkılarak yeniden yapılacağını, Onkoloji Hastanesinin yıkılmadan 600 yatak ilaveyle yeniden düzenleneceğini, Sami Ulusun ise yeniden inşa edileceğini söyledi.

Muayenehane kısıtlamasına ilişkin ekim ayında yürürlüğe konan yönetmelik değişikliğinin yankılarının fazla olduğu değerlendirmesinde bulunan Koca, yönetmeliğin temel amacının muayenehaneleri sınırlamak değil, hasta güvenliğini sağlamak ve özel hastanelerin planlama dışına çıkmasının engellenmesi olduğunu bildirdi.

Koca, muayenehaneleri sınırlamaya yönelik bir yönetmelik yayımlamadıklarını, öyle bir niyetlerinin olmadığına dikkati çekerek, "Bizim gördüğümüz, özel hastanelerin özellikle şu süreçte kendilerine yönelik planlamayı delmek üzere muayenehaneciliği kullanmalarıdır. Son dönemde muayenehane hastaneleri oluşmaya başladı. Özel hastanelerin yaptığımız planlamayı, muayenehane hekimliği üzerinden delmelerine izin vermek istemiyoruz." şeklinde konuştu

"Serbest hekimlerin, hastalarını dijital olarak kayıt altına almalarını istiyoruz"

Sağlık turizminin de giderek artmasıyla birlikte özellerde yapılan işlemleri kayıt altına almak istediklerinin altını çizen Koca, "Bu yüzden serbest hekimlerin, aynen hastanelerde olduğu gibi muayenehane bilgi sistemi kullanarak hastalarını dijital olarak kayıt altına almalarını sağlamak istiyoruz. Özellikle yabancı hastaların bilgilerine erişemiyoruz. Yönetmelik, özel hastanelerimizde, kendi hastalarını yatırarak tedavi eden muayenehane hekimleriyle sözleşme yapma zorunluluğu getirmiştir. Bunun için üç aylık süre tanındı." diye konuştu.

Koca, belli bölgelerde ve belli branşlarda sıkıntı yaşanması halinde durumun değerlendirileceğini ifade ederek, "Bu süreçte iller bazında eğer gerekli olursa birtakım taahhütler branş bazında yapabiliriz. Kamuda özel sektör kullanılarak, gayri yasal kullanımı da özel hastaneler üzerinden önlemek istiyoruz. Bununla ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız." dedi.

Daha önce kurucusu olduğu hastaneyle ilgili bir yönetmelik olduğuna ilişkin soru üzerine Koca, "Şundan emin olun, kendi kadrolarıyla hizmet etmeyi ilke edindiklerinden emin olun. Muayenehane hekimlerinin, vakıf, üniversite hastanelerini kullanmalarına izin vermeyeceğiz ve söz konusu olmayacak." ifadelerini kullandı.

"Bilim Kurulu, oral kullanımı olan ikinci bir ilacın daha kullanımını önerdi"

Spinal Müsküler Atrofi (SMA) tedavisindeki ilaçlara ilişkin de Koca, bunun çok hassas bir konu olduğunu vurguladı. Bu konunun kesinlikle bir ödeme sorunu olmadığının altını çizen Koca, "Binden fazla SMA hastamız var ve tedavilerini etkinliğini ispat etmiş ilaçla, masraflarının tamamını devletimiz karşılayacak şekilde kullanıyoruz." açıklamasında bulundu.

Gen tedavisinin geri ödeme kapsamında olmamasının eleştiri konusu olduğunu belirten Koca, "Bu gen tedavisinin etkinliğini SMA Bilim Kurulumuz değerlendiriyor. Kurul, şimdilik uygulamaya alınmasının bir gereklilik olmadığını ifade etti." dedi.

Nature Dergisi'nin, gen tedavisine ilişkin çalışmayı güvenli olmadığı gerekçesiyle yayından geri çektiğini de vurgulayan Koca, şunları kaydetti:

"Bilim Kurulumuz, bir başka ilaç olan, oral kullanımı olan yine etkisini göstermiş ikinci bir ilacın daha kullanımını önerdi, yine yurt dışından. Bu ilaç için kullanıma alınmak üzere işlemleri başlattık. Gen tedavisinin etkinliğinin bilimsel kanıtları ortaya çıktığında ve Bilim Kurulumuz tavsiye ettiğinde onu da uygulamaktan geri duymayız."

"Belirlenen bir grupla aşılamaya başlayacağız"

Rahim ağzı kanserine yol açan İnsan Papilloma Virüsü (HPV) ile ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Koca, "HPV tanı kitleri için TÜSEB'i görevlendirdik. Ülkemizde alt yapıyı da değerlendirerek, yerli üretim HPV kitinin kullanıma alınmasını sağlayacağız. Bir ayı geçmeden testimiz yerli olarak devreye girecek. HPV aşısının uygulanması konusunda bir çekincemiz asla yok, ancak ülkemizin sosyal gerçekliklerinden kopuk kararlar alınmasının kimseye bir faydası yok. Yaptığımız planlamaya göre, yaş gruplarını ve medeni hal durumlarını dikkate alan bir plan hazırlığındayız. Belirlenen bir grupla aşılamaya başlayacağız ve kapsamını kademe kademe genişleteceğiz." bilgisini verdi.

Koca, çeşitli olaylarla gündeme gelen hastanelere ilişkin de "Olaylara konu olan hastanelerin faaliyetlerinin geçici bir süre durdurulması, hasta güvenliğini güvence altına alacak inceleme ve düzenlemenin yapılması sürecinde alınan geçici tedbirdir." dedi.

"Bakanlığımızca ruhsatlı olan ve düzenli denetlenen bir kurumun bir kişinin fiilinden dolayı kapatılmaması gerekir. Belki hasta güvenliğinin tesis edildiği belgeleninceye kadar sadece ilgili hizmet biriminin faaliyetinin askıya alınması düşünülebilir. Bu yönde kısa sürede sonuca ulaşacak mevzuat çalışması yapıyoruz." diyen Koca, "Mevzuat düzenlemesi yapılarak, kişisel kötü muameleden dolayı sağlık tesisinin tamamının cezalandırılmaması kanaatindeyim." diye konuştu.

Bakanlık bünyesinde çalışanlar dahil olmak üzere tüm diğer kurumlarda çalışan hekimlere bir düzenleme yapılmadığını ifade eden Koca, bununla ilgili de hazırlıkları yaptıklarını, gelecek dönemde bu düzenlemenin de hızla yapılmasını istediklerini bildirdi.

Bakan Koca, 42 bin 500 personel alımı için ÖSYM ve İŞKUR'a kılavuz gönderildiğini de anlatarak, gelecek hafta başvuruların alınmaya başlanacağını, asla mülakat olmayacağını söyledi.

Koca, istifa eden hekimlere ilişkin de şu bilgileri verdi:

"Devlet hizmet yükümlülüğü nedeniyle memur kadrosunda bulunan hekimlerin, hem özel hastanelerin hem de üniversitelerin uzman ve akademisyen hekim ihtiyacını karşılayan tek kaynak olması bu sonucu getirmektedir. Hekimlerimizin bir kısmı da kendi muayenelerini açarak, müstakil çalışmayı tercih etmektedir.

Salgın esnasında, memuriyetten ayrılmaya kısıtlama getirilmesi neticesinde ayrılan hekim eğilimi bozulmuş ve 2021'de kısıtlamanın kalkmasıyla ayrılma niyetini ertelemek durumunda kalan hekimlerimizin istifalarıyla ayrılma eğiliminde bir yükselme ortaya çıktı. 2022 yıl sonu verileri henüz netleşmemiş olsa da ayrılmaların normal eğilimine geri döndüğü, ancak Beyaz Reform ile sağlanan imkanlar neticesinde istifa eden hekim sayısında azalış yanında memuriyete geri dönen hekim sayısında önemli bir artış olduğunu ifade etmem gerekir. Pandemi öncesi aylık ortalama 150 civarında uzman hekim istifa ederken, 2022'de aylık ortalama 300'lere kadar çıktı ve Beyaz Reform ile ağustos ayı sonrasında aylık istifa eden uzman hekim sayısı 2 haneli rakamlara düştü. Eylül ayında ayrılan uzman hekim sayımız 204, Ekim'de 113, bugün itibarıyla Kasım ayında da 70 kişi olmuştur."

Sağlık Bakanı Koca'nın milletvekillerinin sorularını yanıtlamasının ardından komisyonda, Sağlık Bakanlığının yanı sıra Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi'nin de bütçeleri kabul edildi. AA