Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, AAtölye'deki Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu.

Dünya ve Türkiye ekonomisinde son birkaç yılda yaşanan gelişmelere değinen Nebati, dünya ekonomisinin çok sıkıntılı bir süreçten geçtiğini söyledi.

Kovid-19 salgınının dünyadaki herkesi ilgilendiren bir krize dönüştüğünü ifade eden Bakan Nebati, "Vuhan'da hapşıran bir kişi Brüksel'de insanların ölmesine, Londra'da zatürre olmasına, New York'ta günlerce yoğun bakımda kalmasına, Türkiye'de hastalıklardan dolayı hastanelere gitmesine yol açtı." diye konuştu.

Salgın sürecinin, küreselleşmenin dünyadaki herkes tarafından bizatihi yaşandığı bir dönem olduğuna dikkati çeken Nebati, herkesin bu dönemde kendisini karanlık bir tünelde gördüğünü bildirdi.

Nebati, bütün ülkelerde kapanmalar yaşandığı ve insanlar bu durumu içselleştirdiği için Türkiye'deki problemin bütün dünyadaki problemmiş gibi kabul edildiğini dile getirdi.

Salgın sürecinde Türkiye'nin daha önceden almış olduğu tedbirlerin etkisinin ve şehir hastaneleri projesinin ne kadar yerinde olduğunun anlaşıldığını vurgulayan Nebati, böylece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve sağlık sistemine güvenin artarak devam ettiğini anlattı.

Döviz hareketliliği ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ekonomiye etkileri

Salgının ardından geçen yılın şubat ayında Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başladığını hatırlatan Nebati, bu nedenle emtia ve gıda fiyatları ile taşıma maliyetlerinde ciddi yükseliş yaşandığını ifade etti.

Nebati, Türkiye'nin savaşın yol açtığı krizden en çok etkilenen ülkelerin başında geldiğine dikkati çekerek, yurt içinde savaştan önce makro ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan döviz kuru atağı yaşandığını ifade etti.

Dolar kurundaki artışın Türkiye'de fiyatların ciddi şekilde artmasına neden olduğunu vurgulayan Nebati, özellikle Aralık 2021'de dolardaki yükselişin fiyatlarda öngörülemezliği beraberinde getirdiğini ve beklenen kur üzerinden fiyatlama yapılmasının enflasyondaki artışı ciddi oranda artırdığını söyledi. Nebati, geçen yılın şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bunun ciddi şekilde artmasına neden olduğunu kaydetti.

Bütün bu gelişmelerin üst üste geldiğini belirten Bakan Nebati, şöyle konuştu:

"Belki hatırlarsınız. 'Ah keşke bir 6 ay uyusak da gözümüzü kapatsak, 6 ay sonra açsak.' demiştim. Aslında savaş olmadığı, her yıl ülkemizde haziran, temmuz, ağustos ayı geldiğinde gerek gıda fiyatlarındaki düşme, turizmde meydana gelen canlılık, döviz girişlerindeki artışlar ülke ekonomisine her zaman bir nefes aldırır, toplumu da psikolojik olarak rahatlatır ama savaş bunu 6 ay artırdı."

"Tarihi iyileşmeler, tarihi rekorların kırıldığı bir dönemdeyiz"

Türkiye'de, bütün dünyada fiyat artışlarıyla ilgili bir problem olduğunun içselleştirilmesinin çok geç gerçekleştiğini vurgulayan Bakan Nebati, özellikle temmuz-ağustos aylarından itibaren yurt dışından gurbetçilerin memleketlerine geldiğinde hükümetin yaşanan enflasyon sorunu karşısında gerekli tedbirleri aldığını gördüklerini söyledi.

Nebati, Türkiye'de 2022 yılında enflasyon hariç tüm makro ekonomik göstergelerde tam bir iyileşme yaşandığına işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Tarihi iyileşmeler, tarihi rekorların kırıldığı bir dönemdeyiz. Enflasyondaki atalet kırıldı. Peki vatandaş ne hissediyor? Vatandaş özellikle geçen yıl temmuz ayında yapılmış olan fiyat artışlarıyla ücret artışları, asgari ücretin ilk defa dönem içinde ikinci kez artırılmış olması, geçen yıl boyunca yüzde 95'in üzerinde bir artışın sonuçlandırılmasıyla geçmesi, memur ve emeklilere yüzde 87 civarında bir artışın yapılmasıyla buradaki aktarımı hızlı bir şekilde gerçekleştirdik. İnsanlar ceplerine belli bir miktar girdiğini hissetti. İkincisi, Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak almamız gereken tüm makro ekonomik tedbirleri aldık. Ekonomide aldığımız bir karar, sabah etkisini göstermiyor, belli bir zaman gerekiyor. Bu zaman içinde de aralık ayında enflasyonun düşmesi toplumda ataletin kırılmasını sağladı. Dolayısıyla da ortaya çıkan bu beklentilerin kırılmasıyla vatandaş şunu görüyor, maaşlar, emekli maaşları arttı, asgari ücret arttı, EYT sorunu çözüldü. Bütün bunlarla beraber enflasyon çok hızlı bir şekilde düşmeye başladı. Aralık ayındaki bu yüksek orandaki düşme mikro göstergelerde de günlük hayatında da kendisine olumlu şekilde yansıyacağını görmesi hasebiyle, vatandaş birkaç ay içinde bu iyileşmeleri daha fazla hissetmiş olacak."

Yeni Evim Kampanyası

Sosyal Konut Projesi ile özellikle asgari düzeyde konuta ulaşımda zorluk çekenlere kapı araladıklarını anımsatan Nebati, ikinci kampanyayı da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile bir sonuca getirip ilan ettiklerini söyledi. Nebati, kampanya öncesinde konut üreticileriyle bir araya geldiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Konut üreticilerinin toplantıda söyledikleri tek şey var, 0,69, 0,79, 0,99... Hayır, biz öyle bir şey yapalım ki bunu faiz kampanyasına dönüştürmeyelim, bu aynı zamanda gayrimenkulde finansal bir mimari olsun. Bununla ilgili bir yol haritası çizelim ve bu sadece ve sadece günün koşulları doğrultusunda güncelleme yapacak hale dönüşsün, özellikle orta gelir seviyesindeki vatandaşlarımız konuta ulaşırken bunun hem kalıcı olduğunu bilsin, üreticilerimiz de önlerini görsünler, daha uzun vadeli plan yapabilsinler, aynı zamanda da 'mortgage'in bir uygulamasını da Türkiye'de gerçekleştirmiş olalım istedik. Onun için de 10 yıllık beklentileri biz 15 yılı söyleyerek çıkardık."

Daha önceki konut kampanyalarında fiyatların yükseldiğini, ihtiyacı olmayanların bunları aldıklarını, konut paralarının da dövize ve altına yatırıldığını dile getiren Nebati, bu sefer fiyatların yükselmemesi için daha önce konut fiyatlarındaki artışı kimlerin yaptığını takibe aldıklarını bildirdi.

Nebati, şu anda her türlü fiyatlamanın ellerinde olduğunu belirterek, "Bizim amacımız, konuta gerçekten ihtiyacı olan vatandaşların bu konutu alabilmeleri." dedi.

Kampanya kapsamındaki ödeme planının ayrıntılarını da paylaşan Nebati, şunları kaydetti:

"İlk 3 yıl sanki kendisi kirada oturuyormuş gibi bir fiyat belirledik. Ev özlemi var, kendisi kirada oturuyor, konutu satın almak istiyor, 'Sen o kirayı gel, bankaya öde. Birinci yıl şu kadar, ikinci yıl şu kadar, üçüncü yıl şu kadar ödeyeceksin.' dedik. Yani Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak biz senin faizinin büyük bir kısmını da üstlenmiş olacağız. Sen 3 yıl boyunca eve yerleş. Ondan sonra sen ödediğin bu kiranın üzerine belli miktar koyarak aylık ödemelerini yapıp, 15 yıl içinde konutun sahibi olacaksın, 5 yıl da satmayacaksın."

Kampanyanın ikinci amacının konut üretimini teşvik olduğunu vurgulayan Bakan Nebati, sadece proje üreticilerini değil, mahalle arasındaki müteahhidi de proje üreticisi olarak kabul ettiklerini anlattı.

Nebati, bu kapsamda Kredi Garanti Fonu paketi açıkladıklarını anımsatarak, "Üreticiye diyoruz ki 'Arsan var, paran yok. Al şu parayı, konutu inşa et ve Türkiye'nin konut ihtiyacını karşıla.'" diye konuştu.

Bakan Nebati, bu nedenle bunu bir konut kampanyası değil "gayrimenkul finans mimarisi" olarak değerlendirdiklerini bildirdi.

Nebati, "Yeni Evim Kampanyası"nın açıklamasının ardından ikinci el konutlara ilişkin de benzer kampanya düzenleneceği yönünde haberler olduğunun hatırlatılması üzerine, kampanya kapsamında öncelikli hedeflerinin konut ihtiyacı olanlar olduğunu söyledi.

Konut ihtiyacı giderilirken üretimin de tetiklenmesini istediklerinin altını çizen Nebati, "Bu kampanyaların dışında bankalarımızla görüşerek tamamen bir özel hukuk çerçevesi içinde bu oranlardan faydalanmamak kaydıyla ikinci elde bir çalışma yapıyor arkadaşlarımız. Bununla ilgili son noktaya geldiğimizde bankalarımız özel hukuk çerçevesi içinde kendi belirledikleri faiz oranlarıyla ikinci el konut konusuna girebilirler." diye konuştu.

Bakan Nebati, konut fiyatlarındaki yükseklikten şikayetçi olan vatandaşların "kira veriyormuş" gibi ev sahibi olmasını sağlayan tedbirler aldıklarına işaret ederek, "Birincisi biliyorsunuz TOKİ'nin açıkladığı (İlk Evim) kampanyaydı. İkincisi de bizim (Yeni Evim) açıkladığımız. Bu kampanyalar dışında konut edimini sağlayacak imkanları gevşeteceğiz. Bunu da sağlamış olacağız. Önümüzdeki süreçte bu konut sahipliği biraz daha kolaylaşmış olacak." ifadelerini kullandı.

Kampanya kapsamında şartların zor olduğu görüldüğünde gevşetme yapılabileceğini belirten Nebati, şöyle devam etti:

"Pazartesi günü taleplere bakacağız. Çünkü biz bir sınır koymadık, yani 'şu kadar konuta geldiğinde biz bunu durduracağız' gibi bir şeyimiz yok. Hiçbir şekilde sınırımız yok. Kullandırdığımız kredilerdeki miktar tükenirse bunu artırma imkanımız var. Pazartesi gününden sonra gelecek olan taleplere göre adım atılması ihtiyacı hasıl olursa yapacağız ama önce konuta giden paranın mutlak surette konut üretiminde kalması koşulumuz var. Bunu takip edeceğiz. Eğer bununla ilgili istismarlar birazcık yukarı doğru gidiyorsa demek ki fazla yumuşatmışız. Çok aşağı doğru gidiyorsa fazla katılaştırmışız. En optimal dünya standartları noktasına getirdiğimizde biz bir yolumuza devam edeceğiz."

Konut üreticilerine çağrı

Konut kampanyası noktasında kamunun ve vatandaşın gereğini yaptığına işaret eden Nebati, konut üreticilerine de çağrıda bulundu. Nebati, "Bu bir çağrıdır. Pazartesi günü kamunun ortaya koymuş olduğu tavra, siz (konut firmaları) de destek vereceksiniz. Siz de bunu kampanyaya dönüştüreceksiniz." dedi.

Nebati, konutlarda rayiç bedel gerçek fiyat arasındaki marjın açılmasına yönelik çalışmalara da değinerek şunları kaydetti:

"Maalesef ülkede rayiç bedellerle gerçek değerler arasında, özellikle de geçen yıl artan fiyatlardan dolayı bir marjın açıldığına dair bir gerçeklik var. Vatandaş niçin gerçek değeri yansıtmıyor? Bunu çözmemiz lazım, niye? Çünkü vergilerden dolayı, tapu harcı ve gerçek değere ulaştığı zaman ödeyeceği emlak vergisi. Dolayısıyla da bundan kaçınmak için fiyatlamalarda rayiç bedelin üzerine yapıyor ve ödemelerini açıktan yapıyor. Şimdi bu Hazine ve Maliye Bakanlığının aslında kabul edebileceği bir şey değil ama aynı zamanda vatandaşın da bundan kaçınma gibi bir durumu var. Dolayısıyla da bunun, yani vatandaşın memnuniyeti. Hazine ve Maliye Bakanlığının iradesi aynı zamanda belediyelerin de gelirlerinin aynı seviyede devam etmesi noktasında ortaya konulacak bir uzlaşmayla bu işin çözülebileceğine inanıyorum. Biz bu konuda kapalı kapılar ardında çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yetiştirebilirsek ilan edeceğiz, yoksa seçimden sonra. Bu gerçek bir reformdur. Mutlak suretle gerçekleştirilmesi lazım. Aynı zamanda Türkiye'nin varlığının da doğru noktalara gelmesi lazım."

Gerçek değeri ortaya koyacak değerleme şirketlerinin de devreye girmesinin gerektiğini belirten Nebati, "Gerçek değeri ortaya koyacak değerleme şirketlerinin de bu iş içinde olduğu bir yapının artık yavaş yavaş Türk gayrimenkul piyasasına girmiş olması gerekiyor." ifadesini kullandı.

KGF'de EYT desteği

Nebati, Kredi Garanti Fonu paketinde yer alacak emeklilikte yaşa takılanların (EYT) kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin destek konusundaki soru üzerine, EYT düzenlemesinde kıdem tazminatları için gerekli tedbirleri aldıklarını söyledi.

Kıdem tazminatlarını emekli olanların hesabına yatıracaklarını belirten Nebati, "Vatandaşlarımıza diyoruz ki 'sen rahat ol, kıdem tazminatın hazır' diyoruz. Hiç pazarlığa falan girme işvereninle. Senin kıdem tazminatını hesabına biz yatıracağız. KGF paketinde bugün açıklayacağız. Geri ödemeler oldukça iyi şartlarda, 36 aya kadar bir ödeme vadesi olacak. 6 aya kadar ödemesiz bir dönem. Faiz oranları da oldukça düşük. KGF paketine özel bankalarımızın büyük bir kısmı ve katılım finans kurumlarımız da iştirak edecekler."

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, "(Ücret artışları ve EYT düzenlemesi) Bu kararların, seçime yönelik değil, tersine kazanımların vatandaşla paylaşıldığı bir dönem olarak değerlendirilmesi lazım." dedi.

Bakan Nebati, şunları söyledi:

"Herkesten enflasyonla mücadelede elini taşın altına koymasını istiyorum. Giyim ve ayakkabı sektörü de indirimleri ocak ayına çekerek bize katkı sağlayabilir."

Nebati, "Kur korumalı mevduatın ulaştığı miktarın pik noktası 1,47 trilyon lira. Bunun toplam mevduat içindeki oranı yüzde 27." ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, "Bugün açıklayacağımız KGF paketi ile 'kredi bulamıyorum' deme imkanı kalmadı. Paketin yüzde 70’i KOBİ’lere gidecek." dedi. AA