İLKHA/ İlahiyatçılar, STK temsilcileri ve halk, reklam panoları ve billboardlarda sergilenen kumar reklamları ile ilgili konuştu.

'Rabbimiz kumarı kesinlikle haram kılmıştır'
Allah'u Teala'nın Kur'an'ı Kerim'de kumarı şeytan işi bir pislik olarak tanımladığını belirten İlahiyatçı Sinan Ünel, 'Yüce Rabbimiz Kur'an'ı Kerim'de ve Peygamber Efendimiz de (aleyhissalatu vesselam) Hadis-i Şerif'lerinde kumarın haram olduğunu belirtiyor. Bu konuda herhangi bir şüphe yoktur. Dolayısıyla böyle bir haramın; böyle Müslüman bir memlekette, Peygamberler Şehri'nde işleniyor olması kabul edilebilecek bir durum değildir. Rabbimiz kumarı kesinlikle haram kılmış ve kumarın şeytan işi bir pislik olduğunu ifade etmiştir. Peygamber Efendimiz de kumarın haram olduğunu belirtmiştir. Kumarın işleniyor olması ve billboardlarda sergilenmesi kabul edilemez. Özellikle manevi atmosferi tam yaşadığımız Ramazan ayında billboardlarda Üstad Bediüzzaman hazretlerinin güzel fotoğrafı ve insanı tefekküre daldıran sözlerinden sonra billboardlarda kumara yönelik teşvik edici görselleri görmemiz kabul edilemez.' ifadelerini kullandı.

'Kumara teşvik eden kumar oynamış ve bu haramı işlemiş gibidir'
Peygamberler Şehri'nde bu tür görsellerin sergilenmesinin kendisini düşündürdüğünü ifade eden Ünel, 'Başta Müslüman halkın Allah'ın haram kıldıklarına karşı bir duruş sergilemesi gerekir. Müslüman halkın ve Müslüman halkın temsilcileri olan alimlerin, kanaat önderlerinin, STK temsilcileri ve Müslüman halkın oyuyla işbaşına gelmiş idarecilerin bu harama 'dur' demesi gerekiyor. Bu tür haramlara da izin vermemeliler. Kumarı oynayan, işleten, zeminini hazırlayan, teşvik eden ve kumarın reklamını neşreden herkes; kumar oynamış ve bu haramı işlemiş gibi mesuldür. Geçmiş kavimlerin helak edilişine baktığımızda 2 şeyden dolayı helak olmuşlardır. Bunlardan biri Allah'ın haram kıldıklarını açıktan aleni bir şekilde işleniyor olması; İkincisi de açık şekilde aleni olarak işlenen günahlara karşı Müslümanların ses çıkarmaması ve tepki göstermemesidir. O haramı engelleme adına bir girişimde bulunmaması, yani 'nehyi anil münker'i yapmamasıdır.' diye konuştu.

'Tarihte toplumlar bu şekilde helak olmuştur'
Peygamberler Şehri'nde Hazreti İbrahim'in mirasçısı olan bir millete bu manzaranın yakışmadığını vurgulayan Ünel, 'Yaşadığımız bu zamanda ve çağda, Peygamberler Şehri'nde billboardlarda kumara teşvik eden bahis reklamlarına karşı Müslüman halk; alimiyle, STK'sıyla ve idarecisiyle gerçekten 'nehyi anil münker' bir duruş sergilenmezse bir taraftan bu günahlar işlenirken, diğer taraftan da işlenen günahlara tepki yoksa yavaş yavaş bu toplum bir musibete ve belaya doğru gidiyor demektir. Tarihte toplumlar bu şekilde helak olmuştur. Başta alimler, STK'lar ve diğer tüm yetkili organlar, haram işi engelleme adına bazı girişimlerde bulunmalıdır. Halk olarak tepkimizi göstereceğiz, alimler olarak işin haramlığını ve yanlışlığını göstereceğiz; ama yetkiyi elinde bulunduran makamların da bir önlem alması gerekir. Bu şekilde bu beladan kurtulabiliriz. Gerçekten Peygamberler Şehri'nde Hazreti İbrahim'in mirasçısı olan bu millete bu manzara yakışmıyor. Bu konuda herkesin duyarlı olması gerekir.' şeklinde konuştu.

'Müslüman olduğunu belirten idareciler harama sebep olmamalıdır'
Şanlıurfa Peygamber Sevdalıları Derneği Başkanı İbrahim Halil Göven, konu ile ilgili yaptığı açıklamada kumar reklamının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Açıklamasına Maide Suresi 90 ve 91. ayetlerini okuyarak başlayan Göven, 'Allah'u Teala Kur'an'ı Kerim'de 'Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlarda vazgeçtiniz değil mi?' Bizler Müslüman bir toplumuz. Bu ayete göre hareket etmemiz gerekir. Allah'u Teala nasıl ki içki içmeyi, puta tapmayı ve faizi haram kılmışsa aynı ayette kumarı da 'Şeytan işi pislik' diyerek haram kılmıştır. Müslümanlar olarak kumardan uzak durmamız lazım, Müslüman olduğunu belirten idareciler, harama sebep olmamalıdır.' dedi.

'Kumar, aileleri yıkan, huzuru bozan, fertleri birbirine düşman eden bir hastalıktır'
Kumarın psikolojik bir hastalık olduğunu ifade eden Göven, 'Kumar bir ilettir, hatta Dünya Sağlık Örgütü kumarı bir hastalık olarak tanımlamıştır. Kumar, psikolojik bir hastalıktır, kumara bulaşan hastalar, psikoloğa giderek tedavi görüyor. Devlet, kumar bir hastalıksa bu hastalığa sebep olacak bir şeye neden izin veriyor. Dünyada ve Türkiye'de kumarın yasaklanması gerekir. Peygamberler Şehri Şanlıurfa'da da kumarın hiç olmaması lazım. Kumar, aileleri yıkan, huzuru bozan, fertleri birbirine düşman eden bir hastalıktır. Kumar, insanda sürekli kazanma hırsı oluşturuyor. Kumar, gençlerde hırsızlığa, cinayete ve istenmeyen olaylara neden oluyor. Evliyse eşinin altınlarını çalarak kumara veriyor. Bunun dışında evindeki eşyalarını bile kumar için satanlar var. Böyle bir illete memleketimizin sebep olmaması gerekir. Sırf amaç para kazanmak olmamalıdır.' diye konuştu.


'Bahis ve kumar; yuvaların dağılmasına ve düşmanlıklara sebep oluyor'
Toplumda kumarın giderek yaygınlaştığını vurgulayan Göven, 'Sadece dünyevi olarak düşünülse bile kumar illeti bir sıkıntıdır. Bahis ve kumar; yuvaların dağılmasına ve düşmanlıklara sebep oluyor. İnsan kaybettikçe karşısındakine düşman oluyor. Gençler arasında kumar çok yaygın hale geldi. İnternet ortamında kumarın oynanması yaygınlaştı. İnsanlar ceplerindeki akıllı telefonlar ile bahis sitelerine giriyorlar. Kendilerini borçlandırıyorlar ve faturalarına yansıtıyorlar. İnsanlar altından kalkamayacağı bir duruma geliyor.' ifadelerini kullandı.

'Belçika kumar reklamlarını yasaklamaya hazırlanıyor'
Devletin içki ve sigara reklamlarını yasaklamasına rağmen kumara teşvik ettiğini ifade eden Göven, 'Dünya üzerinden bir örnek verecek olursak; Avrupa ülkesi Belçika'da bahis ve kumar sitelerinin reklamının yasaklanması amacıyla yasa hazırlandı. Belçika gibi bir ülke bu konuda bir düzenleme yapıyorsa yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede kumarın yasaklanması ile ilgili bir düzenleme neden olmasın? Devlet içki ve sigaranın reklamını yasakladı. Kumarın bunlardan farkı ne? İçki nasıl yuvaları dağıtıyorsa ve insanları birbirine düşürüyorsa aile huzurunu bozuyorsa kumarda aynı işi yapıyor. Devlet, kumara yasak getirmelidir. Belçika'daki uygulama örnek alınmalıdır. Avrupa'nın kötü yönleri örnek alınmamalıdır.' şeklinde konuştu.

'Kumara teşvik edici billboard reklamlar derhal kaldırılmalı'
Peygamberler şehrine kumar reklamlarını yakıştıramadığını ifade eden İbrahim Çiçek, 'Bahse yönelik billboardlar gözüme çarptı. Bulunduğumuz ortam, coğrafi konum, 12 bin yıllık tarihi olan Peygamberler Şehri'ne böyle reklamları yakıştıramadım. Bir yandan ekonomik zorluklar varken insanlar kötü yola teşvik ediliyor. Kumara teşvik edici, iddiaya götüren reklamlar kötü yola teşvik ediyor. İddia, uyuşturucu maddeler gençlerimizi olumsuz etkiledi. Bu nedenle güvenlik ve huzur bakımından tedirginim. Gençlerimiz geleceği kararmış bir şekilde elden gidiyor. Kumara teşvik eden reklamlar kaldırılmalı. Gençler zaten işsizdir. Ekonomik açıdan kriz yaşıyorken kumara ve iddiaya teşvik edici reklamlar hiç iç açıcı değil. Gençleri bu kötü ortamdan kurtarmak gerekir. Şu an işsiz gençler, yapılan reklamlarla elbette kumarın tuzağına düşer. Kumara teşvik edici billboard reklamlar derhal kaldırılmalı. Belediye ve reklam şirketi, bu gibi reklamlarla şehrin geleceğini karartmasınlar.' diye konuştu.

'Kumara teşvik reklamları; sömürgecilik ve modern köleliktir'
Devletin iddia ve kumara teşvik edici reklamları kaldırması gerektiğini belirten Gaffar Koyuncu, 'Bahis oyunları resmileşti. Kumarı devlet kendisi oynatıyor. Kumara teşvik reklamları; sömürgecilik ve modern köleliktir. Gençlerin fakirleştirerek paralarına göz dikiyorlar. Devlet, iddia ve kumara teşvik edici reklamları mutlaka kaldırmalı.' ifadelerini kullandı.
Serap Barbaros ise yaptığı açıklamada, 'Biz gençleri kumara sürüklemek istiyorlar. Kumara teşvik edici reklamların şehre donatılması hiç hoş değil. İnsanlık gençlikten başlar. Gençler kötüye sürükleniyor, kandırılmak isteniyor.' dedi.