Bu dünya yalnız insanlara ait değil, canlı tüm hayvanların da burada yaşama hakkı olduğunu bilmeliyiz. İnsanlar gibi onlarında bakıma ve sahiplenilmeye hakları vardır. Ancak bu hakkı insanlar üstü bir hak çıkarmak ve bunu çok önemli bir mesele edilmemesidir. Bu gün yapılanlar hayvanlara üst bir değer verilmesi de fazlasıyla abartıdır.

Öteden beri evlerimiz de çeşitli hayvanlar beslenirdi. Hayvanlara karşı büyük bir merhamet beslendiği gibi onların sesinden, renklerinden, güzelliklerinden zevk alınırdı. Onlara sahiplik etmek, sevmek insanlığın erdemlerindendir. 'Kalbinde merhamet olmayana cennet yoktur' diyen peygamberimizin Hadisi şerifi yalnız insanlara karşı değil hayvanlar içinde geçerli olduğunu bilmeliyiz.

Gündemimizi işgal eden köpek ve kedidir. Özellikle köy yerlerinde köpeğe de kediye de fazla değer verilir. Çünkü köpeğin köy yerinde büyük önemi vardır. Köpek hayvan sürüsünün olduğu kadar evin bekçisi, yabani hayvanlara karşı olduğu kadar hırsızlara karşı koruyucudur. Hatta 'köpeklere taş atılmaz sahibinin hatırı için' diye bir de söylenmiş söz vardır. Köpekler için nice olaylar olduğunu da biliyoruz. Kedilerin korunması da bir zaman ki evlerin halleri göz önünde tutulunca farelere karşı onları beslemek bir mecburiyetti. Bazı evler de kedinin uğur getirdiği, dokununca stres attırdığı, manevi bir yanı olduğu söylenir…

Şehirde ayrıca kanarya, papağan, kumru, saka, muhabbet gibi kuşlar beslenir. Bunlar evin süsüdür. Bakılır, korunur. Evlere zevk için beslenen keklik köy yerinde olduğu gibi şehirde de meraklısı çoktur. Şimdi kekliğin yerini güvercinler almış... Bu güvercinler ticaret aracı olduğu için zevkle bakımı yapılmaktadır.

Şehirde özellikle son yıllarda kedi ve köpeğe büyük rağbet olduğu kadar onlara işkence eden, arabayla onları çarpıp ezenler için Hz. Muhammed'in bu hadisi şerifi bu işleri yapanlara en büyük cevaptır. 'Canlı hayvana işkence, eziyet edene lanet olsun' demesinden önemli ders çıkarmamız gerekir. Biz avlulu evde ikamet ederken evimize bir kedi dadanmıştı. Ne zaman fırsatını bulsa buzdolabından eti kaçırırdı. Babam; 'ona karışmayın, kedinin parası mı var ki gitsin alsın' dediğinde yüreğimizde ki öfke dinerdi.

Onları beslemek ve korumak, onlara sahip çıkmak önemli bir iş yapmanın gereği olarak gösterilmektedir. Televizyonlarda her gün hayvanlara yapılan işkenceleri gördüğümüz de köpeklere ve kedilere sahip çıkmak insanlığın gereğidir. George Elliot'un şu sözü; En iyi arkadaşlarımız hayvanlardır, ne soru sorarlar, ne de kusur, kabahat bulurlar' ne kadar düşündürücü değil mi?

Günümüzde kedileri ve sokak köpeklerini sahiplenmek büyük bir marifet olarak gösteriliyor. Onlar dilsizdirler, sahiplenilmesi gerektiği doğrudur. Keşke onlara gösterdiğimiz ilgi ve sahipliği, merhamet duygusunu bir birimize ve korunmaya muhtaç insanlara karşı gösterebilsek... Yaralı bir hayvanı veterinere koştururken yaralı insanları sokakta ilgisizlikten ölüme terk edildiğini çok gördük.

Ancak köpekler konusunda dikkatli olmak lazım. Benim bir tanıdığımın köyde koyun sürüleri vardı. O da bunlara çobanlık yapıyordu. Hayvan ticareti yapmak üzere gelip şehre yerleşti. Yıllar sonra onda bir hastalık peydahlandı. Ondan duyduğum köpekten insana geçen bir bulaşıcı mikrop varmış. Köpek kisti olarak bilinen bu bulaşıcı hastalık ciddi akciğer hastalıklarına neden oluyormuş. Bu hastalığa yakalanan tanıdığım birkaç kez ameliyat oldu ama kurtulamadı. Genç denilecek yaşta yaşama veda etti.

Yıllar sonra gazetede okuduğum haberi sizlerle paylaşayım. Karadeniz Teknik Üni. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü yaptığı araştırmalar sonucu bu kistin, köpek, tilki ve çakal gibi hayvanların parazitlerinin sebep olduğunu ve bu parazitlerin insanlara bulaştığı gibi koyun, keçi ve sığırlara bulaştığı ve dolaylı yoldan tekrar insanlara kolaylıkla geçtiği ifade edilmekteydi.

Prof. Dr. Özlü'nün ayrıca önerisi, kedi ve köpek gibi hayvanlara kistli akciğer ve karaciğerlerin yedirilmemesi gerektiğini belirtmektedir.

Televizyonlarda köpeklerle fazla haşir neşir olan insanların gereken önlemleri alması gerekmektedir. Ağzını köpeğin ağzına koyup öpenlerin bunu bir hüner bir marifet olarak gösterilmesi kabullenir bir durum değildir. Köpeklere, kedilere sahiplik etmek onları sevmek korumak mutlaka onlara sarılmak ve onları öpmek gerekmediğini bilmeliyiz.