Duhok'taki Şarya Mülteci Kampı'nda kalan Yezidiler, DEAŞ'ın Sincar'a saldırısının yıl dönümünde zorlu kamp yaşantılarını sürdürüyor.
Sincar'ın Gopel köyünden İsmail Guli Mahmud, 10 yıldır kamplarda yaşıyor.
Mahmud, "Sincar'da emniyet yok. Durum çok kötü. Hâlihazırda daha da kötüye gidiyor. PKK var, Haşdi Şabi var ve başka silahlı güçler de var. Sincar'da nelerin yaşandığını bilemiyoruz. Su yok, elektrik yok. Gittiğimde suyu satın almak zorunda kalacağım. Buna benzer temel sorunlar var. Döndüğümüzde kalacak bir evimiz yok." dedi.
Irak hükümetine çağrı yapan Mahmud, hükümetin geri dönebilenlere evlerini yapabilecekleri şekilde maddi yardımda bulunması gerektiğini söyledi.
"Sincar'a gidenler tekrar kamplara geri dönmek zorunda kalıyor"
Mahmud, "Evine dönmek isteyenlere ayrıca iş imkanları da oluşturulamadı. Mesela evine dönenler ne iş yapacak?. Irak hükümetinin vereceği 4 milyon dinar (yaklaşık 2 bin 700 dolar) çok yetersiz. Bu parayla bir oda bile yapamazsınız." şeklinde konuştu.
PKK mağduru Sincarlı Mahmud, şöyle devam etti:
"Sincar güvenli hale gelirse, istikrar olursa, su ve elektrik gelirse dönmek isteriz. Şu an Sincar'a gidenler tekrar kamplara geri dönmek zorunda kalıyor. Çünkü orada yaşam imkanları yok. Çadırların altındaki yaşam, DEAŞ'ın elindeki şartlar gibidir. Sürekli olarak çadırlarımız yanıyor. Irak hükümeti bu konuya el atmalı ve Yezidilerin bu haline çare bulsun."
- "Annelerimiz ve kız kardeşlerimiz hala DEAŞ'ın elinde"
Sincar'ın Tilbenat köyünden Salim Kori de 3 Ağustos 2014'te DEAŞ'tan kaçan Yezidilerden biri.
Kori, "3 Ağustos tarihi bizim için çok acı bir gün ve bu tarihi her sene büyük bir hüzünle anıyoruz. Annelerimiz ve kız kardeşlerimiz hala DEAŞ'ın elinde. Kadınlarımızı DEAŞ'ın elinden kurtaramadık." dedi.
"Sincar'ın idaresinin kimin elinde olduğunu bilmiyoruz"
Kamptaki çadırlarda yaşamak istemediklerini dile getiren Kori, 10 yıldır sürdürdükleri bu durumun çekilmez boyutta olduğunu anlattı.
DEAŞ'tan kaçıp ve PKK nedeniyle evine dönemeyen Kori, şunları kaydetti:
"Çocuklar, kadınlar, erkekler ve gençler kimse bir gelecek göremiyor. Sincar'ın idaresinin kimin elinde olduğunu bilmiyoruz. Şehirde kim var emin değiliz. Orada hala Kaymakam yok. Nahiyelerde müdür yok. Kim yönetecek orayı? Şehrin kimin tarafından yönetileceğini bilseydik geleceğimizin ne olacağını tahmin edebilirdik. Uluslararası kamuoyu da gözünü Yezidilerin sorunlarına kapatmış durumda."
Yıllardır kamp yaşamını sürdürmek zorunda kalan Sincar'ın Hanesor köyünden Usame Süleyman ise "Sincar'da istikrar yok. Orada her türlü değişik gruplar var. Çadırlarda yaşamaya mecburuz, çünkü gidecek başka yerimiz yok. Keşke Sincar'da başımızı sokabileceğimiz bir evimiz olsaydı da bu güneşin altında yaşamaktan daha iyiydi. Ancak Sincar'da yaşam çok zor." ifadelerini kullandı.
"Sincar şehir merkezinde yasa dışı silahlı gruplar (terör örgütü PKK) varlığı sürüyor"
Yezidilerin kutsal mekanlarından Laleş Tapınağı sorumlusu Said Cerdo ise DEAŞ tarafından kaçırılan veya öldürülen 3 bin kişinin akıbetinden hala haber alınamadığını söyledi.
"Sincar trajedisinin üzerinden 10 yıl geçti ancak Yezidilerin yaraları henüz iyileşmedi." diyen Cerdo, Yezidiler'in hala kamplarda yaşayıp evlerine dönemediklerine işaret etti.
Cerdo, Sincar'da güvenli ortam oluşturulamadığını vurgulayarak, "Sincar şehir merkezinde yasa dışı silahlı grupları (terör örgütü PKK) varlığı sürüyor. Orada siyasi çekişme ortamı var. Sincar sığınmacılarına herhangi bir tazminat ödenmedi. Sincar'a yönelik bölgesel müdahaleler de Yezidilerin dönüşünün önünde engel teşkil etmektedir." değerlendirmesi yaptı.
Erbil ile Bağdat arasında imzalanan Sincar Anlaşması'nın uygulanmamasını da eleştiren Cerdo, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki Sincar'ın normalleştirilmesini öngören Erbil ve Bağdat arasında imzalanan Sincar Anlaşması hayata geçmedi. Irak hükümetinin bu anlaşmayı uygulama noktasında geri adım attığını görüyoruz. Irak hükümeti üzerinde bu anlaşmanın uygulanmaması için bölgesel bir baskı var. Irak hükümeti bu konuda cesur adım atmalı ve Sincar'daki şartların normalleşmesi için uluslararası kamuoyunun da desteğini almalı. Ancak Bağdat hükümeti, Yezidilerin evlerine dönebilmesi için şartları uygun hale getiremedi. O yüzden kampların kapatılması kararı yanlıştı. Her aileye 4 milyon dinar (2 bin 700 dolar) evlerine dönmeleri için yeterli değildir. Bu para ile hiçbir şey yapamazlar. Irak onlara çok iyi bir yardım sunmalıydı. Sincar olaylarından sonra Yezidilerin yurt dışına gidişi devam ediyor. Hükümet bu nedenleri ortadan kaldırmalıdır. O nedenlerden bir tanesi de Sincar'ın siyasi hesapların merkezi haline gelmesidir. Sincar ile ilgili alınan kararlar uygulanmıyor. Irak Anayasası ihlal ediliyor ve Yezidi soykırımı davası unutulmuş durumda."