Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Buradaki konuşmasına, gençlerin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlayarak başlayan Erdoğan, Milli Mücadele'de şehit düşenler başta olmak üzere, yaklaşık bin yıldır vatan topraklarının müdafaası ve muhafazası uğrunda can veren bütün kahramanları rahmetle andı.

Hayatta olan gazilere sağlık ve afiyet temenni eden Erdoğan, istikbalin teminatı gençler için gece gündüz demeden koşturduklarını dile getirdi.

Son Kabine toplantısından bu yana çalışma takvimlerinin yoğun olduğunu belirten Erdoğan, komşu ülkelerden hükümet ve devlet başkanlarını Türkiye'de ağırladıklarını anımsattı.

Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın ziyareti ile iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 60. yıl dönümünün manasına uygun şekilde idrak edildiğini dile getiren Erdoğan, es-Sabah'ın Arap dünyasından sonra ilk ziyaretini Türkiye'ye yapmasının iki ülke ilişkilerine verilen önemi gösterdiğine işaret etti.

Erdoğan, imzalanan 6 yeni anlaşma ile Kuveyt ile işbirliğini bir adım öteye taşıdıklarını belirterek, ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarmak istediklerini aktardı.

Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov'u kabulünde ise "Tek millet, iki devlet" şiarıyla Azerbaycan'a Türkiye'nin desteğini ifade ettiklerini kaydeden Erdoğan, "Azerbaycanlı kardeşlerimizin Kahramanmaraş'ta inşa ettirdiği deprem konutlarının yapımı devam ediyor. Bu konutlara aramızdaki sarsılmaz kardeşlik bağının bir sembolü olarak bakıyoruz." dedi.

Erdoğan, Azerbaycan'ın Karabağ zaferi sonrasında Ermenistan ile yürüttüğü barış görüşmelerini yakından takip ettiklerini belirterek, son olarak 30 yıldır işgal altında bulunan 4 köyün Azerbaycan'a iadesi konusunda mutabakata varılmasını memnuniyetle karşıladıklarının altını çizdi.

Güney Kafkasya'da yakalanan tarihi fırsatın ziyan edilmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Azerbaycanlı kardeşlerimiz, barış isteyen taraf olduklarını bugüne kadar defalarca gösterdi. Aynı uzlaşmacı tavrı Ermenistan yönetiminden de bekliyoruz. Bölgemizin istikrarsızlığından beslenen yabancı güçlerin kışkırtmalarına prim verilmemeli, oyunlarına gelinmemelidir. Türkiye olarak kalıcı barışa ulaşılması için her türlü çabayı göstereceğiz." diye konuştu.

"Türkiye'nin buna ihtiyacı var"

Danıştay'ın 156. kuruluş yıl dönümünde Danıştay mensupları ve idari yargı camiasıyla bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Adliyenin kapısını, adaletin kapısı haline dönüştürmek için son 21 yılda pek çok adım attık. Hükümetlerimiz döneminde milletimizin takdiriyle gerçekleştirilen anayasa değişiklikleri, mevcut Anayasa'nın artık kangrene dönüşmüş sorunlarını giderdi. Yamalı bohçaya dönüşen 1982 Anayasası ile ağır aksak bugünlere kadar gelebildik. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü, üzülerek ifade ediyorum, darbe anayasasıyla karşıladık ve geçirdik. Bunu, Türk siyaseti adına bir eksiklik olarak gördüğümü daha önce de dile getirdim. Ne yaparsak yapalım, Anayasa'ya darbecilerin zerk ettiği vesayetçi ruhu ortadan kaldıramadık. Karşımızda insicamı bozulmuş, bütünlüğü kaybolmuş, ileri demokrasi ve radikal vesayetin izlerini aynı anda taşıyan bir anayasa bulunuyor. Bu hakikati sadece biz değil, hukukçular da sık sık ifade ediyor.

Gelinen aşamada şunu çok net görebiliyoruz; mevcut Anayasa'nın yeni Türkiye'yi taşıması mümkün değildir. Muhalif, muvafık fark etmeksizin 85 milyon olarak yeni yüzyılda yeni anayasa ülküsünü gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum. Biz, bunu kendimiz için istemiyoruz, Türkiye'nin buna ihtiyacı var, Milletimizin buna ihtiyacı var. Gelecek nesiller özgürlükçü bir anayasayla yönetilmeyi hak etmektedir. Siyaset kurumu, sivil anayasa yapabilecek kudrete, toplumsal teslimiyete ve temsiliyete, olgunluğa sahiptir. Türk demokrasisi yeni ve sivil bir anayasayı ülkemize kazandırarak darbe geleneğiyle hesaplaşmasını tamamlamalıdır."

Danıştay programı ve ardından Meclis grup toplantılarında yeni anayasaya dair perspektiflerini ortaya koyduklarını anımsatan Erdoğan, "Yeni anayasa sadece siyasetin konusu da değildir. Sivil toplumun, akademinin, baroların, gazetecilerin ve darbelerin mağdur ettiği tüm kesimlerin de süreci sahiplenmesini arzu ediyoruz. Ülkemizin ve milletimizin müreffeh geleceği için konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz." dedi.

"SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız"

Türkiye'nin tarih yazdığı alanların başında savunma sanayisinin geldiğine dikkati çeken Erdoğan, 2002'de savunma alanında yüzde 80 dışa bağımlı olan Türkiye'nin bugün savunma ihtiyaçlarının neredeyse tamamını yerli ve milli imkanlarla karşıladığını söyledi.

Erdoğan, Türkiye'nin dost ve kardeş ülkelerin taleplerini de tedarik etmeye başladığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bundan 10 sene önce 1,2 milyar dolar olan savunma ihracatımız, 4,5 kat artışla 2023 yılında 5,5 milyar dolara yükseldi. Geçen sene 185 ülkeye 230 çeşit savunma sanayi ürünü ihraç ettik. TB2, Akıncı, Anka ve Aksungur silahlı insansız hava araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Şu an Afrika'dan Avrupa'ya 50'den fazla ülke Türk şirketlerinin ürettiği insansız hava araçlarını kullanıyor. İnsansız hava araçları sadece askeri alanda değil, tabii afetlerde, arama kurtarma faaliyetlerinde de kritik rol oynuyor. Manavgat'taki orman yangınından 6 Şubat depremlerine kadar pek çok afette İHA'ların ne kadar büyük bir imkan olduğunu bizzat tecrübe ettik. İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi ve beraberindeki heyetin vefat ettiği helikopter kazasında İHA'ların önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bayraktar Akıncı İHA, İranlı kardeşlerimizin talebi üzerine arama kurtarma çalışmalarında aktif görev üstlendi. Akıncı, zorlu hava şartlarına rağmen bölgede 7,5 saat arama tarama faaliyeti yaparak toplam 2 bin 100 kilometrelik uçuş gerçekleştirdi. Görevini başarıyla tamamladıktan sonra da ülkemize döndü."

"Vatanımızın güvenliğinin teminatı olmayı sürdürüyor"

Savunma sanayisinin Türkiye'deki belli çevreler tarafından sık sık hedefe konulduğuna dikkati çeken Erdoğan, tüm itibar suikastlerine rağmen özveriyle çalışan savunma şirketlerine teşekkür etti.

Erdoğan, bugün savunma sanayinde 3 bin 500'den fazla firmanın 80 bini aşkın personeliyle Türkiye için çalışmaya devam ettiğini aktararak, şunları kaydetti:

"7-18 Mayıs arasında icra edilen Deniz Kurdu-2 Tatbikatı'nda savunma kabiliyetimizi bir kez daha izleme fırsatı bulduk. Silahlı Kuvvetlerimiz karada, denizde ve havada vatanımızın güvenliğinin teminatı olmayı sürdürüyor. Donanmamız, mavi vatanın savunmasının yanı sıra dünya denizlerinde bayrağımızı dalgalandırarak küresel barış ve istikrara da katkı sunuyor. Tatbikatın planlanması ve icrasında emeği geçen tüm komutanlarımızı ve askerlerimizi tebrik ediyorum. Rabb'im, Mehmetçiklerimizi her zaman ve her yerde muhafaza ve muzaffer eylesin diyorum."

"TÜİK'in 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TÜİK'in 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir. Bu, açık söylüyorum, Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir." diye konuştu.

"İran halkının yaşadığı acıyı paylaşmak üzere bir günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kabine toplantımızda, İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde bir günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık." dedi.

Kaynak: AA