Kurtulmuş, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV) Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi'nde düzenlenen 43. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dünyanın uzunca bir süredir önemli krizlerle çalkalandığını, yakın dönemde de bu krizlerden kurtulmanın mümkün görünmediğini söyledi.

Ekonomik, siyasi, toplumsal krizlerin dünyanın sadece bir bölgesini değil bütün insanları etkilediğini dile getiren Kurtulmuş, en az bunlar kadar dünyada bir başka önemli krizin de maneviyat krizi olduğunu belirtti.

İslam dünyasının, Fas’tan Endonezya’ya kadar yayılmış stratejik bir noktada bulunduğunu, 2 milyara yakın nüfusuyla büyük bir potansiyeli barındırdığını ifade eden Kurtulmuş, İslam dünyası olarak dünyada olanları çok iyi şekilde gözden geçirmeleri gerektiğini vurguladı.

"Maalesef dünyanın çivisi çıktığı gibi birliğin, beraberliğin, dirliğin olmadığı ve bu kadar büyük imkanlara rağmen her türlü yoksulluğun, yoksunluğun, geri kalmışlığın hüküm sürmüş olduğu bir İslam dünyasında yaşıyoruz." diyen Kurtulmuş, İslam aleminin dünyada nelerin olup bittiğini çok iyi sorgulaması, sağlam muhasebe yapması ve buradan da yeni bir sözün, insanlığın tamamına ışık verecek yeni bir anlayışın nasıl ortaya koyulabileceğini çalışması gerektiğini ifade etti.

İsrail'in Gazze'ye saldırıları

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına dikkati çeken Kurtulmuş, şunları söyledi:

"İsrail'in bugün Filistin'de yapmış oldukları tam manasıyla bir katliam, soykırımdır. Başta Amerika olmak üzere Batı dünyasının İsrail'e neredeyse 'Görmüyoruz, duymuyoruz, biz anlamıyoruz, siz ne isterseniz onu yapabilirsiniz.' diyerek izin vermiş olmasıyla, büyük bir askeri güçle insanların evlerini başlarına yıktıkları bir ortamda yaşıyoruz. Hiç şüphesiz, İsrail'in büyük bir askeri gücü var. Arkasında Amerika'sı, Avrupa'sı var, teknolojisi var. Dünyanın bütün finans çevreleri neredeyse İsrail'in emrinde. Dünyanın neredeyse bütün sayılı büyük kuruluşları İsrail'in emrinde ama benim kanaatimce İsrail'in en büyük gücü bunlar değil İsrail'in en büyük gücü, İslam dünyasının çaresizliği, İslam dünyasının dağınıklığı ve İslam dünyasının içinde bulunduğu bu durumdur. Dolayısıyla her şeyden ve herkesten önce öz eleştiri yapması gereken, sağlam bir muhasebe yapması gereken bizleriz. Ümit ederiz ki bu muhasebeyi en iyi şekilde yaparak hem bu süreçlerde krizlerden kurtulmayı hem de dünyaya ışık saçacak yeni sözü ortaya koyabilmeye muvaffak oluruz."

Kurtulmuş, dünyanın bugün en temel sorununun dünyevileşme, profanlaşma olduğunu dile getirdi.

"Yani hayat, sadece dünyadan ibaret, hayat sadece kardan ibaret, hayat sadece kişisel zevklerden ve hazlardan ibaret, hayat sadece dünyanın nimetlerini hemen şimdi en iyi şekilde değerlendirmekten ibaret gibi gören bir anlayışa, modern değerlerin üzerinde kurulmuş düşünce sistematiğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan profanlaşmanın neredeyse manevi, etik olan her şeyden insanları uzaklaştırdığı bir sekülerleşme, dünyevileşme, profanlaşma dönemi yaşıyoruz." diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, Müslüman topluluklarında önemli sorunlardan bir tanesidir. Bugün Batı dünyasının da en önemli problemlerinin başında saysanız, herhalde insaf sahibi herkesin söyleyeceği en önemli sorunlardan birisi budur. Dolayısıyla bizim, özellikle İslam düşüncesinin önemli öncüsü olarak müftülerimizin, din adamlarımızın üzerinde odaklanması gereken en önemli sorunlardan birisinin bu olduğunu ifade etmek isterim. Dünyevileşme bu kadar kahredici bir hızda devam ettiği sürece insanların kulaklarını hakka, hakikate, insafa ve vicdani olana tıkadıkları aşikardır. Önce insanların kulaklarını açabilmeleri için dünyevileşme hastalığını tedavi edecek çalışmaları en güçlü şekilde fikir ve inancı bütünleştirerek ortaya koymak zorundayız."

"Aileyi, toplumsal yapımızın merkezine alacak şekilde yeniden güçlendirmek vazifelerimizden birisidir"

İnsanoğlunun bireyselleşmenin zirvesini yaşadığı bir dönemi idrak ettiğini dile getiren Kurtulmuş, dünyadaki bir başka problemin de aile değerlerinin zayıflatılması olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, dünyada diğer milletlerle kıyaslandığında hala aile yapısı en sağlam toplumlardan birisine sahip olduklarını belirterek, "Türkiye'de aile değerlerinin süratle zayıflatılması için dört koldan bütün küresel odakların çalışmakta olduğunu biliyoruz, görüyoruz. Bunun için de aileyi, toplumsal yapımızın merkezine alacak şekilde yeniden güçlendirmek, en güzel şekilde aile etrafında toplumsal yapıları organize etmek temel vazifelerimizden birisidir." dedi.

Dünyada yaşanan bir başka önemli maneviyat krizinin ya da toplumları içten içe kemiren bir başka krizin ise cinsiyetsizleştirme meselesi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Transhümanizm adı altında böyle biraz da fiyakalı bir sözle gizledikleri şey, aslında hayatı boyunca sadece 'Ya benim cinsiyetim neydi?' sorusunun peşinde koşan acayip birtakım insanlar, nesiller yetiştirmek olan bir maalesef kötülük şebekesinin, kötülük ağının dünyada egemen olduğunu ve bu anlamda cinsiyetsizleştirme projeleri üzerinden aslında toplumları insansızlaştırma sürecine doğru sürüklediğini maalesef görüyoruz. Bütün bunlarla mücadele etmek durumundayız ve bütün bunların insani olan, fıtri olan ve manevi olan çerçevesinde cevapların hazırlanması için gayretle çalışmak durumundayız." diye konuştu.

Editör: Nebihe UÇAN