Mesleğim gereği yıllardır çocuklar ve gençlerle iç içeyim. Güncel sağlık sorunlarının çözümüne odaklanmanın yanı sıra, onları dinlemeye, gelecekleri hakkındaki düşüncelerini ve hayallerini öğrenmeye bazen yol göstermeye değer vermişimdir. Hele minikler ve küçüklerin o ufacık beyinlerinin içindeki şaşırtıcı dünyaların varlığını keşfetmek eşsiz bir deneyimdir. Çocuklardan elde ettiğimiz deneyimler bize çok şeyler kazandırır ve onları beynimizde yoğurarak elde ettiğimiz ürünleri yine çocukların yararına kullanabildiğimizde mutluluk duyarız. Çocuklar hayal dünyasında yaşarlar ve böyle olmaları kesinlikle yararlıdır ve onların gelişimine büyük katkı sunar. İlginçtir, çocukların büyük çoğunluğu daha ilkokul ve ortaokul yıllarında ileride seçecekleri mesleği belirlemektedirler. Çünkü fıtratları gereği bir çocuğun hedefsiz ve hayalsiz yaşaması mümkün değildir. Çocukları ayakta tutan gelecek hayalleridir. Çoğu çocuk sonraki yaşlarında önceden seçtiği mesleği ile ilgili kararını en az bir kere değiştirir. Erken alınmış kararlar bir idealizm ürünü iken lise yıllarında sosyal ve ekonomik gerçeklerin güçlü bir şekilde fark edilmesi ile birlikte ilk alınan karar değişir. Lise çağı gençlerinin bir kısmının sadece tek bir hedefe doğru kararlı bir yürüyüşleri varken büyük bir kısmının zihninde birbiriyle alakasız meslekler dahil olmak üzere birden çok alternatif vardır.
Günümüzde meslek seçimi ve meslek seçimine yönelik yüksek öğrenim alanı seçimi konusunda gençlere ciddi katkılar sağlayan resmi ya da özel pek çok kurum ve bilgili ve donanımlı danışmanların olması elbette ki değerlidir. Bir mesleğin pek çok özelliğini bu imkanlar sayesinde öğrenmek mümkündür. Ne var ki günümüz gençleri çoğu zaman bir yanda kendi kabiliyet, yetenek, beceri ve ilgi alanlarına dayalı bir seçenek diğer yanda ekonomik getiriye dayalı farklı bir seçenek arasında tercih yapmakta ve bu süreçte bir hayli zorlanmaktadırlar. Maalesef hayatın gerçekleri acımasızdır ve bir meslek seçiminde ekonomik beklenti ve gelecek endişesi baskın faktör olarak ön plana çıkmaktadır. Oysa ekonomik gerekçenin meslek seçiminde asıl belirleyici olması sağlıklı bir tercih yapmanın önündeki en önemli engeldir. Özellikle tıp doktorluğu tercihinin ekonomik gerekçeye dayanması durumunda mesleki mutsuzluk olasılığı oldukça yüksektir. Keza aynı mutsuzluğu rüyalarında evlatlarını karbeyaz gömlek içinde gören anne ve babaların etkisi altında kalarak tıp okumayı tercih eden gençlerin yaşama olasılığı da yüksektir. Hekim olmak için en başta gelen koşul derin bir sevgi duygusuna sahip olmaktır. Bu hastanın hissettiği derin acıyı anlayabilmenin ön koşuludur. Tolstoy’un, “sadece derin sevgisi olanlar, derin acıları hissedebilirler” sözü bu gerçeği vurgular. Hastanın acısını yüreğinde hissetmemek veya abartılı bir ifadeyle “duyarsızlık” bu kutsal mesleğin ruhuna uymaz. Tolstoy’un mükemmel tarifine göre “ bir insan acı duyuyorsa canlıdır; başkasının acısını duyuyorsa insandır”. Voltaire, “Her şeyden önce insan olunmalı; ondan sonra doktor” der. Sonuç olarak diyebiliriz ki hekim olmanın en önemli koşulu derin bir empati duygusuna sahip olmaktır ve bu hekimlik motivasyonunun çekirdeğidir.
Lise mezunu gençlerimizin üniversitede hangi mesleğe yöneldiklerinin son 50 yılını inceledim. Diyebilirim ki ortalama her on yılda bir en çok tercih edilen mesleklerde değişim olmaktadır. Bir dönem en başarılı öğrenciler A alanına yönelirken sonraki dönemde A alanı gözden düşmekte onun yerine B alanı almaktadır. Hatta o kadar ki yüksek puan alan bir mezun öğrenciye “ilk 5000’e girmişsin bu aldığın puanı heba etme! A okulunu yazmalısın” sözlerini duymayanımız yoktur. Puanlara göre yapılan tercihlerin azımsanmayacak bir kısmı isabetsizdir ve istenmeyen sonuçlara gebedir. Ekonomik nedenlerle tıp fakültesini tercih eden parlak beyinler mezun olduktan sonra ihtisaslaşma sırasında aynı düşüncelerle tıbbın geliri yüksek külfeti az alanlarına yönelmekteler maalesef. Bunun ne kadar zararlı bir yönelim olduğunu bir başka yazımda ele almak istiyorum. Lise mezunlarındaki meslek seçiminin zamana göre değişiminin temel nedeni ekonomidir. Yani iş bulma garantisi ve elde edilecek kazanç gibi ekonomik nedenler. Benzer durum başka ülkelerde de mevcuttur ve bu hal bir dünya gerçeğidir. Bu çarpık durumun en çok etkilediği meslek hekimliktir ve öte yandan isabetsiz olarak hekimlik mesleğini seçen gençlerin tıp dışı alanların isabetsiz tercih edenlere kıyasla çok daha mutsuz olmaları kaçınılmazdır. Pablo Picasso’ya göre hayatın anlamı yeteneğinizi bulmak; amacı ise onu başkalarına sunmaktır. Örneğin sarmaşık gibi kendisi için yaşayanın da ışığını ateş böceği gibi sadece kendisi için yakanın da yolu mutsuzluğa gider. Albert Einstein’e göre insan başarılı olmak için değil, değerli olmak için çalışmalıdır. Neden mi? Çünkü başarı kişiye ait bir fiil ya da durumdur. Oysa değerlilik toplumun kişiye bakışı ya da tavrıdır. Öyle başarılar vardır ki kişiyi değerli yapmaz. Oysa her değerli kişi mutlaka başarılıdır. Toplum ve insanlar kendilerine yararı dokunanlara mutlaka kıymet verir ve o kişi değerli addedilir. İslamiyet’e göre de öyle değil midir? Hz. Muhammed (S.A.V.), “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” sözüyle ilginçtir hiçbir din, ırk hatta inançsızlık ayrımı yapmaksızın tüm insanlara faydalı olmayı öğütler. “En” sözcüğüyle de böyle yapanlara en yüksek değer atfeder.
Sevgili gençler öncelikle kendinizi tanımaya çalışınız, yeteneklerinizi, ilgi alanınızı ve sevginizin yöneldiği uğraşları keşfediniz. Sonra tıp mesleğini ve hekimliği farklı pencerelerden bakarak tanımaya çalışınız. Beyaz gömleği giyerek hastane ortamlarında dolaşın. Gözlemci olarak ameliyatlara girmeyi deneyin. Televizyon dizileri ile asla yetinmeyin. Ekonomik getiriyi asla düşünmeyin. Hekim asla mağdur olmaz. Karun gibi zengin olmayı sakın hedeflemeyin. Çünkü büyü bozulur. Mesleğin mutluluk veren tarafı hekimin iyileştirdiği hastalardan gelen pırıltılardır. Bazıları bu yaklaşımımı idealizm olarak nitelendirebilir ve ütopya deyip geçebilir. Onlara göre bu zamanda realistik olmak akıllılıktır ve öyle olunmalıdır. Oysa sonuçta her zaman iyilik kazanır ve iyiler mutlu olur.
Yol ayrımı