Gazeteci Tuğba Polat’ın hazırlayıp sunduğu “Bir Bilene Sorduk” programında gebelik sürecine dair merak edilen soruları yanıtlayan Psikolog-Oyun Terapisti Helin Sayar; anne adaylarının gebelik öncesinde psikolog ile görüşmesinde fayda olduğunu vurguladı.

 Bir anne kendini hazır hissediyorsa, hazırdır

Sayar, “Anne adayları anneliğe hazır olup olmadığını, kendi aile dinamiğini, fiziksel, biyolojik ve psikolojik durumlarını göz önünde bulundurularak konuşulabilir. Biz bu anlamda gebelik öncesinde anne adayının psikolog ile görüşmesini tavsiye ediyoruz. Sonuçta son karar yine kişinin kendine aittir. Annelik içgüdüseldir. Bir anne kendini hazır hissediyorsa hazırdır” ifadelerine yer verdi.

Gebelikte annenin ruh hali bebeği etkiliyor

Gebelik sürecinde anne-bebek ilişkisine değinen Psikolog-Oyun Terapisti Helin Sayar, “Bebek anne karnında var olduğu andan itibaren anne ile etkileşim halindedir. Anne sinirli ve öfkeliyse bebekte aynı duyguları yaşıyor. Anne kaygılı ve stresliyse bebek de o kaygı ile dünyaya geliyor. Bunlar değiştirilemez şeyler değil aslında. Örneğin anne hamilelikten ötürü bir gerginlik yaşıyor olabilir. Planlı bir gebelik yaşamamış olabilir. Yaşadığı tüm bu negatif duyguları bebeğe ne kadar yansıttığı önemli. ‘Nerden çıktı bu gebelik, keşe olmasaydı’ gibi söylemler içinde mi? Yoksa bu durumu kabullenip bebek ile bir sevgi bağı kurabiliyor mu? Kırılma noktası bu. Biz planlı bir gebelik yaşamamış anne adaylarına, bebekleriyle sevgi bağı kurmalarını telkin ediyoruz. Eğer bir bebek, anne karnından itibaren sevilmediğini ve istenmediğini hissederse, hayatı boyunca bu hissiyatla yaşayabilir” diyerek uyarılarda bulundu.

Gebelikte baba faktörü

Gebelik sürecinde babanın, anneye olan desteğinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Sayar, “Maalesef ülkemizde genel olarak babalar bu süreçte ‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum, ben yokum’ gibi tavırlar alıyor. Halbuki babanın bu yolculukta aktif bir şekilde rol alması gerekiyor. Gerek eşinin geçirdiği fiziksel değişimle ilgili gerek ev işleriyle alakalı, babanın sürekli sosyal destekte bulunması gerekiyor. Günümüzde kadınlar da artık iş hayatında, yüklenmiş oldukları sorumluluklarla yeterince zorlanıyorken; hamilelik gibi zor, duygu dalgalanmalarının yoğun yaşandığı bir süreçte, babanın mutlaka anneye destekte bulunması, yol arkadaşlığı yapması gerekiyor” diye konuştu.

Gebelik sürecinde Çevresel etkilerin yansımaları

Çevresel etkilerin, gebelik sürecinde anne üzerinde belirleyici etki oluşturduğunu savunan Psikolog-Oyun Terapisti Helin Sayar, “Baba faktöründen sonra konuşulması gereken bir diğer önemli konu da bu aslında. Anne adayı yaşadığı süreç nedeniyle zaten yorgun, kaygılı ve hassastır. Fiziksel olarak sıkıntılar yaşıyorken aslında çevreden beklediği tek şey destektir. Tüm bu sıkıntıları yaşadığı için yeterince zorlanan anne adaylarına, çevreden gelen olumsuz yorumlar, gereksiz, yersiz müdahaleler ve kendilerince tamamen iyi niyetle verilen fikirler, anne adaylarını daha da çıkılmaz bir yola itiyor. Burada anne adayının yapması gereken, kendisine gelen bu olumsuzlukları içselleştirmeyip dışsallaştırması. Şunu söyleyebilmeli; ‘Bu senin sürecindi, bu da benim sürecim ve ben bu şekilde baş ediyorum’. Bu bakış açısı anneyi büyük ölçüde rahatlatacaktır” dedi.

Gebelikte doktor seçimi ve yapılan testler

Gebelik sürecinde doktor seçimi ve yapılan testler ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Sayar, “Muayenelere güvenebilmemiz için doktorumuza güvenmemiz gerekiyor. Doktorumuzla kurduğumuz bağ çok önemli. Ama önceliğimizi kendi duygularımıza, çocuğumuza karşı beslediğimiz hislere vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Otizm gibi hastalıkların bir laboratuvar testi yok. Bebekler doğduktan sonra, yolunda gitmeyen bir şeyler fark edersek gidilen bir psikiyatrın teşhisiyle ortaya çıkabilir. Fakat down sendromu için gebelikte yapılan ikili, üçlü, dörtlü testler ve ultrason muayenesinde ense kalınlığına bakılarak, doktorunuz size ‘Down sendromu vardır, ya da yoktur’ yorumu yapabilir” ifadelerine yer verdi.

Sezaryen ve normal doğumun güvenli bağlanmaya etkileri

Doğum şeklinin anne ve bebek arasındaki güvenli bağlanmaya etkilerini yorumlayan Psikolog-Oyun Terapisti Helin Sayar, “Sezaryen mi yoksa normal doğum mu yapacağımız konusu kesinle tek başımıza ya da çevremizin yönlendirmesiyle verebileceğimiz bir karar değil. Doktorumuzla istişare ederek anne ve bebek sağlığı için en uygun olan doğum şeklini belirlememiz gerekir. Güvenli bağlanmanın ise bu durumla bir ilişkisi yoktur. Siz bu bağlanmayı, bebek karnınızdayken de doğduktan sonra da inşa edebilirsiniz. Son olarak anne adaylarına çevreden gelen seslere kulaklarını kapatıp tamamen kendinin ve bebeğinin sağlığına odaklanmalarını tavsiye edebilirim. Buna ek olarak yapılacak yürüyüşler, nefes egzersizleri onları rahatlatacaktır. Anneliğin kadınlara verilmiş en mucizevi duygu olduğuna odaklanıldığında ise yaşanılan bu yolculuk daha huzurlu sonuca ulaşacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: GAPGündemi / Tuğba Polat