14 Mayıs seçimleri sonrasında bazı CHP’li Belediyelerin ve yöneticilerin depremzedelere yönelik takındığı tavrı anlamakta güçlük çektiklerini aktaran Gülpınar, “Uzun zamandır AK Parti aleyhine yürütülen bir kampanya vardı. Üzerine deprem felaketini yaşayınca, bunu da istismar aracı olarak kullandılar. Hâlbuki bu afet, sadece devletin tek başına altından kalkabileceği bir durum değildi. Devlet ve millet, tüm STK’lar kenetlenerek her kesimden insan bu derin yarayı sarmak için bir oldu, birlik oldu.

Urfa halkı mesela… Yanı başındaki Adıyaman’ı bir an olsun yalnız bırakmadı. Maalesef birileri de bunun siyasi hesabını yapmış ve yapılan yardımların karşılığında farklı bir beklenti içine girmişler. Bazı CHP’li Belediyeler, otellere yerleştirdikleri depremzedeleri kapıya bıraktı. Bu sağlıklı bir bakış açısı değil. Bu yıllardır süregelen sakat zihniyetin bir kez daha dışa vurumu oldu” ifadelerine yer verdi.

“Muhalefetin seçmeni aşağılaması yeni bir durum değil”

Muhalefetin, siyasi tercihlerinden ötürü insanları aşağılama tavrının yeni bir hezeyan olmadığına dikkat çeken AK Parti Genel Başkan Danışmanı M. Kasım Gülpınar, “Bunlar Anadolu irfanını, erdemini göremediler. Kendilerini hep toplumun önderi, ileri geleni olarak görüyorlar. Depremi AK Parti’nin yıkılışına bir vesile olarak görmek nasıl bir anlayıştır? Maalesef vatandaşa tepeden bakan bu tavır, yıllardan beri süre gelen bir tavır. İnsanlarımızı hep horladılar, hakir gördüler. ‘Makarnacı, kömürcü’ gibi ifadelerle aşağıladılar. Bu ahlaksız yakıştırmaları, deprem bölgesindeki kardeşlerimiz için de kullanıyorlar. Muhalefet halkın nazarında yitirdiği güven kavramını sorgulamalı. ‘Halk neden size değil de, Recep Tayyip Erdoğan’a güveniyor?’ Ama özeleştiri yapacaklarına insanları aşağılayama devam ediyorlar. Halkla diyalog kurup, onları anlamak için çaba göstermiyorlar” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanımız; yapmadığı, yapamayacağı bir şey söylemedi”

Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların, seçimlerde AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yana tercihte bulunmalarını değerlendiren Gülpınar, “Cumhurbaşkanımız farklı bir şey yapmadı. Kendinden, şahsından ne bekleniyorsa ona göre davrandı. Depremin ilk anından itibaren sahaya indi. Bakanlarımız sahaya indi. O bölgede yatıp kalktılar. 11 ile yayılmış bu büyük felakette, mümkün olan en kısa sürede insanların acılarını hafifletmek için çaba gösterdiler. Her il ve ilçe kardeş belediyelere zimmetlendi. İnsanüstü bir çabayla STK’lar, devletin ilgili kurumları sahadaydı. O mahşer bölgesinde böylesine bir dayanışma ve çaba varken, muhalefet seçimi konuşmaya başladı.

Dönüp geçmişe baktığınızda 2003’te 6,4 büyüklüğünde Bingöl, 2020’de 6,8 büyüklüğünde Elazığ ve Ekim 2020’de 6,6 büyüklüğünde İzmir depremlerini yaşadık. 2011’de 7,2 büyüklüğünde Van depremleri oldu. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti Hükümeti, aynı özveriyle milletin yarasını sardı. İnsanlar bu samimiyeti bildiği ve gördüğü için yine Cumhurbaşkanımıza güvendi” ifadelerine yer verdi.

SEYFULLAH POLAT /