Kıbrıs'ta yaşanan soruna çözüm üretmek, adada kalıcı barış ve istikrarı sağlamak amacıyla yürütülen müzakereler bir kez daha sonuçsuz kaldı. Müzakerelerde Güney Kıbrıs Rum yönetiminin toprak meselesi ve Yunanistan'ın garantör ülkeler konusunda çıkardığı pürüzler aşılamayınca taraflar masadan eli boş ayrılmak zorunda kaldı.

İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında iki gün süren Kıbrıs müzakerelerinin tıkanmasına, Rum tarafının aşırı taleplerinin neden olduğu öğrenilirken, Rum yönetiminin çoğu hayatta olmayan 92 bin Rum'un adanın kuzeyine geri dönüşünü temin edecek toprak talebinde bulunması, müzakereleri çıkmaza sokan en önemli nedenlerden biri olarak gösteriliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum lider Nikos Anastasiadis arasında yürütülen müzakereler, Türk tarafının son ana kadar sürdürdüğü iyi niyete rağmen Rum yönetiminin beklenen adımları atmaması nedeniyle sonuçsuz kaldı.

İsviçre'de 7-11 Kasım'da yapılan görüşmenin devamı niteliğindeki Mont Pelerin zirvesinin amacı, hem toprak meselesinde kriterlerin görüşülmesi hem de garantör ülkelerin katılacağı beşli konferansın tarihinin belirlenmesiydi.

Zirveyi Rum göçmen sayısındaki aşırı talep tıkadı

Edinilen bilgiye göre, İsviçre'deki müzakerelerde ilk kriz, Güney Kıbrıs Rum kesiminin, "Yunanistan'ın garantör ülkelerin katılacağı beşli konferansta Türkiye'yi devre dışı bırakmak istemesi ve Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesi talebine yönelik takvimde" diretmesinden çıktı.

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin tarafları uzlaştırmak için liderlerle birebir ve sık sık görüşmeler yapması, müzakerelerin ikinci gün de devam etmesini sağladı. Eide'nin tüm girişimlerine rağmen taleplerinde geri adım atmamakta ısrar eden Rumlar, İsviçre'de ikincisi yapılan Kıbrıs zirvesinin sonuçsuz sona ermesine neden oldu.

Mont Pelerin'deki zirvenin ikinci gününde gece yarılarına kadar süren müzakerelerde Rumların aşırı taleplerle masaya gelmesiyle bir kriz daha yaşandı. Rum tarafının, zirveyi çıkmaza sokmasındaki en önemli nedenlerinden biri, 92 bin Rum'un Kuzey'e geri dönüşüne imkan sağlayacak toprak talebi oldu.

Kuzey'e dönecek Rumların sayısının 92 bin olacağını ve bundan asla geri adım atmayacağını dile getiren Rum lider Anastasiadis, çoğu bugün hayatta olmayan Rumlar için geri dönüş hakkı talep etti ve talebin makul olmadığı yönündeki tüm kanıtları da reddetti.

Türk tarafı, müzakerelerdeki tıkanıklığın nedenini, Güney Kıbrıs'ın masaya Rum göçmen sayısı hakkında aşırı taleplerle gelmesi, bu talepleri konusunda hiç pazarlık yapmaması, Kıbrıs Rum Kesimi'nin dönüşümlü başkanlığı bile beşli konferansta bir pazarlık konusu olarak cebinde tutması ve toprak konusunda yüksek bir pazarlık marjıyla masada durması olarak sıraladı.

Türk tarafı ayrıca Mont Pelerin'de masanın dağılmasında ve zirvenin sonuçsuz kalmasında Rumların makul çizgiye yaklaşmayı reddeden uzlaşmaz tavrının etkili olduğu görüşünde.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Mayıs 2015'te göreve gelmesinin ardından yoğun bir şekilde süren Kıbrıs müzakerelerinin bundan sonra nasıl devam edeceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.

"Uzlaşımız ve görüşmemizin mantığı bu değildi"

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, yaptığı açıklamada, Rum tarafının, Akıncı ve ekibinin bir bütün olarak çözüme yönelik koyduğu performans ve iradenin yarısını ortaya koymuş olsaydı şu anda başka şeylerin konuşuluyor olabileceğini dile getirmişti.

Görüşmelerde toprak konusunda daha önce resmi bir açıklama yapılmadığını hatırlatan Burcu, bu kriterle ilgili Türk tarafının masaya getirdiği teklifin yüzde 29,2 olduğunu söylemiş ve "Toprak kriterinde de sanki toprak konusu tümden ceplerinde olacakmış gibi bir pazarlık anlayışıyla geldiler. Oysa uzlaşımız ve görüşmemizin mantığı bu değildi." değerlendirmesini yapmıştı.

Kıbrıs'ta müzakereler, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın göreve gelmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin arabuluculuğunda 15 Mayıs 2015'te yeniden başlamıştı.

Kıbrıs sorunu
 ekonomi
, Avrupa Birliği
, mülkiyet
, yönetim-güç paylaşımı
, toprak ile güvenlik ve garantiler

 olmak üzere 6 temel başlıktan oluşuyor. AA