Röportaj: İshak POLAT/ Haber Kameramanlığına ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği hakkında Aytekin Polatel'e sizin için sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar

Okuyucularımız için siz tanıyabilir miyiz?

Ben; Aytekin Polatel. Evliyim. 3 çocuk babasıyım. Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanıyım. Aynı zamanda ATV ve A Haber Kameramanıyım. 8 Yıldır bu kanalda çalışıyorum. 25 Yıllık bir haber, meslek yaşantım var. Bunun yanında 1997-1998 yıllarında Haber Kameramanları Derneğinin yarışmasında görüntü alanında dereceye girmiş bir kardeşinizim.

Türkiye Haber Kameramanları Derneği ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Derneğimiz 1994 yılında kuruldu. Türkiye'de özel TV'ler yayın yapmaya başlayınca ve bu kanalların çoğalması ile birlikte Haber kameramanlığı mesleği de ortaya çıkmış oldu. Gerçi TRT'nin Türkiye'de tek kanal olduğu dönemde de vardı ama daha sonra meslektaşlarımızın sayısı arttıkça böylesi bir dernek ihtiyacı ortaya çıktı ve Derneğimiz kuruldu. Hali hazırda derneğimizin 400 civarında üyesi bulunmakta olup kuruluş amacı meslektaşlarımız arasında dayanışma mesleki dayanışmayı sağlamak, meslektaşlarımızın sorunlarını dile getirip çözüm üretmek ve yapılan yarışmalar ile mesleğimizin kalite çıtasını yükseltmektir diye sıralayabilirim. Ayrıca THKD Haberciler adlı derneğimizin bir yayın organı var. Yılda iki defa çıkartıyoruz. Yine dernek olarak 110 Habercinin kaleminden ' Kalkışma' adlı bir kitap çalışmamız oldu. Son olarak ta yine dernek olarak Türkiye'nin 10 ilinde Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen ' Benim Hikayem' adlı proje kapsamında ortaokul öğrencilerine yönelik ' Kamera Kullanımı, Senaryo Yazımı ve montaj' eğitim vererek aynı zamanda haber kameramanlığı mesleğini tanıtıyoruz. İşte bu proje kapsamında Şanlıurfa'ya geldik ve öğrencilerimiz ile bir araya geldik ve bu vesile ile de sizinle bir araya gelerek hasbihal etme fırsatı bulduk.

Üyeleriniz sadece Haber Kameramanları mı yoksa gazeteciliğin başka dallarında faaliyet gösteren arkadaşlarımız da var mı?

Derneğimizin kuruluş tüzüğünde Haber Kameramanları diye geçiyor ama. Bir tüzük değişikliği ile haberin içerisinde bizatihi sahada görev yapan muhabir arkadaşlarımız da derneğimize üye olabilir. Biz haberciyiz. Bu anlamda sahada görev yapan muhabir arkadaşlarımız ile birlikte ortak bir görev yapıyoruz. Aynı çatı altında görev yapıyoruz, aynı çatı altında aynı sorunları yaşıyoruz. Bu manada bir çok arkadaşımız derneğimizin üyesi ve Türkiye'nin bir çok ilinden derneğimize üye arkadaşlarımız var.

Görevi ne olursa olsun, sahada görev yapan meslektaşlarımızın sorunları nelerdir?

Şöyle ki; sahada görev yapmanın avantajları ve dezavantajları var. Avantajlarına bakarsak bir habercinin, gazetecinin meslek ruhuna en uygun şekilde bizatihi haberin tanığıyız. Kamuoyu bizim şahit olduğumuz ve aktardığımız olaylar ile ' haber'i izliyor, görüyor ve okuyor. Bu manada yaptığımız iş gerçekten çok büyük ve önemli. Dezavantajlarına gelince sizde sahada çalışan bir muhabirsiniz ve bu sorunların birebir muhatabısınız. Ama okuyucularımızı aydınlatmak adına söylüyorum; can güvenliğinden tutun da, iş güvencesine kadar bir çok sorunla karşı karşıyayız. Sorunlara Haber Kameramanları özelinde bakarsak bir haber kameramanı 20 kğ lık bir yük ile dünyayı tur atıyorlar. Ki kendi şahsi eşyaları hariç. Bir haber kameramanında meslek hastalığı olarak ortaya çıkan bel fıtığı, boyun fıtığı, ayakta çok beklemekten dolayı bacaklarda varis oluşması, bunu n dışında psikolojik problemler var. Bakın bir kameraman acısı tatlısı ile bir çok şeye canlı tanıklık ediyor ve bu insanın ruhunda bir travma oluşturuyor. Dernek olarak meslektaşlarımızın bu tür sorunlarını çözmek içi mücadele ediyoruz.

Gerçekten de fiziki zorlukların yanı sıra habercilerin psikolojik durumu göz ardı ediliyor. Dernek olarak bu konudaki çalışmalarınızı biraz daha açar mısınız?

Tabii ki Dernek olarak Psikoloji Derneği ile birlikte yürüttüğümüz bir çalışmamız var. Bu çalışmanın çıkış noktası da şu; Kanada'da bir haber kameramanı 3 ay kadar Irak'ta görev yapıyor. Evine döndüğünde sosyal hayatta verdiği tepki bir travma yaşadığını gösteriyor ve kendisini tedavi eden Kanada Psikologlar Derneği ODTÜ Psikologlar Derneği ile irtibata geçiyor. Kanadalı psikologlar bizim Türk psikologlara şunu soruyor; sizin bölgeniz sıcak bir bölge. Sizde haber kameramanları bu stres ile nasıl başa çıkıyor? Nasıl bir psikolojik sorun yaşıyorlar? Yapılan çalışmalarda şunu gördük; Türkiye'deki haber kameramanları toplumumuzun yapısından dolayı acılarını ve mutluluklarını paylaşabildiği için kendimizi yenileyebiliyoruz. Ama buna rağmen bizde de bu kadar acıya şahitlik eden bizler bazen farklı tepki verebiliyoruz. İşte bizde dernek olarak bu konuda psikolog arkadaşlarımız ile birlikte çalışıyoruz.

Sahadaki arkadaşlarımızın iş garantisi var mı? Sizin tespitleriniz nelerdir?

Her sektörde olduğu gibi Haber Kameramanlığı mesleğinde de iş bulma sorunu var tabii ki. Mesleğe yeni başlayan bir Haber Kameramanı yeni sisteme göre 65 yaşında emekli olacak. 65 yaşında bir Haber Kameramanı nasıl çalışacak? Hem bedenen hem de beyin ile çalışan bir meslek grubunda 20 li 30 lu yaşlardaki fiziki ve beyin gücünü 65 yaşında bulabilecek miyiz? Bulamayacağız. Bunun içinde yeni nesil bu mesleği seçmiyor. Bir Haber Kameramanı görevi gereği aktif bir şekilde haber peşindedir. Bu da dinamik bir yapı gerektiriyor.

Başa dönersek; iyi bir Haber Kameramanında olması gereken özellikler nelerdir?

Belki bu özellikler tüm haberciler için geçerlidir ama iyi bir Haber kameramanı hızlı ve doğru karar verebilme yapısına sahip olmalıdır. Beşeri ilişkileri çok iyi olmalıdır. Entelektüel yapısı çok iyi olmalı ve en azından bir yabancı dil bilmelidir. Ama en önemlisi bir Haber Kameramanı fedakar ve özverili olmalıdır. Bizim mesleğimiz ofis işi değil. Yağmuru, çamuru, karı, var. Bu çileye dayanabilecek insanlar Haber Kameramanı olabilir.

Önce insanlık mı yoksa habercilik mi?

Demin Haber Kameramanlığının zorluklarından ve psikolojik etkisinden konuştuk. Nasıl bir polis, bir itfaiyeci olaya müdahale ederken oturup ağlamıyorsa biz de habere gidip te oturup ağlamıyoruz. Evet üzülüyoruz ama nasıl bir asker vatanı savunmak için çatışıyorsa, nasıl bir itfaiyeci bir canı kurtarmak için çalışıyorsa biz de o haberi topluma ulaştırmaktan sorumluyuz ve bunu yapıyoruz. Bizim görevimiz haber çekip kamuoyuna yansıtmak ve bizde bu görevden sorumluyuz.

Bir haberde Haber Kameramanı gözükmez. Kimse onları görmez. Vizörün arkasında olmak nasıl bir duygu?

Habercilik bir bütündür. Habercilikte herkesin bir görev yeri var bizimkisi de vizörün arkası. Bu manada vizörün arkasında olmak önünde olmaktan çok daha zor gerçekten. Muhabir arkadaşlarımız ile bir ekibiz. Beraber iş çıkartıyoruz ama kadar yük ile koşturmak, muhabir ile uyumlu iş çıkartmak gerçekten meşakkatli. Ama bu işi de birisin yapması gerekiyor.

Bu manada muhabir ve kameramanın nasıl bir işbirliği var?

Demin dedim bu bir ekip işi, birbirini tamamlayan bir olay. Ki çıkan haber de muhabir ve kameramanın iyi bir ekip olabilmenin sonucudur. Şunu da ekleyebilirim; muhabir ile kameraman bir elmanın yarısıdır. Kameraman görüyorsa muhabirde yazıyordur. Birisi yoksa diğeri de yoktur. Dolayısı ile ben yok biz var bu işte. Dolayısı ile biz haber kameramanlarına TV'lerin görünmeyen yüzleri veya kahramanları da diyoruz. Bu meslek öyle bir meslek ki bu işte aşk ve sevda yoksa yapamazsınız.

Sahada muhatap olduğunuz sorular nelerdir?

Biz TV'nin sokaktaki temsilcileriyiz. Muhabir arkadaşlarımız ile muhatap olduğumuz o kadar soru oluyor ki. Kamera pahalı mı? Kaç TL, Kaç kğ, Ne kadar maaş alıyorsunuz? Ekran yüzlerimiz vardır. İşte onlara selam söyleyin. Şu konuyu niye işlemiyorsunuz? Bizim muhabirlerin elinde ve kameramanlarımızda TV'lerimizin logosu var. TV'nin yayın politikasını seven ve sevmeyenlerin ilgisine muhatap oluyorsunuz. Vatandaş sizi sorunlarını dile getirecek vasıta olarak gördüğü için ( Ki öyleyiz) bir şeyi de gelip sizinle paylaşıyor. Bu bizim işimizin doğasında var.

Benim Hikayem adlı proje kapsamında geldiğiniz Şanlıurfa hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Dernek olarak Türkiye'nin 10 ilinde Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen ' Benim Hikayem' adlı proje kapsamında ortaokul öğrencilerine yönelik ' Kamera Kullanımı, Senaryo Yazımı ve montaj' eğitim vererek aynı zamanda haber kameramanlığı mesleğini tanıtıyoruz ve bu kapsamda Şanlıurfa ziyaret ettiğimiz 7. İlimiz diğer illerde olduğu gibi Şanlıurfalı öğrencilerimizden de büyük ilgi gördük. Herkes haberi biliyor ama özellikle haber arkasını çok merak ediyorlar. Bu ilgi bizi mutlu etti.

Diğer yandan haberci olarak geldiğimiz Şanlıurfa'yı bu sefer biraz sivil olarak gezme fırsatı yakaladık. Şanlıurfa gerçekten de sahip olduğu tarihi, turistik, ve mutfağı ile mükemmel bir şehir. Hele hele misafirperverliği ayrı bir durum. Bunun yanı sıra Siverek'te bir okula gittik bir kardeşimiz türkü söyledi ve kayıt altına aldık. Bu şehir de herkes başlı başına müzik ustası. Siverek tavası ciğeriniz bir efsaneydi.

Bu mesleği seçmek isteyen genç kardeşlerimize tavsiyeleriniz nelerdir?

Bu meslek fedakarlık isteyen, aşk ve özveri isteyen bir meslek. Çok fazla maddi getirisi olmayan bir meslek ama gerçekten de yapanın büyük ölçüde aşk duyduğu bir meslek. Dolayısı ile genç kardeşlerimizin bu mesleği seçmeden önce bunları bilmesi gerekiyor. Sonrasında ise kendilerini iyi anlayabilme, anlatabilme ve beşeri ilişkiler konusunda yetiştirmeleri gerekiyor. Genç kardeşlerimizin haberciliğin hangi alanında olursa olsun algılarını çok iyi gelişmiş olması gerekiyor. Bu kabiliyete sahip insanlar bu meslekte yer tutabilir yoksa bu işi yapamazsınız.

Eklemek istedikleriniz nelerdir?

Öncelikle bizi Şanlıurfa'da ağırladığınız ve mesleğimiz ile ilgili duygu düşüncelerimizi kamuoyuna aktardığınız için size ve gönül dostlarımıza teşekkür ediyorum. Bu vesile ile Şanlıurfa'da görev yapan bütün haberci arkadaşlarıma sevgi ve selamlarımı gönderiyor ve Şanlıurfalılara en kalbi muhabbetlerimi sunuyorum.