|
|||
![]() |
ANNEYİM BEN | ||
Mehmet POLAT | |||
(Diyarbekir Annelerine İthafen…) Duruşum karlı dağlara benzer, O kadar da suskun ve sabırlı. Amma velâkin bu demek değil ki; Asi rüzgârların önünde savrulan diken, “uysal koyunum.“ Bakışlarım şahincedir, Bağlamaz yollarımı; ne eyyâm-ı bâhur sıcakları ne de zemheri soğukları. Mangal yürek taşımak, cibilliyetimin gereğidir. Korkak, dünyasına çekilenler bilsinler ki Mazlumun hamiîsi, şefkat yumağıyım.
Yaradılışım bile farklı, Cennetler serpilmiş yollarıma. Koç yiğitler ocağımda yetişir Hayâ, iffet timsali Namâhremden uzak, tenha yerlerde açan çiçeğim… Yük değil, yük almaya talip Dişi aslanlar misali, Meydanı ağyara dar eden cengâver Beride, Her arkı sulayan çağlayanım.
Şikâyet etmek yok karakterimde, Zifiri karanlıklara mumla yürürüm. Yalnız kanayan yaralar gördükçe, bozulur fabrika ayarlarım. Depreşir içimdeki acı hatıralar Namerde minnet etmek mi, o da ne? Çare olmak için, Kaleler yıkar, şehirler inşa ederim. Beraet; rahatı bozmaysa Akıbetini düşünmeksizin bozarım. Ödlek gibi her gün ölmek değil, Adam gibi bir kez ölmeyi yeğlerim.
Hem bağım hem bostanım. Bâdı sabalar dokunur, çoğu gün yüreğime Acıtır, kanatır, lime lime olur. Kâh acılar unutulur, hasretler bendi zorlar Yol yapar gözyaşları, akar yanağa yavaş yavaş, Anne yüreği, işte bu dönüp dönüp yanar. Yanık kokusu, ilk hazan rahmetiyle beraber Havaya karışan toprak kokusuna eşlik eder. Reyhan olur, misk-i ambere dönüşür Engellere takılmak acizlerin hâli, Zoru başarmaktır, vazgeçilmez hedefim.
Menzile çıkan yolda, kale gibi duran Son durağımdır yuvam. “Tüllenen mâğribi akşamları“ burada ağırlarım. Değişmem sultanlar otağına, Evlad-ı ıyyâlımla yaşadığım bir anlık zamanı. İzini sürdüğüm anneler, Yeryüzünün gördüğü ve bir daha göremeyeceği, Çölleri denizlere çeviren; Hatice-i Kübra, Fatımatüz Zehralar. Önce eş, sonra anneyim. Hayatıma renk katan, vefalı dost, göz ağrım Beyimin hayalindeki dolu dolu Sevdadan öte, dünyasıyım.
Anılır ismim, on sekiz bin âlemde Baharı müjdeleyen ilk çiçek hiç değilim. Hududum belli, ta kal-u belâ’dan Bazı bazı taşlanırım, lâkin gam yemem. Zira ziyadesiyle meyve yüklüyüm. Münkiri men edip, marufu tavsiye eden Necip gençlik âcizane eserimdi. Ve şimdi birer viraneye dönmüş, Annesiz hânelerden, annelerin bol olduğu asırlara Feri sönmüş gözlerle “Hey gidi günler” deyip Bakar bakar, O ihtişamlı maziye, dalar giderim… |
|||
Etiketler: ANNEYİM, BEN, |
|