"Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır." (Hucurat;13)

Evet, İslam coğrafyası Hilafetin ilgasından bu yana param parça bir vaziyette despot, diktatör ve laik rejimler tarafından yönetilmektedir. Tek bir siyasi erk tarafından yönetilmediği herkesçe malumdur.

Ancak bu durum bu coğrafyayı daha da küçük parçalara bölmeyi meşrulaştırma aracı olarak kullanılamaz. Bu yönde bir çaba içerisine giren cinayete eşdeğer bir günahın altına girmiştir. Okyanus ve kıtalar ötesinden gelip İslam coğrafyasını daha küçük parçalara ayırmaya kalkışanlarla iş tutmak delalet ve ihanetin ta kendisidir. Hiçbir mağduriyet böyle bir ihaneti mazur göstermeye yetmez.

Kaldı ki; Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan her Müslüman'ın sömürgeci güçler tarafından parçalanan İslam coğrafyasını tekrar tek bir siyasi çatı altında toplamak için çabalaması farzdır.

Bunun gerçekleşmesi için uğraşması bir gerekliliktir. Nitekim kafamızdaki duvarları yıktığımız gün bu coğrafya tekrar Hilafet sancağı altında birleşecektir. Dahası İslam'a iman etmiş halklar ve hatta Gayri Müslimlerin rahat yüzü görmelerinin başka bir çıkar yolu yoktur. Zira İslami Yönetimin bu topraklardan çekildiği günden beri Müslüman ve dahi Gayri Müslim halklar gün yüzü görmemiştir.

Bu coğrafyayı ve halkları bir araya getirmek ve birleştirmek gibi onurlu bir iş varken tam aksine onu etnik köken üzerinden daha küçük parçalara bölerek küçük lokmalar halinde büyük sömürgeci devletlerin önüne atmak onursuzca ve ahmakça bir uğraştır. Bu coğrafyada yaşayan bilumum halklara yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bundan daha aşağılayıcı bir fikri, siyasi ve askeri faaliyet olamaz.

Nasıl ki; dün İttihat ve Terakki Partisi böyle bir faaliyetin içine girerek bu coğrafyada yaşayan halklara ihanet etmiş ise bu gün de PKK ve PYD bu ihaneti tekrarlamaya azmetmişlerdir. Bir asırdan beridir dünyayı kasıp kavuran, insanlığı kamplara bölerek sömürü ve fesadı evrene egemen kılan iki süper güce kendini kullandırmayı şeref addeden bu zihniyet bu toprakların tanık olmadığı bir ihaneti halklara yaşatmayı kafasına koymuş görünmektedir. İslam'a asırlarca bayraktarlık yapmış olan Kürt halkını tarihin affedemeyeceği bir ihanetin figüranı yapmaya kararlı görünmektedir. Her Kürt kökenli bireyin buna engel olması için elinden geleni ortaya koyması gerekir. Bu ihanet girişimine bilerek veya bilmeyerek katkı sağlayan herkesin yüklendiği ağır vebalin farkında olması bir gereklilik olmuştur.

Gerçek şu ki; bu ve benzer örgütleri ortaya çıkaran sebepler ortadan kalkmadığı sürece bunların sonlandırılması mümkün değildir. Lakin terör örgütleri için mümbit bir araziye dönüşen günümüz dünyasında ABD ve Rusya'ya uşaklık ederek ne varılacak bir zafer ve ne de kazanılacak bir şeref vardır. Bu coğrafyada yaşayan halklara daha fazla acı ve gözyaşı tattırmanın bir manası yoktur sanırım. Bu güne kadar ABD ve Rusya hiçbir millete yar olmadı olamaz. Biz bu coğrafyanın kadim halkları olarak Allah (c.c.)'nın ipine sarılarak kardeş olmaktan başka kurtuluş yolu yoktur. Dün de böyleydi bugünde!..

Unutmayalım ki; Kürdüyle, Arabıyla ve Türküyle v.b. bilumum halklarıyla bu coğrafyanın birleştirici harcı İslam'dır. Bugün bu kadar olumsuz şartlara ve tahriklere rağmen hala kardeşçe yaşamanın hesaplarını yapabiliyor isek bu tümüyle rahmet olan İslam'ın eseridir.

Hep beraber geçmişteki izzetli ve şerefli günlerimize dönmenin bir yolu vardır ve olmalı. Kendi öz malımız olan kaynaklarımıza dönüp bakalım. Yeniden etüt edelim. Meselemizi Allah ve Resulü'ne arz edelim. Bize bir çıkış yolu göstereceğinden kuşkumuz olmasın!

"Hep birlikte Allah'ın ipine / İslam'a sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz."
( Al-i İmran;103)