31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olana Yerel Seçimler öncesinde Belediye Başkanlarını dijital stüdyo ve mecralarında konuk etmeye devam eden Gazetemiz yaptığı yayınlar ile seçimin nabzını tutmaya devam ediyor. Seçim çalışmaları kapsamında çalışmalarına devam eden Saadet Partisi Haliliye Belediye Başkan Adaya İnşaat Mühendisi Osman Yıldırım “ Seçime Doğru” programımın konuğu olarak İshak Polat’ın sorularını cevaplandırdı.

Siyasete topluma olan sorumluluk vazifemden dolayı girdim

Programa kendisini tanıtarak başlayan Osman Yıldırım neden siyasete girdiğini ve siyasetini temel amacının ne olması gerektiğini belirterek; “ siyaset iyi tanımlanması gereken bir konu. Mecra diyelim. Hakikaten iyi tahlil edilmesi, iyi tanımlanması, iyi düşünülmesi gereken bir mecra. Benim açımdan siyaset hani birtakım heveslerin, birtakım arzuların, birtakım yani çıkar menfaat ilişkilerinin elde edilmesi aracından ziyade yani bir vatandaşlık sorunu, yani vatandaşlık gereği olarak siyasete girdim. Malum olduğu üzere Türkiye'de iki tane kurum belki bu anlamda önem arz etmektedir. Biri kamu kurumları, kamu kurumlarında çalışan insanlar. Biri siyasi mecralar. Ülkemiz halkın  oylarıyla yönetimin belirlendiği  demokrasiyle yönetilen bir ülke.

Halkın oylarıyla siyasi partiler kurulmuş, adaylar belirleniyor ve halkın oylarıyla diyelim ki yeterli oyu alanlar ülkenin, şehrin, beldenin, ilçenin yönetiminde söz sahibi oluyorlar. Sevk İdaresi'nde söz sahibi oluyorlar. Ancak bu söz sahibi olmak aslında çok büyük bir sorumluluk içermektedir. Ben de hayatı tahlil ettiğim zaman, kendi yaşadığımız ülkemizi tahlil ettiğim zaman burada bir sorumluluk tarafıma bir sorumluluk tevdi olduğunu söyleyebilirim” diyerek siyasete girmesinin topluma olan bir vatandaşlık görevi ve sorumluluk olduğun dile getirdi.

Milli Görüş Hareketi ve Saadet Partisi Türkiye gerçeğini çok iyi biliyor

Saadet Partisi Haliliye Belediye Başkanlığı sürecinden önce de Şanlıurfa’nın sorunlarını yakından takip ettiğini ve dönem dönem basın aracılığı ile çözüm önerilerini Şanlıurfalılar ve ilgili makamlar ile paylaştığını belirten Osman Yıldırım; “ Halka sorunları ve çözümleriyle ilgili birtakım çalışmalar yaptık . Birçok paylaşımlarda bulunmaya çalıştık. Buyurduğunuz gibi mesela değişik zaman dilimleri içerisinde aslında ben sadece siyasi bir mecranın dışında bir vatandaşlık sorumluluğu ve aynı zamanda mesleki etik kurallar gereği değişik zaman dilimleri içerisinde halka bazı konularda düşüncelerimi, birikimlerimi arz etmeye çalıştım.

2014 seçimlerinde bir vesileyle Saadet Partisi'nin bana Haliliye Belediye Başkanlığı'na teklifinde bulunuldu. Burada Saadet Partisi'ni tercih etmiş olmamın en büyük nedeni ise malum olduğu üzere Türkiye'de, Türkiye'nin gerçeğini ortaya koyan, realitesini ortaya koyan, sosyolojisini en iyi kavrayabilen, coğrafyanın tabiatını en iyi idrak edebilen hareket olan bir siyasi parti. Ben Milli Görüş Hareketi'ni çok inceledim diğer hareketleri de incelemişim yani Türkiye'deki değişik bütün hareketleri aşağı yukarı etüt etmeye çalıştım yani bunları yorumlamaya çalıştım Saadet Partisi de malum olduğu üzere Milli Görüş Hareketi'nin temsilcisidir  rahmetli Necmettin Erbakan,  60'lı yılların sonundan itibaren başlayan bir mücadelesi var.  Türkiye'nin düşünce dünyasına Türkiye'nin siyasal dünyasına Türkiye'nin yani devlet düşüncesine çok büyük katkılar sunmuştur düşüncesine Evet yani hayatı kuşatan bütün unsurlarla ilgili çok önemli bir şuurlanma hareketi söz konusudur bu şuurlanma hareketine ne diyoruz milli görüş hareketi diyoruz Ben de bunu kendi düşünce dünyamda kendi halet-i ruhiyem de ciddi anlamda etiklerini yapmışım ve milli görüş düşüncesinden hareketinden milli görüşünün ilkelerinden dolayı Saadet Partisi'nde siyasal bir siyaset yapmaya başladım Çünkü Saadet Partisi milli görüş hareketinin temsilcisi olarak görmekteyim” diyerek Parti Teşkilatına gösterdikleri teveccühten dolayı teşekkür etti.

Seçmen artık daha aklı selim hareket ediyor

Saha çalışmalarına ve vatandaş ile buluşmalarına ilişken açıklamalarda da bulunan Osman Yıldırım; “Şunu söyleyebilirim. Ben daha önce de seçimlere katıldım İshak Bey. Önceki seçimlere göre halk biraz daha nasıl söyleyeyim? Dingin bir şekilde yani biraz daha duygularını kontrol ediyor. Mesela önceki seçimlerde halkımız çok daha duygusal bir şekilde konulara bakıyordu. Ama geçen on yıllık sıra içerisinde ise benim gözlemlediğim kadarıyla insanlar şu anda daha farklı düşünüyorlar. Yani şu anlamda hayra alamet yani duygularla bir takım unsurların coşturmalarıyla değil de aslında insanlar aklı selimle düşünmeye başladılar. Yani ben mesela daha önceki seçimlerde de gündeme getirmeye çalıştığım iyi kötüden, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden ayırt etme iradesini ortaya koymaya çalışıyor. Kendince herkes, benim tahminim her gün bunun muhasebesini yapıyor. Ya iyi de mesela biz yıllarca belli partilere oy verdik. Peki gelmiş olduğumuz sonuçları itibariyle halkın önemli bir kesimi sonuçları itibariyle yapılan işleri, işlemleri ne yapıyor? Değerlendirmeye alıyor. Çünkü seçim süreçleri çok önemli bir muhasebe süreçleridir aslında. Bu sadece siyasi partiler veya temsilcileri açısından değil. Aslında oy veren seçmen açısından en büyük muhasebe alanıdır” diyerek seçmenin hizmetler konusunda artık çok daha seçici ve sorgulayıcı olduğun dile getirdi.

Milli Görüş Hareketi ve Saadet Partisi vatandaşlarımızın yüreğindeki sestir

Siyasetin seviyesine ve siyasi rekabet ilişkin açıklamalarda da bulunan Osman Yıldırım; “ Mili Görüş Hareketi ve Saadet Partisi bütün vatandaşlarımızın yüreklerinde olan bir sestir aslında. Ben o sesin üstüne çökmüş olan sesleri bertaraf etmeye çalışacağım. Bu da çok zor olmayacak diye tahmin ediyorum. Zihinleri kuşatmış olan, örümcek ağı gibi kuşatmış olan fikirleri bertaraf etmeye çalışacağım. Topluma dayatılmış olan siyasi düşüncelerin mahiyetlerini topluma anlatmaya çalışacağım. Özellikle projeler anlamında topluma ne kadar büyük baskılar uygulandığını, toplumun projeler aracılığıyla toplumun zihni yapısının ne kadar bozulduğunu tabii sizlerin aracılığıyla halka arz etmeye çalışacağım. Hakaret yapılmasını, baskılar oluşturulmasını topluma karşı bir hakaret, topluma karşı bir nezaketsiz tavır olarak düşünüyorum. Çünkü her bir aday aslında belli bir halkın, belli bir kesimin temsilcisidir. Hangi parti olursa olsun. Ben burada hiçbir  Önümüzdeki günlerde inşallah bunu biraz daha detaylandırmaya çalışacağız” diyerek diğer siyasi partiler ile Saadet Partisinin arasındaki zihniyet farkının olduğunu belirtti.

Yerine getirmeyecekleri ve şehrin gerçeklerine uymayan projeler vaat ediyorlar

Yani projelerden önce aslında insanların düşünceleri bir kere daha zihniyetleri özellikle zihniyetleri gözden geçirmesi lazım. Niçin diyecek olursanız aslında projeler nedir? Zihniyetlerin ifadesidir. Yani zihniyetlerin ifadesidir. O yüzden projeler konusunda mesela önümüzdeki süreçlerde Rabbim kısmet ederse biraz daha bu işin zihni kalıplarıyla ilgili topluma bir takım şeyleri arz edeceğim, paylaşmaya çalışacağım. Yani şu anda ben bunun eleştirisini daha önceki yıllarda da zaman zaman yapmaya çalıştım.

Mesela insanlarda bir proje eleştirme hadisesi yaşanıyor. Her vatandaşımızın kafasında her konuyla ilgili projeler var. Onlarca projeler var. Yani bir başı şu anda mesela Urfa'ya baktığımız zaman belki 10 bin tane, 20 bin tane, 50 bin tane projeden bahsedebiliriz. Nitekim hatırlarsanız 2010'da seçimlerinde mesela o zaman iktidar partisinin büyükşehir belediye başkan adayı ki daha sonra Urfa'da ilk büyükşehir belediye başkanı oldu. Gidip bir takım kitapçıklar hazırlatmıştı. Bende duruyor mesela o kitapçıklara. İşte proje sayıları veriyorlardı. Ben o programları yakinen izliyordum. Mesela canlı yayınları, yakinen izliyordum. Mesela işte siyasi parti yetkilisi başkan adayı kocaman bir kitapçık kuşe kağıtlara, büyük paralarla kuşe kağıtlara yüzlerce, binlerce baskı yapmışlar. Ve o kağıtlara bakıp seviniyorlardı. Biz bu projeleri yapacağız diye kağıtlara bakıp seviniyorlardı. Ben o zaman da eleştirme yaptım. Dedim ki ya böyle bir şey olur mu? Yani bu projeleri ben mühendis olarak matematik biliyoruz az çok. Yani bunları, bu projeleri zamana böldüğüm zaman sizin bu projeleriniz bir kere zamana sığmıyor. Ne beş yıla ne on yıla ne otuz yıla sığmıyor. İkincisi bu projeleri yani hangi bir şeyle yapacaksınız önemli değil. Sizin bu yaptığınız projeler bu şehre olur mu kardeşim? Şehir kendi projelerini üretir. Şehir kendi insanlarını üretir. Siz tepeden gelip buraya oturup, tepeden projelerle burada iş yapamazsınız” diyerek Şanlıurfa’nın fiziki, sosyal ve kültürel gerçeklerine ilişkin projelere ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Bu şehir için taşı taşın üstüne koyan birisiyim

Ama mesela Saadet Partisi'nde ben Urfa'da yaşayan bir insanım. Halka bir şeyi bir insanım. Ve şehri çok iyi yani benim hayatım sokakların içerisine geçmiş. Milim bilim biliyorum. Taş taş bilirim. Bence yerel yönetimler Türkiye'nin en önemli yönetim birimidir. Çünkü hareketler aşağıdan yukarıya doğru evrilirse yani habitat öyledir, canlı öyledir, hayat öyledir. Yukarıdan aşağı olmaz. Aşağıdan yukarıya biz halk olarak yani bir çiçeğin yetişmesini, bir ağacın yetişmesini düşünün tohumu atarsınız aşağıdan yukarıya doğru yetişir. Yukarıdan hiçbir şey doğru değildir ki. O yüzden en önemli seçimler nedir? Yerel seçimlerdir, mahalli seçimlerdir diye düşünüyorum. Bu konuda da halkımızın yani bir irade ortaya koyması gerekecek. Bu konuda da halkımız Milli Görüş Hareketi'ni iyi biliyor. Bizleri de tanıyorlar. Ben de hakikaten yani işini itinayla çok dikkat ederek işimi yapmaya çalışırım. Belediyecilik işinde ben belediyede çalışmışlığım var. Resmi kurumlarda çalışmışlığım var. Bu işlerin prosedüründe, uygulamasında ben kendim şantiyeciyim” diyerek vatandaşlara çağrıda bulundu

Kaynak: GAPGündemi / Tuğba Polat