İnsanların toplumsal şekilde yaşadığından bugüne her toplumdan insanlar realitesi olmayan, doğaüstü olan olaylara inanmışlar. Korkuları, çaresizlikleri, eski gelenekleri gereği meydana gelen kötülükleri bertaraf etmek, mutlu ve huzur bulmak anlamında batıl inançlardan medet ummuşlardır. Çoğu psikolojik olarak bu tür inanışların negatif etkisine maruz kaldığı için doğruluğuna ve bu tür batıl inançlara daha içten bir şekilde inanır onlara karşı tedbir alma uğraşı verirler.
Ele aldığım kurşun dökme olayı bu batıl inançlardan biridir. Nazarla, büyüden ileri geldiği zannedilen hastalık, uğursuzlu gibi rahatsızlıklarının giderilmesi için kimi insanların baş vurduğu çarelerden biridir. Daha çok kadınların bir evde bir araya gelip yaptıkları bir fal türüdür. Muska, hamaylı yazdırma, fal bakma, gibi kurşun dökmede bir takım gizli kuvvet sahibi olduğu kabul edilen deneyim sahibi kadınlar tarafından yapılır. Yalnız bu fal türü meslek edinmiş kişiler değil daha çok ev kadınları arasında ana kız ikilisi ile de yapıldığı gibi komşu kadınlarla beraber de yapılır.
Kurşun dökmenin merasim diyebileceğimiz bir şekli var. Kurşun döktürecek kişi ya işsizdir, ya hastadır veya herhangi bir şeyden veya olaydan korkmuştur. Kız ise kaderi niçin açılmadığı, kadınsa çocuğu olmuyorsa nedenleri üzerinde durulur ve birkaç kurşun parçası bir demir bir kepçede eritilir. Kurşun döktürecek kişi yere çömelerek oturur. Başı üzerine konulan bir elek ya da bir kalbur içine bir tas su indirilir.
Onun yanına bir makas, biraz tuz, bir parça ekmek, bir baş soğan konur. Tüm bu eşyaları içine alan elek veya kalburun altına da siyah bir bez tutulur. Bu merasimde kullanılan tüm eşyaların ayrı bir anlamı ayrı bir gerekliliği vardır. Mesela ağzı açık bırakılan makas uğursuzluğu keser, soğan cinleri kovar, tuz insanın yaşamdaki tadı, ekmek kazanımı anlatır.
Eritilen kurşun başın üstündeki eleğin veya kalburun içindeki su tasına dökülür. Kaynamış kurşun cızırtılı bir ses çıkarır ve çeşitli şekiller alarak suyun içinde soğumaya terk edilir. Soğuyan kurşun sudan içinden çıkarılar ehil kadın, kendini gizli kuvvet ve beceri sahibi olduğunu gösteren kadınlar tarafından yorum yapılar. Bu olay üç kez tekrarlanır.
Kurşunun aldığı şekle göre uğursuzluk, hastalık, kısmet eksikliği, kader kapanmasının nedenleri, nazar olayı, korku sebepleri söylenir. Ondan sonra ya muska için bir hocaya gidilir, ya da bir 'yatır' dediğimiz mezarlar ziyaret edilir, adak adamak için uğraşılır. Tasta ki su ve tuz üç yol ağzına serpilir. Diğer soğan ve bir parça ekmekte hayvanların yemine katılır.
Kurşun bulamayanlar kurşun yerine küp şekerde kullandıkları görülür. Kapalı bir toplum olan bölgemizde bu tür olaylar çok görülmektedir. Bunun nedenlerin başında kırsal alanda gelen daha çok hastalıklar için doktora gitme olanağı bulamayan veya gittiği müzmin hastalıktan şifa bulmayanlar bu tür batıl inançlara başvurur. Ancak şimdi 'bilen toplum' dediğimiz metropol bölgelerde de bile bu tür olaylara fazlasıyla rastlanmaktadır. Bu da insanların inanç zafiyetinden kaynaklanmaktadır.
Yıllardır bir örf adet ve gelenek içinde yaşatılan bu inanç türü insanları aldatıcı, yanıltıcı olduğu gibi dinen şirk batağına dikkat çekilmiş ve bunun falcılık sihirbazlık ve benzeri şeyler olduğu, geleceğin ancak Allah'a mahsus olduğu, bu tür bilgilerin insanların kendine pay çıkararak konuşması insanlara büyük umutlar vererek zarara sürüklemektedir.
Yaşadığım mahallede, genelde köyden gelen aileler vardı. Bu aileler arasında bu tür olaylar çok yaygındı. Mesela şahit olduğum bir olayı paylaşayım. Askere giden bir komşumuz, askere gittikten sonra bir mektup göndermişti. Ben de askere gidenlerin mektup yazanı ve okuyanı idim. O adrese mektup yazmamıza rağmen cevap alamadık. Bunun suçu benim mektubu yanlış yazmamda buldular.
Kocasından mektup gelmeyen kadının başına kurşun dökme olayına tanık oldum. Kurşunu inceleyen kadın; 'uzak yoldan sana bir haber gelecek' deyince, kadın hemen bağırdı 'İşte! Benim kocamdan haber gelecek' deyip sevincini gösterdi. Bunu engelleyen uğursuzluğunda bir komşudan geldiğini, bunun için kadının o kapının önüne bevl etmesini istediler. O ev halkı o pisliğin üstünden geçince bu uğursuzluk ve büyünün ortadan kalkacağını söylediler.
Sokak sakinken kadınlar o evin önünde toplandı. kadında onların ortasına oturdu oracıkta bir şeyler yapıldı. Aradan bir müddet geçti mektup geldi. Mektubunu okudum. 'Acemi birliğinde mektup yazma imkanı olmadığını dilimden anlayan hemşerimden ayrı düştüğüm için bu güne kadar mektup yazmadım.
Dağıtım oldum.' Yeni adresini yazmıştı. Kendisinin okuma yazması olmadığı gibi Türkçe de bilmediği için bulduğu, ilk hemşerisi mektup yazdırıp göndermişti.
Ancak o kadın o mahallede oturduğu sürece o komşusuna düşmanlığı devam etti. O suçu hiç kocasında bulmamıştı.